Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Bir Sıra Dışı Adam Turgut Özal

Rahmetli Özal’ın benim de hayatımda çok özel yeri vardır. 12 Eylül Faşist cuntasının mahkemelerinden alığım ceza sadece hapis değildi, iki yıl da Erzurum merkezde sürgünüm vardı.

Ceza evinden 4 yıl üzerine çıkmış bihakkın tahliye tarihine kadar bu cezamı erteleme hakkımı kullanıp bu arada da evlenmiştim.

Sürgüne giderken büyük kızım daha 7 aylıktı. “İki yıl nasıl geçer?” derken Özal her türlü muhalefete ve baskıya rağmen bu sürgün cezalarını kaldırınca 4 ay üzerine evime dönmüş sevdiklerime kavuşmuştum.

Sevinçliydim ama hala sol kafa olduğum için bu durumu içime de sindiremiyordum. Ama bir yandan da bu adama sempati duyuyordum. O babacan tavırlarının samimi olduğuna görüyor, o doğal halini seviyordum.

Yıllar geçti, Özallı yıllar…

Bu arada Sovyetler dağılmış, o asla yıkılmayacağına inandığımız devrimin güçlü kalesi darma duman olmuştu. Yıkılması bir şey değil, Sosyalizm’in yetiştireceğini söylediği ve bizim de hiç şüphesiz inandığımız yeni insan tipini de görmüş olduk. İşin bu tarafı uzun hikâye.

Özal’ın vefat ettiği o gün… O günü dün gibi hatırlıyorum. Bir arkadaşımın oto sanayisindeki dükkânının önünde bir kaç kişi ayaküstü çay içip sohbet ederken içerideki radyodan ölüm haberi verildi.

Bir anda kulaklarımın uğuldadığını gözlerimin karardığını hatırlıyorum. Çevreme bakındım dünya fırdolayı dönüyordu. Hemen oradaki kamyon brandalarının üzerine çöktüm. Arkadaşlar su falan getirdiler yüzümü yıkayıp kendime geldim.

Kendime hayret etmiştim “Bana ne oluyordu ki? Ölen nihayetinde Emperyalizmin Türkiye şubesiydi,” diye geçti içimden.

İyi de bu söylediğime ben bile inanmamıştım. Çünkü her şeye rağmen kim ne derse desin içeriden, dışarıdan çok büyük engellemelere rağmen onun iktidarı döneminde ülke büyük gelişmeler göstermişti ve bunlar bu ülkenin lehineydi.

Ondan sonraki dönemi de yaşadık, biliyoruz. Değeri, bu ülke için ne kadar kıymetli olduğu yokluğunda daha da iyi anlaşıldı.

Uzun lafın kısası; vicdan sahibi her insan rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın hakkını teslim ediyor. Evet, hataları vardı, yanlışlar da yaptı ama hangi insan hiç hatasızdır ki?

İş yapan hata da yapar yanlış da, gerisi hikâye.

Allah rahmet ve mağfiret eylesin güzel insan, Nur içinde yat, mekânın Cennet olsun. Amin.

RECEP AKIL

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir