Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Nisan 30, 2024

Faiz Yönetimi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, politika faizini 10,50’ye indirdi.

Bazıları isyan etti, bazıları sevindi.

İsyan eden niye etti, sevinen niye sevindi? Bunu anlatacağım…

Faiz artsın isteyenler ne istiyor? Bunu iyi anlamak gerekiyor…

Soruyorum… Çok paranız olsa ve bu para ile bir iş yapmıyorsanız ya da yasal bir tefeci iseniz resmi faiz oranları düşsün ister misiniz? Asla… Hatta, paralı ekonomistler tutup, medyada faizlerin yükseltilmesi gerektiğini söyletirsiniz, bu kapsamda oturma organlarından teoriler ürettirirsiniz, ülke için faydalı ve doğru olanın faizlerin yükseltilmesi olduğunu yazdırırsınız… Aynen oluyor bunlar değil mi? Ne kadar dinsiz, imansız ve satılık ekonomist sürüsü varsa bu yönde söylemler dile getiriyor. Bu gerekçe ile şöyle de bir teori uydurmuşlar; sıkı para politikası… Neymiş? Faiz yükselirse millet daha az ekmek alırmış, daha az yermiş… Akla mantığa sığmayan bu teoriye maalesef inananlar da olmuyor değil…

Tekrar soruyorum… Faiz yükselirse, borçlanma ve iflaslar artmaz mı? Maliyeti artan tüketici borcunu ödeyemez duruma gelir. Üreticinin maliyeti artar ve üretimi kısar, işçi çıkarır. Özetle felaket senaryosu gibi bir süreç başlar.

Faiz düşsün diyenler ne istiyor? Bir de madalyonun bu yüzüne bakalım…

Türkiye, dünya ekonomisi durmaya giderken bir büyüme ivmesi yakaladı. Bu fırsatı değerlendirmek ve sanayicinin maliyetlerini düşürmek gerekiyor. Maliyetlerin düşmesi ve özellikle de sanayideki büyüme yeni isdihdam alanları da açacak, işsizlik azalacak… Yüksek faiz ortamında borç ödeme zorluğu çekenler, borçlarını daha düşük maliyetli finansmanla ödeyebilecekler… Bunu kim istemez? İşte böyle olumlu ekonomik gelişmeleri istemeyen veledi iblis ekonomistler ülkemizde bol miktarda var.

Merkez Bankasının nasıl işlediğini bilmeyen zavallılar, faizin artması gerektiği konusundaki masallara hemen inanıyor. Bu da önemli bir sorun.

Şöyle bir iddia var; TCMB, neymiş, tasarruf sahibinin parasını alıp, sanayiciye peşkeş çekecekmiş…

Türkiye’de sadece bir tasarruf sahibi var… Bankalar… Bu bankaların hemen hepsi geçen dönem ve bu dönem yıllık 3+5 milyar dolar kar yaptı. Merkez Bankası bunların kasasından yüzde 7 alıyor ve onu politika faizi üzerinden uygun gördüğü yere dağıtıyor. Ayrıca bankaların, bilançolarına göre nakit fazlası varsa, bu fazlayı da Merkez Bankasında tutuyorlar ve düşük faizde de tutmak istemiyorlar. Kavga da burada başlıyor. Yani Merkez Bankası fakir fukaranın parasını dağıtmıyor. Zenginin parasını, ihtiyacı olan üreticiye dağıtıyor.

Ekonomist geçinip de “faiz niye düşürülüyor?” diye soran embesil sürüsü bu ayrıntıları çok iyi biliyor ama bilmeyene böyle anlatmıyor.

Sokrat filozof demiş ki:

“Yönetimle ilgilenmeyen akıllıları, aptallar yönetir”

Ve bizim mahallenin ağır abisi Erbakan bu sözü almış şöyle ifade etmiş:

“Siyasetle ilgilenmeyen Müslümanı, siyasetle ilgilenen siyonist yönetir.”

Ben de diyorum ki:

“Ekonomiyi bilmeyen akıllının parasını, ekonomi ile ilgilenen geri zekalılar yönetir.”

Ekonomideki faiz meselesinin özeti bundan ibarettir.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir