Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Nisan 30, 2024

Kaybettiklerimiz; Ahde Vefa

İnsanı İnsan yapan özelliklerden birisi de Ahde Vefadır. Bunun gibi nice güzel hasletleri yitirdik. Çağın hastalığı yediden yetmişe hepimizi zehirlemeye devam ediyor. Bizi biz eden ne varsa elimizle yine elbirliği ile toprağa veriyoruz.

Bugün birçoğumuzun dertli olduğu bir hususu kaleme almak istiyorum. Yok ettiğimiz Ahde Vefa konusunu. Bilindik Hikaye hepiniz bilirsiniz ancak hatırlatmakta fayda görüyorum. Hani ibretlik hikaye deriz ya! İşte bu kıssa tamda onu anlatıyor.

Bir anlık gaflet ile nefsimize yenik düşüyoruz. Ve sonrasında bin bir emekle kazanılan, bir solukta yok olup giden kadim değerler…

Ahde Vefa

Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derler ki

-Ey halife bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.

Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek:

-Söyledikleri doğrumu diye sorar.

Suçlanan genç derki evet doğru, bu söz üzerine Hz Ömer:

-Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar.

Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki:

-Ben bulunduğum kasaba hali vakti yerinde olan bir insanım ailemle beraber gezmeye çıktık kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi.

Hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki, dönen bir defa daha bakıyor hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım, arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı atım oracıkta öldü, nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım babası öldü, kaçmak istedim, fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi.

Bu söz üzerine Hz Ömer söyleyecek bir şey yok bu suçun cezası idam, madem suçunu da kabul ettin…

Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:

-Efendim bir özürüm var, ben memleketinde zengin bir insanım, babam rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı, gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah katında sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün için de yerime birini bulurum der.

Hz Ömer dayanamaz derki:

-Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki? der,

Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar derki,

-Bu zat benim yerime kalır, o zat Hz peygamber  efendimizin en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelen Amr ibni Asr’ dan başkası değildir. Hz Ömer Amr ‘a dönerek

-Ey Amr delikanlıyı duydun, der.

O yüce sahabi:

-Evet, ben kefilim der ve genç adam serbest bırakılır.

Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur, Medine’nin ileri gelenleri Hz. Ömer’e çıkarak gencin gelmeyeceğini, dolayısıyla Amr İbni Asr’a verilecek idamın yerine, maktülün diyetinin verilmesini teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz, derler.

Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir, derki,

-Bu kefil babam olsa fark etmez, cezayı infaz ederim.

Hz. Amr ibni Asr ise tam bir teslimiyet içerisinde derki,

-Biz de sözümüzün arkasındayız.

Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür.

Hz Ömer gence dönerek derki,

-Evladım gelmeme gibi önemli bir fırsatın vardı neden geldin.

Genç vakurla başını kaldırır ve:

-Ahde vefasızlık etti demeyesiniz diye geldim, der.

Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr ibni Asr’a derki,

-Ey amr sen bu delikanlıyı tanımıyorsun nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?

Amr ibni Asr :

-Bu kadar insanın içerisinden beni seçti, insanlık öldü dedirtmemek için kabul ettim der.

Sıra gençlere gelir derler ki,

-Biz bu davadan vazgeçiyoruz, bu sözün üzerine Hz Ömer:

-Ne oldu biraz evvel babamızın kanı yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz?

Gençlerin cevabı dehşetlidir:

– Merhametsiz insan kalmadı denmesin diye.

Bundan başka söze gerek var mı dostlar? Aslında sabaha kadar konuşsak ve yazsak kelimeler yetmeyecek biliyorum. Ancak hiç düşündünüz mü? Ben Müslümanım diyen birisinin ne denli ağır yükümlülük sahibi olduğunu anlayabildiniz mi?

Hani deyim yerindeyse Müslümanlar tamamıyla dünyevileşmiş dahası Kimlik Müslümanı olmuşlardır. Zor zamanda duruş sergilemek ne denli önemliymiş. En ufak bir öfke veya kızgınlıkta kardeşine sırtını dönenlere ne anlatabilirsiniz ki!

Müslümanın olmazsa olmazlarından birisi olan Ahde Vefa sadece sözde bir ifade olmaktan öteye gitmiyor. Kadim değerlerimiz Batının Kültür Emperyalizmine karşı adeta kurban ediliyor.

Anlaşılan o ki Vefa artık İstanbul’da bir semt isminden ibaret.

Selam ve dua ile…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir