KUŞ
Annesi tarafından yuvadan atılan yavru kuş kanatları olduğu için mi uçar..
Ya da kanatlarını havada iken kullanmayı denediği ve kullandığı için mi..
Önemli olan alet edevat değil.. Alet edevatı kullanmak ve kullanmayı geliştirmektir..
***
HAZMEDİLMİŞ BİLGİ
Kuş yavrusuna KAY verir, inek SÜT…
Hazmedilmiş bilgi daha kıymetli ve daha doğrudur.Ezberden ve kopyadan uzaklaştırır.. Ülkeye, duruma, şahsa ait çıkarımda bulunmayı sağlar..
***
Düz ova ve dağlık tepelik olan bir arazide yer sarsıntısı olduğunda kedi, köpek gibi hayvanlar nereye doğru giderse evleri oraya yapmak lazımdır.
***
Bir kızıldereli atasözü derki;
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü, üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine; “suyun akışı” karar verir.
***
Bir kızıldereli atasözü derki;
Dinle, yoksa dilin seni sağır eder.
Yüzleş, yoksa kalbin seni esir eder.
Anla, yoksa zihnin seni deli eder.
Türkiye eğitim alanında arayış içerisindedir. Denediği birçok model sonrasında Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde karar kıldı. İhtiyaç var mıydı? Evet ihtiyaç vardı. Nedirine nasılına bakmadan “maarif” sözcüğünden alerji duyarak ya da modeli uygulamaya koyan iktidar nedeniyle içeriğine bakmadan muhalefet edenler gibi davranmadan imceleyeceğiz.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli “beceri” temelli bir modeldir. Başka ülkelerin modellerini kopya etmek yerine onlardan yararlanarak, geçmişimizden aldığı değer birikimini de katarak oluşturulmuştur. Ancak üç grupta toplayabileceğimiz kanseri vardır:1.İşe alma politikası, 2.Ölçme değerlendirme, yerleştirme sistemi, 3. İş görme sistemi..
1. İşe alma politikası: İşe almada işe uygunluk esas almalıdır.Beceriye dayalı eğitim modelinde öğretmenlerin de buna göre belirlenmesi gerekir. Bir takım yanlışlar yüzünden mülakatı eleştiren, çoktan seçmeli sorularla yapılmış sınavdan alınan puanla atananların öğretmen yeterlilikleri süreç içerisinde sorgulanmaktadır.
YÖK ve yükseköğretim sistemimizde öğretmen yetiştirmede sıkıntılar olduğu için Bakanlığımız “insan kaynağının niteliğini artırmaktan” bahsetmektedir. Kanunu çıkarılan Milli Eğitim Akademisi işe alındıktan sonraki süreci dikkate alacaktır. Halbuki öğretmen işe almanın nitelikleri net bir şekilde ortaya konursa, eğitim verenler ve eğitim alanlar kendilerini buna göre hazırlayacaklardır.
2. Ölçme değerlendirme, yerleştirme sistemi: Beceriye dayalı modelle eğitim gören öğrencilerin çoktan seçmeli sınavlarla seçilmesi ve yerleştirilmesi sistemi anlamsızlaştırmaktadır. Öğrencinin becerilerini dikkate alan ölçme ve yerleştirme sistemi geliştirilme mecburiyeti ortadadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline uygun geliştirilecek ölçme değerlendirme ve yerleştirme sisteminde becerinin, eğitim sürecinde yapılanların dikkate alınması gerekecektir.
3. İş görme sistemi: Devlet okullarında hâlihazırda görev yapan %30-35 oranındaki öğretmen grubu sistemi domine etmektedir. Türk Milli Eğitimi bu “fedakar” öğretmenlerin gayreti sayesinde güzel şeyler ortaya koymaktadır.
Okulda az bir süre kalmayı düşünen, dağarcığında “yorulmak” diye bir sözcük olmayan kişilerle eğitim öğretim faaliyetlerinin planlanması ve uygulanması mümkün olamamaktadır.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinde becerileri itibariyle öğretmen olanların bütün gün okulda bulunmaları gerekir. Böylece öğrenciye ve velisine öğretmen daha çok vakit ayıracağından hem öğrenci hakkında daha çok gözlem ve bilgiye sahip olacak hem de öğrencisine daha destek eğitim ya da zenginleştirilmiş eğitim verme imkânı doğacaktır. Ancak eğitim sistemimizde ikili eğitim yapılan okulların olması, “ben dersime girer çıkarım” anlayışındaki öğretmenlerin bulunması, iş göremezlik raporlarının çok kolay alınabilmesi modelin özünü çürütecek katkılar sağlamaktadır.
Görünen o ki, ülkemiz eğitim alanında bir yere varmak istiyorsa, beceriye dayalı ve tam zamanlı öğretmen istihdamının nesnel alt yapısını orta ve uzun vadede oluşturmak durumunda kalacak.
Burak SELİMOĞLU