Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Aralık 7, 2024

Sabahattin Ali’nin Ölüm Emrini Kim Verdi?

Sabahattin Ali, Markopaşa’da siyasal yazılar kaleme alıyordu. ABD ile kurulmaya çalışılan ilişkileri, ulusal bağımsızlık açısından sorgulayan; “yabancı sermaye”yi büyüteç altına alan; “demokrasi tarihimiz”in ve “1946 dönemeci”nin sınıfsal özünü açığa vuran; “Soğuk Savaş” stratejisinin ilk sinyallerini veren, “kökü dışarda” edebiyatın içyüzünü sergileyen; Milli Şef Dönemi boyunca yapılan yolsuzluklarla siyasetçi, yeraltı dünyası iç içeliğinin üzerine gidişiyle de “siyasal” bir mizah dergisi olarak Markopaşa’yı Markopaşa yapan bu yazılardır.

Sabahattin Ali’nin öldürülmesi ile noktalanan sürecin en önemli halkası, Markopaşa’da sergilediği tutum; diğer bir deyişle de “Markopaşa Yazıları”dır. Sabahattin Ali’nin ölümü üzerine konuşulan şey genellikle “nasıl” öldürüldüğüdür oysa üstünde durulması gereken “neden” öldürüldüğüdür.

2000 yılında Milliyet Gazetesi yazarı Azer Bortaçina, Mehmet Ali Cimcöz’ün anlatımına dayanarak dönemin İstanbul Emniyeti Birinci Şube Müdürü Parmaksız Hamdi’nin Cimcöz’e, “Cinayeti işleyen polis değil, MİT’tir. İnfaz emrini veren de gazeteci, yazar, CHP’de üst düzeylerde bir kişidir. Zaten bu emri veren politikacı da daha sonra feci şekilde öldürüldü, adını veremem” dediğini belirtir.

2012 yılının başlarında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Cumhuriyet dönemiyle ilgili pek çok hatalar oldu, yanlışlar oldu. Nazım Hikmet’i kim hapse attı? CHP. Sabahattin Ali’yi kim öldürttü? CHP…” diyerek, Sabahattin Ali’nin ölümüne dair tartışma yaratmıştı.  Bu konuşmanın ardından yedi yıl geçmesine rağmen bu konuyla ilgili olarak herhangi bir belgeyi kamuoyuna sunmamıştır.

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, çok partili yönetime geçme kararı alındı. Ama halkımızın durumu, Sabahattin Ali’nin yapıtlarında yansıttığı gibiydi: Köylü topraksız, işçi sendikasız, halk örgütsüz. Sabahattin Ali, gerçek demokrasiyi savunanların başında yer aldı. Neyi mi savunuyordu arkadaşlarıyla çıkardıkları Markopaşa gazetesinde: Tam bağımsızlığı, devrimleri, halk egemenliğini… Sömürünün her çeşidine karşı çıkıyor daha güzele, daha haklıya kavuşmanın savaşımını veriyordu.

Markopaşa’nın haftalık basım sayısı altı binden altmış bine yükselmiştir çünkü okur, farklı bir ses olarak yer alan Markopaşa’nın söylediklerinde, yıllardır içine attıklarının bir karşılığını bulmuştur. ‘Egemen güçler’de ilgisini esirgememiştir. Markopaşa’yı susturmak için her türlü yol ve yönteme başvurmuştur. Basılmaması için matbaalara, dağıtılmaması için dağıtımcılara, satılmaması için bayilere ve sokak satıcılarına, okunmaması için okurlara gözdağı verilmiştir.

Hasret G. POLAT

Daha Fazla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir