Keşke, ülkemizi yönetebilecek birbirinden değerli çok sayıda ehliyet ve liyakat sahibi adaletli insana sahip olsaydık. Keşke aynı özellikleri taşıyanlardan ülkemizi yönetecek çok sayıda nitelikli yüzlerce kadromuz olsaydı. Bu durum berekettir huzurdur. Geleceğimizin sigortasıdır…
İslam dini kıyamete kadar baki olacağından, insan fani olduğu için yönetme ve idare etme işini ölümlü olan kişilere veya çeşitli gruplara ayarlı olarak planlamaz. Peygamberimizin genç denebilecek yaşta Müsümanların arasından ayrılması ise bu tezi destekleyen delillerdendir. Müslümanlar, istisnalar olsa da, efendimizin vefatından sonra ne yazık ki olaylara kurumsal bazlı bak-a-mamışlardır. Daha çok bu eksikliği karizmatik güçlü liderlerle geçici olarak gidermişlerdir.
Bugün gelinen noktada, idare etme anlamında yararlandığımız tüm yönetimsel biçimler ne yazık ki Batı kaynaklıdır. Müslümanlar örnek bir model ortaya koyamamışlardır. Koysalar da yaşatmaya muktedir olamamışlardır.
Biliyorum, bu tespite ilişkin cümleler can yakıcıdır ve olaylara duygusal yönlü bakanları öfkelendirebilir. Öfkelenenlere derim ki, tarih boyunca adalet üreten modelimiz nerede? Biliyorum Osmanlı diyenler olacak, Endülüs Emevi Devleti diyenler olacak…Derim ki neden yaşayamadılar? Bugüne dek gelemediler…?
Bu tespiti böylesine acımasız ve canımızı yakacak şekilde yapamazsak, olaylara duygusal bakmaya devam eder kendi kendimizi kandırmış oluruz. Bunu da o bahaneler veya bu bahanelerle de temellendirme yanlışına düşeriz. Bu olmaz! Kaybedecek zamanımız yoktur!
Merhum Necmettin Erbakan hocamız sonrası için, öyle ya da böyle ülkemizi yönetebilecek olduğuna inanılan bir çok isim vardı. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Abdullah Gül, Oğuzhan Asiltürk, Bülent Arınç, Numan Kurtulmuş, Ahmet Davutoğlu ve de Fatih Erbakan ve daha başkaları…
Cumhurbaşkanımız da bizler gibi fani olduğuna göre, kendimizin sonrasının ne olacağına kafa yorduğumuz kadar, Cumhurbaşkanımız sonrasına kafa yormamız gerekmez mi?
Cumhurbaşkanımız sonrası için bir alternatif isim söyler misiniz bana? Bu noktada temel tezim, siyasetin hocası merhum Necmettin Erbakan ile talebeleri arasındaki en bariz farktır. Talebeleri ne yazık ki Merhum Erbakan hocamız gibi siyasetin hocası haline gelemediler…Onların talebeleri yoktur!
Bunca okullarımız, Kuran Kursları, dernekler, vakıflar, kurum ve kuruluşlarımızla ne yazık ki ülkemizi yönetmeye muktedir binlerce alternatif yetiştiremedik. Yetişmedi. Olanları da sistem ve şartlar öğüttü, bitirdi ve yıpratıp eskitti…Etkisizleştirdi.
Çünkü elimizdeki kurum ve kuruluşlarla insan kaynağımıza sadece kendi partimize oy vermeyi öğrettik. Oy almayı, halk desteği elde etmeyi, karizmatik lidere dönüşmeyi, proje üretmeyi, adaleti, hak ve hukuku öğretmedik. Yani itirazsız,sorgulamayan, teslim olan seçmen hoşumuza gitti.
Sorarım, şu anda, Cumhurbaşkanımıza alternatif olarak gösterilenlerin tamamı, yıllar öncesinin Milli Görüş temsilcilerinin sandık müşahitlerinin donanımına sahipler mi?
Bizler, Cumhurbaşkanımızı seviyoruz ama o da bizler gibi fanidir…
Hepimiz doğduk, büyüdük ve öleceğiz …Partiler de…Doğar büyür ve ölürler. Kanuni ilahi budur!
Madem ki faniyiz, o halde önemli olan husus, oluşan idari boşluğu binlerce alternatifle doldurabilecek kadro ile hazırda beklemek değil midir?