İlgili ebeveyn olmak adına, çocuğun yapması gereken birçok şeyi anne babanın ya da diğer aile bireylerinin yaptığı, sonrasında bunun çocuğa mal edildiği görülmektedir. İyilik adına yapılan bu tür davranışlar çocuğun gelişimini olumsuz etkilemektedir. “Zor şartlar güçlü kişilikler ortaya çıkarır” sözü unutularak yapılan bu davranışların takip eden yıllardaki telafisi ya zor olmakta ya da mümkün olamamaktadır.
“Benim çocuğum çok küçük, elleri minnacık çok zorlanıyor” gibi sözlerle çocuğunun yerine ödevini yapan, yazısını yazan anne babalar şefkatlerine yeniliyorlar. Çocuklarının gelişmesinde çok iyi bir davranışta bulunmuyorlar. Çocuğunun yaptığı yanlışı “benim çocuğum yapmaz” diyerek üstünü örtmek, en ufak zorlukta yerine yapmak ya da taşımak, çocuğun yerine ilaç içmek veya aşı olmak gibi davranışlar, “sırada şununla oturmasını istemiyorum, bununla arkadaşlık yapma şununla yap” gibi sözler, “çantası çok ağır ben taşıyayım” ya da “ödevin çok, yapma! bir şey olmaz” gibi söz ve davranışlar, yaparak yaşayarak öğrenmenin önüne geçtiği gibi çocuğun kendisi deneyimleyerek tercih etmesinin ve karar vermesinin önüne geçmektedir.
Yabancı bir ülkede çekilmiş bir videoda, bir baba ile 4-5 yaşlarındaki oğlu yolda beraber yürüyorlar. Önlerine yolu boydan boya kapatan yerden yüksekliği 30-40cm olan bir ip çıkıyor. Baba ipten atlayıp geçiyor. Oğlu geçmekte zorlanıyor, geçemiyor. İpe takılıyor. Çocuk babası kendisini alsın ya da ipten geçirsin diye sesleniyor, ardından ağlıyor. Ama baba oralı olmuyor, çocuğun kendisinin geçmesini bekliyor.. Bu durum ülkemizde olsa, “hemen çocuk kucaklanır ipin üstünden geçirilir ve devam edilir” şekline dönüşüverirdi. Ama videoda çocuğunun zorlukları aşmasını bekleyen baba davranışı sergilendi.. Üniversitede okurken kaldığım devlet yurdunda, 22-23 yaşlarındaki arkadaşımın bana, “ben şimdiye kadar hiç giyim alışverişi yapmadım, hep annem aldı. Beraber alışverişe gidebilir miyiz” sözü ülkemizdeki uygulamaya sadece bir örnektir. Bu sebepledir ki, çoğu zaman, “iyi ki okuma yazma bilmeyen annem, ben engelliyim diye yerime yapmayı tercih etmemiş, benim zorluklarla baş etmeme, zorlukları aşmama imkan sağlamış” diyorum.
Çocuklarımızın hep yanlarında olamayacağız gerçeğini hep unutuyoruz. Günlük hayatlarında ve işlerinde hep onların yanlarında olamayacağız. Onların yük yüklenmelerine, çözüm üretmelerine, karar verip uygulamalarına imkân sağlamalıyız. İmkân sağlamak, yerine yapmak değildir. İmkân sağlamak; kendilerinin işin odağında olmasına fırsat tanımaktır. Talep ettiklerinde de desteklemektir.
Çok korumacı davranışlar çocuklarımıza kardan çok zarar veriyor. Zorlanarak öğrendikleri hem onları güçlü kılıyor, hem de öğrenmelerini kalıcı hale getiriyor..
Bırakalım.. Çocuklarımız hayatı düşe kalka yaşasınlar ve kendileri öğrensinler…
Merve Zeynep BAŞ
Medipol Üniversitesi Psikoloji (İngilizce) Bölümü