Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Ocak 21, 2025

Bir “Politik Ödül” Olarak Nobel: Bir Batı Aydını Olarak Daron Acemoğlu

Dünyanın başındaki en büyük bela: Kapitalizm.

Fakat bu bela “ikna kabiliyeti” ve “örgütlenme” becerisi en yüksek küresel ağ. Peki neden Kapitalizm “Bela” görülüyor/görüyorum? Oysa bugün dünyada “Gelişim” adına ne varsa bunu Kapitalizme borçlu. Bence bu “Bela” konusunun deşifre edecek en iyi örneklerden biri Daron Acemoğlu profili. Daron hocanın çalışmaları ve açıklamaları bu deşifre imkanına imkan veriyor.

Deşifre kodları şunlar:

1) Batı “Dünya” derken kendisini kasteder. O nedenle Batı kendi dışındaki dünyanın kalan kısmını ” Diktatörler dünyası ve gelişmemiş toplumlar” olarak etiketler. O nedenle “Modern insan=Batılı olmak” özdeşliği temel kuraldır. Bugün Asya dünyasındaki tüm gelişmeler ( Ki Batı dünyasının altını oyuyor) bu iddiayı hızla çürütürken; bu sefer Batı tüm Asya ülkelerini “Demokrasiyi tehdit eden devlet modelleri” diye karalıyor. Daron hoca bu fikri, zihniyeti birebir savunuyor. Bu çok doğal çünkü Daron’un zihin dünyası, fikri tamamen bu batı dünyası ile dolmuş. O nedenle analizlerin tamamı Kapitalizmin gerekliliklerini sol yorum üzerinden eklemlenerek savunuyor…  Nitekim, Daron hoca, bütün konuşmalarını evirir, çevirir mutlaka ABD’nin tehdit ilan ettiği bütün ülkeleri aynı ile olumsuzlar. Yani karşımızda Politik bir aktör var. Batı’da çoğu bilimci çalışma alanı ile politik tavrını ayrıştırmayı becerse de; gündem oluş biçiminde bu dikkate alınmaz.

2) Kapitalizmi en güçlü kılan yönü inanılmaz bir “Bilimci kadrosu” var etmesidir. Yani bilimin, bilimcinin görüş ve analizlerin  mutlaka Kapitalizmi beslemesi icab ediyor. Kapitalizm kendisini geliştirmeyen hiç bir şeyi “bilim” saymaz. O nedenle Kapitalizme angaje olmamış bir bilimsellik alanı ne kadar oluşacağı ayrı bir müzakere konusu.

Kapitalizm içinde en başarılı hikaye ise kendisine hizmet ettirdiği “Solcu kapitalistler” tipolojisidir. Yani ilk bakışta “Protest” profili çizen ve “Sol”da duruş figür çizenlerin, hatırı sayılır bir küreselciliği, küresel şirketleri savunması sağlanmaktadır. Daron hoca da küresel şirketlerin artması ve uluslardan daha fazla etkin olması gerektiğini bu bağlamda savunuyor.

( O nedenle alıntıladığım fotoğrafın arkasında sol eli havadaki çocuk fotosuna dikkat çekeyim 🙂

3) Daron hocanın Türkiye ve iktidarla ilgili politik fikri zaten çok açık. Millet ittifakının bütün iktidar argümanlarını birebir aynı ile tekrarlar. Burada tekrarlamaya gerek yok. O nedenle Millet İttifakı Daron’un bu ödülü alması üzerinden hocayı bol politik muhalefet ketçabı yapacak. İktidar yanlıları ise aksi yönde davranacak.

Bir ara Orhan Pamuk ödülünü ağız tadıyla konuşamadan; Ermeni soykırımı etrafında toplumun bölünmesi gibi, Daron da “bilimci” kimliği kadar ısrarla yürüttüğü politik açıklamaları sebebiyle benzer bir polemiğe düşme ihtimali yüksek. Zaten Pamuk işi “Ermeni soykırımı” üzerinden polemik oldu. Büyük ihtimalle Daron da aynı kuyuya atılan taş olacak.

4) Kapitalizm bir insan ideolojisidir ve mezhepleri vardır. Liberalizm bunların en güçlü mezhebi idi. Liberalizm kendini güncelleyemiyor. O nedenle Kapitalizme yeni mezhep lazım. Şu anda keşfettiği bir koridor var: Solculuk… Bütün dünyada sol kendisini liberalizmin yerine yerleştirmeye çalışıyor. Daron da bu çizgide. O nedenle iklim, otomasyon, paylaşım, robotik eleştiriler yapıyor ve bunu sol jargona oturtuyor. Fakat finalde Kapitalizmi rehabilite etmeye bağlıyor. Zaten aldığı Nobel ödül alanı bu rehabilitasyon önerileri sebebiyle.

5) Kapitalizm ile baş edemeyenlerin uzaktan sövüp-sayması maalesef Kapitalizmin eğlence konusu. Kapitalizmin ne olduğu anlaşılmadan onunla baş etmek, alternatif dünya sistemi kurmak imkansız. Üstelik Kapitalizm “Tek galip ideoloji” durumundayken.

Tam da bu bağlamda “Kapitalizmi anlamak ve eleştirmek” noktasında Daron hoca iyi bir “ders anlatan hoca” özelliğine sahip. O nedenle konuşturmak gerekir bu tarz hocaları. Politik rolü buna engel olmamalı. Aksine meselenin üstüne gitmeli. Daron hocanın aklı ile arka fondaki çocuğun sol elinin havada olması arasında bir ironi olsa da; Daron hocadan yararlanmakta fayda var. Çünkü Batı dünyasının sözcülüğünü yapıyor.

6) Daron hoca ya Türkiye’yi gerçekten takip edemedi; ya da bilerek böyle konuşuyor. Çünkü Türkiye’nin iç politikası hakkında sadece eleştiri yapmıyor; muhalif safta durarak açık politik ve hatta sofi militarist söylemi elden bırakmıyor. Halk, kendisine parmak sallayan veya tercihlerini tiye alan kim olursa; benimsemez. Gördüğüm kadarıyla muhalefet hocayı konuştura konuştura bu tuzağa düşürmüş.

7) Türkiye, bütün eksikliklere rağmen, politik tarafgirliğe rağmen, kendi çocuklarına karşı şefkatli davranmalı. Bir kalemde yok saymamalı ve de eksileri var diye kıymetli çalışmaları reddetmemelidir. Bırakalım, politik tutum hakkını kullansın bilim adamları; fakat kendi devlet ve halkına ihanet etmeden…yapsınlar bunu. Daron hoca’nın “ihanet” sayılacak özel bir gayretine ben tanık olmadım. Çoğu röportajını izledim; bilimsel kadrajda durma gayreti var genelde.

Dolayısıyla, Daron hocanın bilimsel çalışmaları tartışma konusu olursa; hepimiz faydalanacak analizler denizinde yüzeriz. İyi de olur. Fakat her zamanki gibi; Politik duruşu ödül aldığı çalışmayı gölgeleme ihtimali yüksek.

( Mesela konuyu saptırmak isteyen, işi magazine dökmek isteyen biri çıkıp; Nobel ödülü havadayken ona yumurta atmak isteyen “den(ge)siz biri şu polemiği ateşleyebilir: ” 10 yaşından küçük çocukların örtünmesi ile pedagojik alay etmeyi moderncilik belleyen kafanın; çocukların sol elini kaldırmak tavrını yücelten kafa arasındaki ironi de nedir?”. diye Nobel geyiği yapabilir.

Şaka tabi… son cümleyi yazılmamış kabul edin… Arkadaki çocuk da çok sevimli bu arada. Daron’un duruşu açısından da oldukça şirin. Tahminim torunudur. Hasılı… Türkiye ağız tadıyla müzakereye yatkın değil; ne iktidarı ne de muhalefeti ile… )

Daha Fazla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir