Başörtüsü yasağı, 28 Şubat günleri…
İslamcı ekabirden birileri toplanmış ve İsmet Özel’e gitmişler.
“Üstad Beyazıt meydandaki eylemlerde bu pazar sizi de aramızda görmek istiyoruz. Çocuklara moral olur.”
“Pazar olmaz, pazartesi veya salı siz de hep beraber gelin, olur.”
“Aman üstad, iş günü, çalışıyoruz.”
“Lan sefiller… O çocuklar bütün geleceklerinden olmuş, bütün hayatları kaymış, okuldan atılıyorlar ve siz bir iş gününün hesabını mı yapıyorsunuz? Olmaz, sizden hiç bir cacık olmaz.”
…
Olandan herkes verir ve hatta bazen vermezse suçtur. Önemli olan olmayandan vermektir.
Koltuğundan kalkmadan, terlemeden, yorulmadan ve bir şeylerini feda etmeden fedakarlık mı yapılır?
Bir saatin doğru zamanı göstermesi onun zaten asli işidir. O saatin kaç olduğunu söylemek de herkesin yapabileceği bir iştir. Ustalık ve dava adamlığı odur ki, o saat bozulduğunda onu tamir eden kişi sen olursun. Ancak o zaman dava adamı olunur.
CHP’nin ekonomi programının fotokopisi uygulanırken eleştiri yaptığım zaman bana ve benim gibilere “nankör, dava satan” filan diyen dava godoşlarına söylüyorum; hayır asıl siz sattınız bu dava denen şeyi… Tabii öyle bir şey var idiyse…
O kadar cahilsiniz ki, topluma ve kendinize zarar veriyorsunuz. Yüksek faiz politikası, sıkı para politikası ve şu uygulanan yeni ekonomi politikası CHP ekonomistlerince savunuluyordu. Erdoğan nasıl ikna oldu? Bilmem ve de benim meselem değil. Ben şahıslardan değil amentümden sorumluyum.
İlkeniz yok ve putperestlik yapıyorsunuz.
Ben dün yazdıklarımın aynısını bugün de yazıyorum. Hatta iki yıl önce CHP eleştirisi yaparken yazdığım yazının aynısını koydum; bu kadar eleştiri çok değil mi diye bugüne alınıp, sızlanan oldu.
Siz dün söylediklerinizin tersini savunuyor ve buna Erdoğan’ı mazeret gösteriyorsunuz. Kim daha dürüst?