Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 27, 2024

Cağdaş Ashâbü’l-Uhdûd Olayı Mı Yaşanıyor?

…أعوذ بالله ، بسم الله

قُتِلَ اَصْحَابُ الْاُخْدُودِۙ. اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ. اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ. وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنٖينَ شُهُودٌؕ. وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَزٖيزِ الْحَمٖيدِۙ. اَلَّذٖي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِؕ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَهٖيدٌؕ. اِنَّ الَّذٖينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرٖيقِؕ

Meâl

O alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayanlar Allah’ın gazabına uğrasınlar!

Bu çukur ruhlu zalimler, açtıkları çukurda yaktıkları ateşin başına oturmuşlar, inananlara yaptıkları işkenceyi ve katliamı pişkin pişkin seyrediyorlar. Onlar, azîz ve hamîd Yüce Allah’a inanan müminlerden intikam almak istiyorlar. Bilmiyorlar ki Yüce Allah göklerin ve yerin yani bütün bir evrenin yegâne hükümranıdır ve onların yaptığı her şeyi görmekte ve not etmektedir.

İşte bu şekilde mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de pişmanlık duyup tövbe etmeyen zalimleri yakıcı cehennem azabı beklemektedir.

(Burûc 85/4-10).

Kur’an’da kıssalar örnek olaylar şeklinde anlatılır. Bunlar bazen iyi örneklerdir bazen da burada olduğu gibi sakındırma amaçlı kötü örneklerdir. Kötü örneklerin anlatılmasının sebebi iyi insan olmak sadece iyilik yapmakla değil, aynı zamanda kötülüklerden sakınmak ve yapılan kötülükleri engellemekledir. Eğer bir insan kötülüklerden sakınmaz ve gücü yettiğince engellemeye çalışmazsa yaptığı iyiliklerin kıymeti olmaz. Sözgelimi yardım etmesi, cami veya okul yaptırması, kötülükleri bırakmadığı sürece bir suç örgütü liderini iyi insan yapmaz.

İşte Ashâbü’l-uhdûd kıssasında kötülük yapan ve bunu da en acımasız bir şekilde gerçekleştiren zalim tipler anlatılmaktadır. Burada zalime ihtar çekilmekte, mazluma ise er geç adaletin mutlaka gerçekleşeceğine dair bir umut verilmektedir.  Çünkü dünyada insana yapılacak en kötü işkence, onu ateşe atmak veya ateşi onun üzerine atmaktır yani bir insanı yakarak cezalandırmaktır.

Kıssada anlatılan zalimlerin kimlikleri belirtilmemiştir. Bunun hikmeti, çeşitli kılık ve zihniyette bu türden zalimlerin her dönemde bulunması ihtimalidir. Arif Nihat Asya’nın dediği gibi “Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!” Bu yüzden Ashâbü’l-uhdûd benzeri olayların her zaman tekrar edeceğini akıldan çıkarmamak lazım. Bugünlerde Gazze sanki yeni bir Ashâbü’l-uhdûd olayı yaşamaktadır.

Tarihte benzer bir olay Necran’da yaşanmıştır. İslam’dan önce Yemen’de hüküm süren Zûnüvâs adındaki bir Yahudi kralın Necran hıristiyanlarına böyle bir muamelesi söz konusu olmuştur. İnsanları açtırdığı ateş çukurlarına atarak onları cezalandırmış ve dinlerinden dönmeye zorlamıştır.

Maalesef eskinin zalimleri ateş çukurlarına atarak insanlara işkence ve zulümde bulunurken bugünün zalimleri fosfor veya benzeri bombalar atarak bunu yapmaktadırlar.

Bugün Filistin’de özellikle Gazze’de yapılanlar dünkü Zûnüvas’ın Necran Hıristiyanlarına muamelesinden çok da farklı değildir. Zaman, mekân ve zalim değişmekte ama yapılan zulüm benzeriyle tekrar etmektedir.

Ama hiçbir zalim zulmüyle abat olmaz. Ayette belirtildiği gibi son noktada kazanan zalimler değil, mazlumlar olacaktır. Kimse bu dünyada kalmayacak, neticede herkes İlahî Huzur’da hesap verecektir. Zalim zulmünün karşılığını, mazlum da mağduriyetinin tam anlamıyla giderildiğini görecektir. Çünkü yegâne hâkim Yüce Allah’tır. O, imtihan gereği mühlet verir ama asla ihmal etmez. Kimsenin yaptığı kötülük yanına kar kalmaz.

Bu zalimler bilmelidir ki, açtıkları ateş çukurlarıyla veya attıkları bombalarla kendi cehennem ateşleri harlamaktadır. Fakat bunu kavrayacak ne duru zihne ne sağlam iradeye ne de fıtratı korunmuş akla sahiptirler. O yüzden dünyaya fesat yaymakta, masum insanları cayır cayır yakmaktadırlar. Sadece insanı mı? Tüm canlıları yok etmekte, kimyasallarla toprağı zehirlemektedirler. “Harsı ve nesli yani insanı ve toprağın ürününü yok edenler ve bozanlar işte bunlardır” (Bakara 2/205).

Ama son gülen zihni duru, iradesi doğru, aklı düzgün, imanı güçlü mazlum müminler olacaktır. O müminler, kendilerine hazırlanan ebedî cennette huzura kavuşacaklardır.

Geniş bilgi için bakınız:

Tefsirlerdeki ilgili ayetlerin açıklamaları.

Cağfer Karadaş, On Kapı Kırk Pencere, Bursa: Emin Yayınları, 2018, s. 31-33.

Muhammed Eroğlu, Ashâbü’l-Uhdûd, İslam Ansiklopedisi DİA, İstanbul 1991, c. 3. s. 471. 

Nuh Aslantaş, “Zûnüvâs”, İslâm Ansiklopedisi DİA, İstanbul 2013, c. 44, s. 511-513.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir