Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 27, 2024

Kur’an Kıssalarının Hikmeti

Kur’an-ı Kerim’de 25 peygamberin kıssası zikredilmektedir. Bu kıssaların dinî, ahlakî ve içtimaî birçok hikmetinin olduğu sahabeden beri kabul edilen bir gerçektir. Nitekim Yüce Allah’ın “Yemin olsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır” (Yusuf 12/111) buyruğu bu tespitin doğruluğuna işaret etmektedir.  Kıssaların hikmetlerini İmam Mâtürîdî, A’raf Sûresinin 127. ayetinin tefsirinde sekiz maddeyle açıklamıştır. Bendeniz de bin yıl önce ortaya konulmuş bu değerli bilgileri tasvirî olarak ve kendi ifadelerimle güncele taşımanın iyi bir iş olacağını düşündüm.

İşte İmam Mâtürîdî’nin sıraladığı kıssalara dair sekiz hikmet:

1. Son Peygambere delil: Bu kıssaların zikredilmesinin öncelikli hikmeti son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) peygamberliğine delil olsun diyedir. Çünkü Kur’an’da bulunan bu kıssaların benzerleri önceki ilahî kitaplarda farklı dillerle yer almıştır. Peygamberimiz bu dilleri bilmemesine rağmen Kur’an vahyi yoluyla kendisine bildirilen bu kıssaları sahih bir şekilde muhataplarına bildirmiştir. Bunun anlamı Kur’an-ı Kerîm beşer anlatısı değil, ilahî bir kitaptır; Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa da gerçek bir peygamberdir.

2. Gerçek hikâye örneği: İnsanlar tabiatları gereği eski hikâyeleri ve haberleri dinlemeye yatkındırlar. Hatta böyle hikâye ve haber bulamadıklarında kendilerinin birtakım hikâyeler kurgulamaları bile söz konusudur. Hem gerçek hem edebî hem de ibret dolu bu kıssaların Kur’an’da anlatılması insanın bu tabii ihtiyacına cevap niteliğindedir.

3. İbret sahneleri: Geçmişteki kavimlerin peygamberlerini yalanlamaları, bozgunculuk yapmaları ve büyüklenmede bulunmaları sonucu başlarına gelen bireysel ve toplumsal felaketleri Hz. Peygamber, bu kıssalar yoluyla muhataplarına anlatmış ve bunlardan ibret alarak inkâr, isyandan ve bozgunculuktan vazgeçmelerini tavsiye etmiştir. Bu tavsiye bugün için geçerli olduğu gibi, kıyamete kadar da geçerliliğini sürdürecektir.

4. Müşrik kavme uyarı: Bu kıssalar geçmişteki kavimlerin peygamberlerine, peygamberlerin de kavimlerine nasıl muamele ettiğini müşriklere duyurmak ve Hz. Peygamber’e ve inananlara yönelik kötü muameleden kaçınmaları hususunda onlara uyarıda bulunmak içindir. Sözgelimi Fil Suresinin indirilişi Mekkeli müşriklere bir uyarı mahiyetindedir. Nitekim taştan ve topraktan cansız varlık olan Kabe’yi Ebrehe ordusuna karşı koruyan Yüce Allah, etten ve kandan canlı varlık olan Peygamberini elbette müşriklere karşı koruyacaktır (bk. Te’vilâtü’l-Kur’ân Fil Suresi Tefsiri).

5. İnsan peygamber: Hz. Peygamber’in muhatapları olan Mekkeli müşrikler insan cinsinden peygamber olamayacağını iddia ediyorlardı. Bu kıssalar, ilk insan Hz. Âdem’den itibaren bütün peygamberlerin insan cinsinden olduklarını duyurmakta ve müşriklerin “melek peygamber gelseydi” şeklindeki isteklerinin anlamsızlığını ve gerçek dışılığını bildirmektedir.

6. Doğru ve dürüst geçmiş örneği: Müşrikler Hz. Peygamber’in davetine karşılık “biz atalarımızı böyle bulduk ve onların yolundan gidiyoruz” diye cevap veriyorlardı. Bu kıssalar, müşriklere geçmişlerinin sadece puta tapan, inkârcı ve isyankâr atalardan ibaret olmadığı, aksine ataları içinde peygamberler gibi yüksek ahlaklı, seciyeli ve örnek kişilik sahibi kimselerin bulunduğu gerçeğini bildirmektedir.

7. Güzel ahlak örneği: Bu kıssalarda iyilerin ve kötülerin tarih boyu mücadeleleri dile getirilmekte, insanların nasıl iyiliğe teşvik edilip kötülükten sakındırılacağının en güzel yöntemleri ve yaşanmış örnekleri anlatılmaktadır. Bu örnekleri dikkate almak ve tecrübeleri hayata aktarmak hem şimdinin hem de geleceğin iyi ve güzel olmasını sağlayacaktır.

8. Geçmişi hayırla yâd etme: Bu kıssaların anlatılmasının en önemli hikmetlerden birisi de geçmişi hatırlamanın, saygı duymanın, hayırla yat etmenin ne kadar önemli olduğudur. Ayrıca bizler kendi zamanımızda iyi ve hayırlı insanlar olduğumuz takdirde gelecekte yaşayanlar da bizleri aynı şekilde hayırla yâd edeceklerdir.

Sonuç olarak geçmişin tecrübe birimi olmadan ve ondan yararlanmadan geleceğin planlanması ve yüksek hedeflerin oluşturulması mümkün değildir.  Bu kıssalar, işte bu tarihî tecrübe birikiminin önemini anlatmakta ve geçmişte yaşanmış olayların bugüne ve yarına nasıl bir etkisinin olabileceğinin ipuçlarını vermektedir. Bu yüzden Kur’an kıssalarını okurken onları sadece hikâye olarak görmek doğru değildir. Aksine kıssaların itikadî, amelî ve ahlakî boyutlarının yanı sıra sosyolojik, psikolojik ve estetik yönlerinin de bulunduğu gerçeği dikkate alınmalıdır. Ancak bu şekilde kıssalardan tam olarak ibret almak, istifade etmek ve yaşanan hayata örnek sunmak mümkün olur.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir