Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Anket Şirketlerinin Yanılgıları!

1.

Daha önceki bir paylaşımımda belirttiğim gibi, iki tür anket şirketi bulunmaktadır:

İlk gruptaki şirketler hakikatin peşindedirler.

Bunlar kapasiteleri, bilgi ve becerileri ölçüsünde doğruyu bulmak ve o doğruyu gerekli yerlerle paylaşmak niyetiyle çalışırlar.

İkinci gruptaki anket şirketleri sahibinin sesi konumundadırlar.

Nasrettin Hocamızın ifadesiyle bunlar ‘parayı veren düdüğü çalar’ sistemiyle çalışırlar.

Hakikati aramak diye bir niyetleri yoktur.

Dolayısıyla bunların doğruları yoktur ki yanılgıları olabilsin.

Bu nedenle ‘anket şirketlerinin yanılgıları’ başlıklı yazımızın çerçevesi içinde sadece ilk gruptaki şirketler vardır.

*

2.

Hangi fikri yapıda olurlarsa olsunlar, hakikati arayan bu şirketler neden yanılıyorlar?

Bunların yanılgılarının en büyük sebebi:

Geçmiş seçimleri hiç dikkate almadan seçmen tercihlerini öğrenmek peşinde olmalarındandır.

Oysa yeri geldikçe dile getirdiğim gibi ‘seçimler seçimlerin tekrarıdır’.

Yani seçmenin büyük çoğunluğu (%95) siyasi tercihlerini kolayca değiştirmiyor.

Seçimlerin kaderini değiştirecek olan bu büyük çoğunluğun (%95) tercihlerini değiştirmesi için, siyaseten olağan üstü bir durumun olması gerekir.

Seçmen tercihlerinde bir başka husus, seçmenler daha önce oy verdikleri partiyi değiştirseler bile; siyaseten bulundukları alanı değiştirmiyorlar ve oylarını siyaseten bulundukları alandaki bir başka partiye veriyorlar.

Yani sağ seçmen partisini değiştirirse, oyunu bir başka sağ partiye; sol seçmen partisini değiştirirse, oyunu bir başka sol partiye veriyor.

Anket şirketlerini belki de en çok yanıltan durum ise ‘kararsız seçmen’ konusudur.

Kararsız seçmen yoktur.

Kazanacak partiyi belirleyememiş seçmen vardır.

Bunlar tabir yerindeyse ‘en uyanık’ seçmenlerdir.

Bunlar bütün duyu organlarıyla seçimin kazananı olacak partiyi belirleme uğraşındadırlar.

Kazanana oynayacaklar ve en azından ‘gördünüz mü benim oy verdiğim parti kazandı’ diyebileceklerdir.

Bunların oranı, bazı seçim dönemlerinde sıçramalar yapmış olsa da 1950 seçimleri esas alınarak, bu tarihten sonra yapılan on yedi seçimin ortalaması olarak %5’tir.

Bu %5 oranındaki seçmen, on yedi seçimde sağdan sola, soldan sağa gitmiştir.

Sadece bir seçimde bağımsızlardan iki alana birden seçmen geçişi olmuştur.

*

3.

Bu dediklerimi dikkate almadan yapılan anketler, doğruyu arama peşinde olanları yanıltıyor; ‘sahibinin sesi’ konumundaki şirketleri ise alay konusu olacak ‘atmasyonlara’ sokuyor.

1950 seçimleri dahil, yapılan on dokuz seçimde sağ siyaset alanındaki partilerin ortalama oyları %63,1; sol siyaset alanındaki partilerin oyları %34,7 olduğu halde; anket şirketleri bu oranlardan çok farklı bir oran yakaladığında ‘bu sonuç nasıl çıktı’ diye sorması gerekir.

Böyle bir soru sorulmadığında, yanılmalar kaçınılmaz olacaktır.

Mesela sol siyaset alanındaki partilerin toplam olarak aldıkları oy, 1983’den sonra yapılan bütün seçimlerde %40’ın altında kalmışken, nasıl olacak da birdenbire %40’ların üzerine çıkabilecektir?

Bunun için sol siyaset alanındaki partiler hangi başarıların altına imzalarını atmışlardır?

Eğer anket şirketleri bu ve benzeri sorulara cevap vermeden anket yaparlarsa, hiçbir zaman doğruyu yakalamayacaklardır.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir