Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Hüdapar’ın Cumhur İttifakını Desteklemesi Hdp’nin Millet İttifakını Desteklemesi ile Aynı Mı? Hüdapar Hdp ile Kıyaslanabilir Mi?

Hayır, bu iki ittifak -bu açıdan- kıyaslanamaz. Çünkü HÜDAPAR ile HDP arasında siyasi ve hukuki açıdan çok ciddi farklar var. Şöyle ki;

HDP, 40 bin vatandaşımızı katleden PKK/PYD terör örgütü ile iltisaklı bir partidir. Bu iltisak, 1)mahkeme kararları [yöneticilerinin aldığı cezalar] ve daha da önemlisi 2)parti yetkililerinin açık beyanları ile sabittir [ki bunların içinde eş genel başkanlar da var, örneğin, Pervin Buldan; “Oyunuzu attığınız zaman aklınıza Öcalan gelsin”, Abdullah Zeydan; “PKK sizi tükürüğüyle boğar tükürüğüyle…” Figen Yüksekdağ; “Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye ve PYD’ye yaslıyoruz”  Selahattin Demirtaş; ” Daha biz başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini…” gibi sözleri].

Nitekim bu ve benzeri sözleri/fiilleri nedeniyle pek çok HDP yöneticisi ve milletvekili hakkında fezleke düzenlenmiş, milletvekillikleri düşürülmüş ve mahkumiyet cezaları verilmiştir.  Buna eş genel başkanlar Önder ve Demirtaş da dahildir [nitekim Demirtaş hala hapistedir].  Ve tüm bu gerekçelere dayalı olarak HDP’ye kapatma davası açılmıştır [kapatılma ihtimali de yüksektir].

HÜDAPAR ise 2012’de kurulmuş bir partidir ve bugüne kadar ne parti hakkında ne de hiçbir yöneticisi hakkında dava açılmıştır. ‘’HÜDAPAR 1990’lı yıllardaki Hizbullah’ın devamıdır’’ iddiası hiçbir parti yetkilisi tarafından kabul edilmemiştir, daha da önemlisi bu konuda tek bir dava bile açılmamıştır [kaldı ki Hizbullah devlete karşı bir eylemde bulunmamıştı, hatta devlet PKK ile mücadelede Hizbullah’la ittifak yapmıştı,  ne var ki artık Hizbullah diye bir örgüt yoktur, mensupları (terörle bağlantılı olan ‘’Menzil grubu’’)  ya öldürülmüş ya da tutuklanmıştır,  ‘İlim grubunun’’ ise terörle bağlantısı zaten olmamıştır]. 

Özetle bugünkü HÜDAPAR’ın herhangi bir terör örgütü ile ilişkisi yoktur. Genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, şiddetin her türlüsünü lanetlemiş ve siyasetin asla silahla yapılamayacağını [şöyle] beyan etmiştir; “Siyaset asla şiddeti içerisinde barındıramaz. Hiçbir sorun silah çekmeyle çözülemez. Terörün her türlüsüne lanet olsun. Programımıza da yazdık. Şiddet ve silah Kürt meselesinin çözümünü sağlamaz. Şiddeti bir araç olarak görenler, sürekli bize iftira atıyorlar. Benim iman ettiğim kitap bana şunu söylüyor, ‘Kim bir insanı kasten haksız yere öldürürse onun cezası cehennemdir’. Bana göre de bir insanı bilinçli haksız yere öldürmenin cezası bu dünyada idam olmalıdır.”

HDP eş başkanları ve milletvekilleri terörist başı için açıkça ‘’Öcalan’ı özgürleştireceğiz’’, ‘’Öcalan’ın heykelini dikeceğiz ‘’ derken, HÜDAPAR genel başkanı ‘’biz bölücü de değiliz, birilerinin heykelini dikme peşinde de değiliz’’ demiştir.

HDP parti binalarını dağa adam devşirmek için istasyon olarak kullanırken, küçük kızları ve gençleri  dağa kaçırırken [bakınız Diyarbakır annelerinin feryadı],  HÜDAPAR’ın değil böyle bir eylemi buna benzer bir teşebbüsü veya niyeti bile olmamıştır.

HDP eş genel başkanları bugünlerde ‘’Yüz yıllık Cumhuriyeti değiştireceğiz, Öcalan’ı özgürleştireceğiz’’ derken, HÜDAPAR genel başkanı ‘’Bizim Cumhuriyetle hiçbir sorunumuz yok’’ demiştir; “Biz diyoruz ki, bin yıl önce Türkler Orta Asya’dan gelince Kürtlerle karşılaşınca İslam ortak noktasında buluştular. Tarihin bazı dönemlerinde bu kardeşlik hukukuna aykırı işler yapıldı. Bunlar bir daha yapılmasın. Cumhuriyetin 100. yılında kardeşlik hukuku tesis edilsin ve birlikte yürüsünler.” 

HDP yetkilileri çoğu kez Türk bayrağı ile resim vermekten kaçınırken, hatta halka açık kongrelerinde Öcalan posterleri asılırken, HÜDAPAR genel başkanı partisindeki tüm açıklamalarını solunda parti bayrağı, sağında Türk bayrağı bulunuyorken yapmakta, ‘’bizim bayrakla bir sorunumuz yok’’ demekte ve parti ekinliklerinde hiçbir terörist posteri asılmamaktadır. 

HDP seçmenin özgür iradesine ipotek koyarken [bunu geçmişte silahla yapardı] örneğin Ahmet Türk ”Hiçbir Kürt’ün bu iktidara oy vermek gibi bir hakkı yok, biz Öcalan’ı özgürleştireceğiz” derken,

HÜDAPAR’ın böyle bir söylemi olmamıştır.

Kısaca HÜDAPAR hiçbir terör örgütü ile iltisakı bulunmayan bir  parti iken, HDP, terör örgütü PKK/YPG ile iltisaklı bir partidir. Terörü de teröristi de açıkça desteklemekte hatta bazı yöneticileri bizzat terör eylemlerine katılmakta, yardım ve yataklık yapmaktadır [silahları ve teröristleri arabasında/evinde saklayan ve kaçırmaya çalışan milletvekilleri].

Ama HÜDAPAR ile HDP arasında bir fark daha var; HÜDAPAR dindar Kürtler tarafından kurulan bir parti iken, HDP, içinde radikal sol unsurların da bulunduğu seküler-laik bir partidir. Belki de tüm ayrıcalığı buradan kaynaklanıyor! Baksanıza terörle bağlantısı güneş gibi açıkken bunu neredeyse konuşturmamayı başarıyorlar.

Devenin kendisini görünmez kılarken, pirenin gölgesini deve gibi göstermeyi başarıyorlar! 

Bir tarafta on binlerce vatandaşımızı ve binlerce bebeğimizi katleden, ülkemizin son 50 yılını alan PKK terör örgütü ile iltisaklı (ve elebaşıyı hapisten kurtarmaya çalışan) HDP, diğer tarafta kurulduğu 2012 yılından beri tek bir davaya bile muhatap olmamış bir HÜDAPAR…

Bu iki parti nasıl kıyaslanabilir?

Benim kanaatime göre HÜDAPAR’ın Erdoğan’ı desteklemesi ile HDP’nin Kılıçdaroğlu’nu desteklemesi aynı şey değildir, çünkü HÜDAPAR ile HDP kıyaslanamaz [gerekçelerimi yazdım]. Ama elbette ki her seçmen tercihini özgür iradesi ile yapacak ve oyunu dilediği adaya verecek [Erdoğan, Kılıçdaroğlu, İnce veya Oğan].

Ve bizler de sonuca saygı duyacağız.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir