Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 27, 2024

Ümmet Mi Daha Büyük Yoksa Millet Mi?

Cumhuriyet kavramı en çokta kendini savunduğunu söyleyen yobaz laiklerden tiksiniyor olsa gerektir. Bireylerin kutsandığı yönetim sistemlerinin alternatifi olarak doğmuş olan Cumhuriyet galiba kendisinin bu kadar kutsanacağını bilseydi doğmazdı. Haddi zatında bireylerin bir ya da bir kısmının yüceltilerek tek adam zihniyetinin yıkılması üzerine tasarlanan bu kavram tam da bunun aksi için istihdam edilmiş ve edilmeye devam ediyor olmaktan kahroluyordur desek yanılmamış oluruz. Kurulduğu günden itibaren birilerini imtiyazlı kılmak üzere tasarlanmış ve birçok kavramın da kanına girilmiştir böylelikle. Bunlardan sadece ikisi olan Ümmet ve Millet kavramları üzerinde biraz duracağız.

Bu iki kelimenin sözlükteki karşılıkları ile olması gereken tanımlarından bahisle piyasada hüküm süren cehalete bir kafa atmayı planlıyorum. Bununla beraber kelimelerin zamanla değişim, dönüşüm hatta anlamda daralma ya da genişleme yaşayabileceğinin de farkında olarak yazdığımızın bilinmesinde yarar olduğuna işaret edelim. Temel kaynak olarak önce Türk Dil Kurumunun sözlüğünü esas alacağız. Sonra da bu kelimelerin ana kaynağına doğru yol alacağız. Çünkü her iş her kelime her anlam aslına rücu eder.

Ümmet’in TDK sözlüğündeki karşılığı.

1.Bir peygambere inanıp onun yolunu seçen kimselerin tümü.

2.Müslümanlığa bağlı olan, Hazreti Muhammet’in yolundan giden Müslümanların tümü.

Millet’in TDK sözlüğündeki karşılığı.

1.Benzer özellikleri olan topluluk.

Ne anlarsınız şimdi siz bundan? Mesela bir peygambere bağlı olanlar olarak tanımlanan ümmet kavramının Kur’an’daki kelimenin aslı Arapçadır ve bir zümre olarak kullanıldığını görürüz. Müminlerden bir zümre olarak geçtiği gibi tüm insanlığın bir ümmet olduğu anlamında da kullanılmıştır. Millet ifadesinde ise Müslümanlara hitaben babanız İbrahim’in milletisiniz diyor. Milletin parasıyla kurulmuş bir kurum olan TRT’nin ekranlarından ümmeti aşağılayacağım ve milleti yücelteceğim diye bar bağıran sunucunun cehaletinden çok hadsizliği zorumuz gitse de ne dediğini bile bilmeyenlerin milletin önüne çıkarılışının acısı daha ağır geliyor.

Millet ifadesi tüm insanlık tarihi boyunca iman edenleri özelde ise İbrahimî olan dinlerin tabiilerini bir bütün olarak sunuyor. Yani ümmet olarak kastettiği temel olarak bu olsa da yanlıştır. Çünkü ümmet bugünkü kullanımının aksine milletin zamansal olarak birlikteliğini vurgularken, millet ifadesi tarih, zaman ve mekân gözetmeden tüm Müslümanların bir ve bütün olduğunu ifade eder. Bu bağlamda cumhuriyet siyasi ümmet fikrinin bitmesine ya da zarar görmesine hizmet etmiş olsa da sunucunun kastettiği anlamda bir millet oluşumuna hizmet edememiştir. Çünkü kastedilen Türk Milleti ise en büyük sorunumuz da buradan başlıyor demektir. Benzer özellikleri olan topluluk tanımında Kürtler bu benzerliği büyük oranda sağladığı halde bu siyasi tanımla dışlanmış oluyor. Türkiye adı ile kurulmuş olan devletimize hangi duygu veya değerle bağlı kalmalarını bekleyebiliriz o halde.

Bu ayrıştıran, ötekileştiren ve özellikle dine karşı yürütülen savaşın bugüne kadar kazananı olmamış bilakis zararını görenler büyük bir kitle oluşturacak seviyeye ulaşmıştır. Bu kafayla Aleviliği, Kürtlüğü düşman sınıfına koyan hakim zümre zihinlerinin alt kısmındaki kuruluş yıllarının öjenizmine duygusal bir bağlılık ortaya koyduklarını göremeyecek kadar kör kütük vaziyetteler. Beyaz Türklerin yönettiği ve diğerlerinin onların keyfine hizmet ettiği bir şirket ülke istedikleri aşikâr. Tıpkı Amerika’da olduğu gibi. Almanya, İtalya, Yugoslavya, Şili ve hatta Rusya gibi ülkelerden test edilmiş sonucu belli olan bu hevesten de kolay vaz geçecek gibi görünmüyorlar.

Hâsılı kelam milletin ekranından millete yani özelde Türkiye genelde Müslümanlara had bildirme terbiyesizliği bireysel bir tutum değildir. Ve gereği yapıldıktan sonra bu zihniyete mensup olanların o kurumdan ekmeğine yağ sürmelerinin de önüne geçilmelidir. Bunlar o kurumun dizilerinde rol alıp ödül aldıktan sonra devlete kurşun sıkanlara adarken bu ödülleri canımız yanıyor. Şehitler adına, istiklal mahkemelerinin astırdığı koca âlimler adına vicdanımız kanıyor. Ümmet olmak ile millet olmak arasında neredeyse hiçbir fark yoktur. Çünkü Hz. Peygamber de ‘’Küfür tek millettir.‘’ derken Müslümanların tek bir millet olduğunu da ifade etmiş oluyor. Siyasi olarak ümmet kavramı neyi ifade ediyorsa yalın olarak millet kavramı da en az onu ifade eder. Onun için Kürtler benim kardeşimdir. Aleviler bu toprakların ayrılmaz bir parçasıdır.

Bizi biz yapan değerlerle, kelime ve kavramlarla savaşı bitmeyen bu aşağılık kompleksli insanların bu ülkeye ve bu halka yaptıkları yetti artık. Biz asil bir millet olarak hak ettiğimiz düşünce, inanç ve fikirle yaşamak istiyor ve milletimize, inancımıza hatta dünya insanlığına faydalı olayı imanî bir dava olarak görüyoruz. Bunu da elbette başaracağımızı biliyor ve bu yolda yılmadan çalışma azmimizi yeniliyoruz.

Vesselam

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir