Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Karmaşık Borç İlişkileri

İMF küresel kamu borcu tahminini açıkladı… Şahıs veya şirket değil, devletlerin, şahıs veya şirketlere ya da başka devletlere olan borcu, yüzde 7,5 oranında artarak 90 trilyon dolara dayanmış.

Küresel kamu borçlarının bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlere oranı ise yüzde 91’i bulmuş durumda… GSYH’nın yani milli gelirin yüzde 91’i devletin borcu… Dünyayı küresel bir borç lobisi yönetiyor. Bu hesaptan bunu anlıyorum.

ABD bir yıl içinde 20,5 trilyon dolar mal ve hizmet üretiyor ve kamu borcu ise 31 trilyon doları buldu. ABD’nin toplam borcu ise 90 trilyon doları geçti.

Ortalama yüzde 90 olan küresel kamu borcu oranı ABD’de yüzde 150’lere ulaşmış. Dolara yatırım yapanlar, uzun vadede bu borcun altına da elini sokmuş olmaktadır.

Türkiye’de kamu borcunun GSYH’ya oranı yüzde 28 seviyesindedir. Dolar yükselmeden önce bu oran yüzde 15’lerdeydi.

Milli gelire oranı yüzde 91 olan küresel borçlanmanın yanında, Türkiye kamu yönetimi, neredeyse borcu olmayan bir devlet durumundadır. Erdoğan’ın dik duruyor olmasının ve dünyada neredeyse her ülkeye meydan okuyor olmasını bu şekilde de okumak gerekiyor.

Borç veren emir de verir. Dünyadaki borçlanmanın bir yüzünü de bu şekilde açıklamak gerekiyor.

Peki bu küresel kamu borcunun alacaklıları kimler?

Bu borcun yüzde 20’si devletlerin devletlere olan borcundan oluşuyor. Kalanı ise banka, sigorta reasürans veya benzer farklı finans kurumlarının devletlerden olan alacakları olarak açıklanabilir. Bu finans kurumları da, küresel şirketlerin gelirlerini kendi finansal ağlarına dahil eden ve çoğu birbirine ortak olan şirketlerdir.

Kurumlar arası borçlanmanın bir kısmı da, borçlanarak ekonomi yönetme sistemini ayakta tutmak için balonlar yöntemiyle oluşur.

Mesela… Türkiye’de özel bir bankanın, kendi yapısını oluşturan ortaklıktan borç alarak bir sigorta şirketi kurması, o sigorta şirketinin kendisini oluşturan ortaklıktan oluşan bir üst reasürans şirketinden ve kendi parasının toplandığı bankadan finansal destek alması gibi karmaşık ilişkiler ile borçlanma balonu oluşturulur. Özetle kurumun cebinde nakit parası varken bile bunu bir şirkete borç vererek, o şirketi kendi ağına dahil edip, o şirketen borç alması gibi bir yöntem vardır.

Devletler de bu karmaşık borç ilişkileri içinde oyuncak olabilmektedir.

Mesela… Almanya, Yunanistan’dan 300 milyar dolar euro alacaklı ama Yunanistan neyi varsa ABD’ye teslim etti. Görünen manzara bu şekilde ama Alman Merkez Bankasını, ABD’nin ya da FED’in finanse ettiğini bilirsek taşlar yerine oturur. Alman halkını temsil eden yöneticiler ile her şansölyedeki iş adamlarından oluşan yönetim bazen birbiri ile çatışsa da, ordusu olmadığı için Almanya öyle ya da böyle küresel sermaye hegamonyasında bir ülkedir.

Türkiye, bu borç sarmalından kurtulmak adına Karadeniz gazını hizmete soktuğunda tamamen hedef tahtasında olacaktır. Gerçi şimdi de aynı durumda ya… ABD ve küresel sermaye buna izin vermek istemeyecektir. Bu nedenle Rusya ve Ukrayna arasında denge politikası uygulamak zorundayız. ABD’nin Türkiye ile uğraşması ve bunu göremeyen cahil muhalefete destek vermesi de bu nedenledir.

Bu saldırılara karşı başarılı olmamız için, savunma sanayi ve dijitalleşmedeki ataklarımız ve bu işlerin başında Türkiye’nin kültürel vizyonuna uygun insanların olması gerekmektedir. Önümüzdeki seçim de, büyüyen ve küresel sermayeye direnen bir Türkiye için bu nedenle oldukça önemlidir.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir