Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Mart 19, 2024

Muaviye’ye Hz. Muaviye Demek veya Dememek Ehl-i Sünnetin Ayırıcı Vasfı Mıdır?

Ehli sünnet olduğundan kuşku duymadığım bazı insanlar ya tepkisellikten ya da savunma gayretlerinden dolayı “göğsünü gere gere Hz. Muaviye diyemeyen insanları rafizi olmakla” itham edebilmektedir. Bu tepkisellik veya savunma gayreti öyle bir noktaya varıyor ki örneğin Ebu Süfyan söz konusu olunca Hz. Ebu Süfyan radıyallahu anh denilebiliyor. Denilsin bir zararı yok. Ancak sanki böyle yapmayanın ehli sünnetten taviz verdiği gibi bir imaj da ortaya konulmuş oluyor. Bildiğim kadarıyla Ebu Süfyana Ebu Süfyan deniliyor, ehli sünnet camianin kahir ekseriyetinde özellikle Hz. Ebu Süfyan radıyallahu anh diyene rastladığımı söyleyemem. Elbette bunda kasıt yok, işin doğal akışı…

Gelelim asıl meseleye… Sahabeye hürmet elbette ehli sünnetin ayırıcı vasfıdır. Ancak bunu şekil üzerinden yapmak şart değildir. Bununla birlikte yukarıdaki mesele gelip niyete dayanır:

  1. Salt Muaviye demekle aşağılama, hakaret, tahkir, tezyif, tadlil, itham kastediliyorsa kişi ehli sünnetle bağını koparmış demektir. Böyle yapan birine karşı Muaviye dahil bütün sahabe savunulur.
  2. Kişi Muaviye demekle, dört halife dışındaki sahabilere, örneğin Ebu Hureyre’ye Ebu Hureyre, Abdullah b. Abbas’a Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mesud’a Abdullah b. Mesud demek arasını ayırmıyorsa, işte bunlar gibi Muaviye’ye de Muaviye demeyi yeğliyorsa bunun ehli sünnetten çıkmakla alakası yoktur.

Müslümanlar, Ebu Hureyre’den, İbn Abbas, ibn Ömer, ibn Mesud, Bilal-i Habeşi, Ammar b. Yasir’den razıdırlar. Kalplerinde onların sevgisi vardır. Rabbim hepsinden razı olsun. Ama bunu illa lafız olarak dile dökmek zorunda değillerdir. (Yine de yapan varsa ne ala, ne güzel; bu ayrı bir şey) Böyle yapmadıklarında da sevgilerinden bir şey azalmamıştır, ehli sünnetten de çıkmamışlardır.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir