Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Ahmet Özal

Kendisiyle bir alıp veremediğim yoktur. Tam tersine,rahmetli Turgut Özal’ın çocukları içinde en kendini bilen ve hakim olan biri olarak tanırım. Kariyerine de saygı duyarım.

Bir süredir CNN TÜRK’te tartışma programlarında rastlıyorum. TEK Parti başkanıymış. Bu partinin ne gibi bir tanınmışlığı vardır, ne kadar oyu vardır bilmem. Ama ben adını ilk kez işittim.

Ahmet beyin ikide bir dile getirdiği bir görüşü var ki asla katılmıyorum. ‘Piyasayla zıtlaşmayacaksın, vatandaşla zıtlaşmayacaksın’ diyor. Yani herkesin suyuna git demeye getiriyor. Tipik bir popülizm. ‘Zıtlaşmaktan’ kasıt, ‘bunlara hasmane davranma’ anlamı taşıyorsa bunu yapan siyasetçi ahmaktır zaten. Onlarda ancak CHP de oluyor. Ama ben bundan çok ‘üstlerine gitme’ sözde liberal anlayışını yüklemeye çalıştığını anlıyorum ve de hak vermiyorum. Bunu da verdiği örneklerden çıkarıyorum.

Vatandaşla zıtlaşmaya İBB seçimlerini örnek veriyor ve AK Partiyi, yargı yoluyla hakkını aradı diye haksız buluyor. Bir partinin yasal hakkını kullanması neden vatandaşla zıtlaşmak olsun? Kaldı ki o seçimi Binali bey kazanmıştı. CHP, sandıklarda ve oylarda manipülasyon yaparak İmamoğlu kazanmış gibi gösterdi. AK Parti ilçe seçim kurullarından oyların yeniden sayılması kararları çıkartmıştı. Canan Kaftancıoğlu da nasıl yaptıysa il seçim kuruluna bu kararları iptal ettirdi. Bu kararı veren Müberra (soyadını hatırlayamadım) isimli İl Seçim Kurulu başkanı hakim, bu kararı verdikten kısa bir süre sonra emekliliğini istedi ve ortadan kayboldu. Büyük ihtimalle de son verdiği karardı bu.

AK Partiye de seçimin yenilenmesini istemekten başka çare kalmamıştı. O da bunu yaptı. Yenilenen seçim sonucunda da muhalefetin çıkardığı büyük yaygara ve manipülasyondan bezerek sandığa gitmeyen AK parti seçmeninin önemli bir bölümü seçimi şirretliğin kazanmasına boyun eğdi.Bundan başka numaralar da döndüğüne inanıyorum. Bunun neresi ‘vatandaşla zıtlaşmak’ ?

Piyasayla zıtlaşmaktan kastı ise sanırım faiz lobisiyle mücadele edilmesi. Bize öyle bir efsun üflenmiş ki, döviz yükselirse sen de faizi yükselt, piyasada döviz yükseliyorsa müdahale etme, bırak nereye gidecekse oraya varsın gibi şeyler söyleyip ‘bunlar ekonominin kuralları’ diyorlar. Bunu da ‘müdahaleci olmayan’ liberal ekonomi diye yutturmaya kalkıyorlar. E parayı kontrol edebilme imkanı olan odaklar piyasaya kendi çıkarları doğrultusunda müdahale ediyor, manipülasyon yapıyor. Bunun neresi serbest piyasa? Onlar etsin ama devlet burnunu sokmasın. Amaç? İstedikleri gibi at koştursunlar vatandaşı soyup soğana çevirsinler. Sağdan soldan duyduğu ‘şöyle kazandım, böyle kazandım’ yalanlarına kanıp da üç kuruşunu götürüp borsaya, dövize yatıran da, onu da kaybetsin. Günün sonunda kazanan bir tek kumarhane sahibi olsun.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir