Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

İstanbul Tıp Fakültesi [195. Dönem Birincisi] Dr.Merve Nur Uçar’ın Konuşması

Dr.Merve Nur Uçar’ın konuşmasını baştan sona kadar sanki kızım konuşuyormuş gibi duygulanarak izledim ve [iki yıl önce aynı fakülteden mezun olan kızım aracılığı ile] tebrik ettim. Allah genç meslektaşımızın başarılarını daim, bahtını güzel, anne ve babasını da bahtiyar etsin.

Genç meslektaşımız hakikaten güzel bir konuşma yaptı; ‘’Yaşadıklarımızın çok ufak bir kısmını anlatmaya çalıştım’’ dediği halde hem söylenmesi gereken pek çok şeyi ustaca söyledi hem de sorunları ajite etmeden listeledi.  Önceki kuşaktan hekimlerin [yani abi ve ablalarının] bazı icraatları gerekçe gösterilerek, teehhürle kendisine ve arkadaşlarına pek çok bedel ödetildiği/ödetileceği, yani başkasının günahı kendilerine fatura edildiği halde, Dr.Uçar’ın iyimser bir gelecek vaat etmesi, sorunlara karşı projektif ve sağaltıcı bir yaklaşım sergilemesi, kendisini ve arkadaşlarını aktif bir özne olarak konumlandırması, özgüven ve kararlılık içinde ‘’Size güzel haberlerimiz var, çok değil birkaç ay sonra bazı şeyler değişmeye başlayacak, biz değiştireceğiz, görmek istediğimiz değişimin parçası olacağız…’’ demesi çok anlamlı idi.

Medya Dr.Uçar’ın ”Rasim Özdenören’in deyimiyle hem bu deveyi güdecek hem bu diyardan gitmeyeceğiz, çünkü deve de bizim diyar da!” şeklindeki sözlerine ilgi gösterdi. Ancak Dr.Uçar’ın görülmesi gereken asıl dikkat çekici [veya can yakıcı] sözleri şunlardı;  

‘’…Acısıyla tatlısıyla yolun sonuna gelmiş olduk. Ama bence en acısı neydi biliyor musunuz? Geçen hafta yapılan ‘’Fakülteye Elveda Hekimliğe Merhaba’’ haftamızda, okulumuzdaki son teorik dersimizin konusu ‘’Sözel Ve Fiziki Saldırılar Karşısında Davranış’’ idi. Hocalarımız bize şiddetten nasıl kaçacağımızı, odada acil çıkış kapısının olmasının çok iyi olacağını, çeşitli savunma sporları öğrenerek kendimizi korumaya çalışıp olabilecek en kısa sürede olay yerinden uzaklaşmaya çalışmamızı, canımızı kurtarmak için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerektiğini anlattılar. Düşünsenize fakülteden böyle uğurlandığınızı. Hekimlik sanatındaki temel ilke ‘’önce zarar verme’’ iken ‘’önce zarar görme’’ haline geldi. Bu konuda daha fazla söyleyecek bir şey kalmıyor diye düşünüyorum. Bunca emeğimizin karşılığında canımızı veriyoruz, evet. Bunların tamamının sorumlusu bütün bunlara şahit olup durumu bu şekilde dillerde dolaşır hale getiren, bunun bir rutine dönmesine sebep olan, bu olaylara dur diyecek caydırıcı ceza ve  yargı süreçlerini yürürlüğe koyması gerekirken maalesef ki izlemekle yetinen herkes…’’

Evet, sözün bittiği yerdeyiz, söylenecek değil yapılacak çok şeyimiz var.

Dr. Merve Nur Uçar’ı ve onun nezdinde mesleğe atılan tüm genç meslektaşlarımı tekrar kutluyor, hepsine başarılar, sağlık, afiyet ve can sağlığı diliyorum.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir