Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Salı, Nisan 23, 2024

Futbolun Cinsiyet Kimliği Gelişimine Katkısı -Futbol Sadece Futbol Değildir-

Futbolla ilgili paylaşımlarım bazı dostlarımı şaşırtmış olabilir. Benden böyle bir paylaşım herhalde beklemiyorlardı. Net bir şekilde ifade edemeseler de seziyorum bunu. Ben tabii ki fanatik bir futbol taraftarı ve takipçisi değilim. Futboldaki aşırılıkların da farkındayım. Ancak son yıllarda yaptığım cinsiyet kimliği konusundaki çalışmalarım futbola bakışımı yeniden formatladı. Futbolun sadece futbol olmadığını -bir başka açıdan- ben de fark ettim. Biraz izah edeyim.

Hatırlarsanız, cinsiyet kimliği gelişimi ile ilgili muhtelif paylaşımlar yapmıştım. Her birey cinsiyet kimliğini ağırlıklı olarak 1-6 yaş arasında hemcinsi olan ebeveynini modelleyerek [erkek çocuk babası ile kız çocuk annesi ile özdeşim kurarak] geliştirir. Bu süreç 1-6 yaş arasında gelişirse de pekişmesi ve tam olarak yerleşmesi ergenlik sonuna kadar devam eder. Özdeşim sürecinde meydana gelen aksamalar çocukta cinsiyet hoşnutsuzluğuna [cinsiyet kimlik bozukluklarına] ve bu durumun ergenlik sonrası döneme uzanması halinde de transseksüelliğe ve eşcinselliğe neden olabilir. Transseksüelliğin ve eşcinselliğin en sık nedeni budur. Nitekim eşcinsel erkeklerin hemen tamamında [çocukluk döneminde yaşadıkları sorunlar nedeniyle] babaya karşı büyük bir öfke ve nefret vardır. Çünkü baba oğlunun özdeşim sürecini [özerkliğini kazanma çabalarını] desteklememiş, onun erkeksi dünyaya adımını kolaylaştırmamış, onaylayıcı bir baba olmamış, reddedici bir baba modeli sergilemiştir. Kısaca oğlunun erkeksi dünyaya girebiomesi için mutlak manada ihtiyaç duyduğu onayını vermemiş,  onun erkeksi alana girişini bloke etmiştir. Bu durumdaki erkek çocuklar bu yüzden kızlarla ve kızların oyuncakları ile oynarlar, çünkü erkeksi alana giremedikleri için erkeksi rekabetten korkarlar, erkek akranları ile de bu yüzden oynayamazlar.

Peki futbolun bu işle ne ilgisi var? Şöyle; özdeşim sürecindeki bir erkek çocuğun babası ile yaptığı tüm aktiviteler/etkileşimler, onun eril cinsiyet kimlik gelişimine yapılan büyük bir katkıdır. Ve futbol bu aktivitelerin en iyilerindendir, çünkü hem baba-oğul etkileşimini hem akran etkileşimini sağlar. Ve her halükarda erkeksi rekabeti, dayanışmayı ve aidiyeti temsil eder. Sadece oynamak değil, taraftar olarak izlemek bile aynı faydaları sağlayabilir. Takımı yense de yenilse de erkeksi takım oyununu, taraftarlığı, rekabeti, erkeksi didişmeyi kısaca erkeksi dünyaya aidiyeti yansıtır [“bu bir erkek oyunudur ve biz erkeğiz, ben erkeğim”].

Dün akşam [Ankara’dan gelen kızımla ailecek dolaşırken] İstanbul sokaklarında babasının omzunda bayrak sallayan, haykıran, coşan, horin oynayan onlarca erkek çocuk gördüm mesela. Bu aktiviteler, o çocuğun eril cinsiyet kimlik gelişimine yapılmış büyük bir katkıdır, babası bunun farkında olsun veya olmasın, çünkü o çocuk erkeksi bir aktivite yapıyor ve bunu babası ile yapıyor.

Şimdi ekteki görsellerde yer alan [babaları ile stadyuma gelen ve zevkten dört köşe olan] bu çocukların halini düşünün; onlar artık erkeksi aleme kabul edilmiş ve erkek oldukları onaylanmış [cinsiyet kimliği büyük oranda gelişmiş ve pekişmiş] bir erkek oldular. Evet, erkek çocukların bu onaya mutlak manada ihtiyaçları var. Özellikle baba ve akran onayına,  hepsi de var burada. Takımı yense de yenilse de bu onayların tümü var burada[grup aidiyeti].

Eğer bir oğlunuz varsa oğlunuzu –oynamak için de izlemek için de- futbola teşvik edin. Çünkü futbol her yönüyle erkeksi bir spor ve oğlunuzun eril kimliğini geliştirir/pekiştirir. Ekran değil akran. O kadar önemli ki bu, hele de internetin çocuklarımızı esir aldığı günümüzde. Anneler/babalar, oğlunuzun akranları ile sokakta oynamasına, didişmesine, dizini yaralamasına, evinizin içinde top koşturmasına, hatta evinizi dağıtmasına vs. kızmayın, sevinin. Bazılarınız için bu anlamsız gelebilir ama bunun kıymetini bunları yapmayan bir oğlunuz olsaydı o zaman anlardınız. Oğlunuz odasında hayran olduğu bir futbolcunun posterini asıyorsa, buna mani olmayın, sevinin. Hatta babası olmayan erkek çocuklar için sevdiği bir futbolcu onun özdeşim objesi bile olabilir. Çocuğunuz eril cinsiyet kimliğini onunla özdeşim kurarak geliştirebilir. Bu konularda bilinçli olun ve hata  yapmayın [daha detaylı bilgiler için ekteki kaynaklara bakılabilir (1,2)].  

Hareketli oyunlar oynamak, fiziksel temas, hoplayıp zıplamak, itişip-kakışmak, didişmek ve hatta aşırı olmayan kavgalar erkek çocuklar için karakteristiktir. Erkek çocukların aşırıya kaçmayan [kendilerine zarar vermeyecek] tarzda fiziksel hareketliliğine ve didişmelerine izin vermek gerekir. Çünkü erkek çocuklar için akranları ile iletişim-etkileşim çok önemlidir. Grup içindeki erkek çocuklar, birbirlerinin maskülen potansiyellerini çok hızlı bir şekilde harekete geçirerek rekabete dayalı sert oyunlarla karşılıklı olarak dayanıklılıklarını artırmış olurlar. Meydan okuma ve destekleme yöntemlerini dengeli bir biçimde kullanarak “çivi çiviyi söker” misali bir süreçle alaya almayı, itişip kakışmayı, hakaret etmeyi, arka çıkmayı ve sevgi göstermeyi harmanlarlar. Erkeklerin iyi niyetli boğuşmaları ve alayları, hassas gençler için incitici ve kafa karıştırıcı olabilir ama erkeksi şefkat ve merhametin bir parçası olarak birbirleriyle önce didişen erkekler, arkasından da birbirlerine  el uzatırlar. Bu, kızların birbirleriyle anlaşma şekillerinden çok farklıdır ve grup içindeki erkek çocuklar bu şekilde [homoseksüel öncesi evredeki erkek çocuğun sahip olamadığı] duygusal esnekliği ve diğer erkeklere güvenmeyi birbirlerine öğretmiş olurlar [Bayraktar, 2021;Nicolosi, 2011].

İşte futbol bunu sağlayabilir/sağlar. Bu nedenle futbol sadece futbol değildir. Trabzonspora gelince, tekrar edelim, TS da  futbol takımının ötesinde bir olgudur, o bir şehrin takımı değil sadece, o bir simfe; azmin, inadın, inancın, başarının ve en önemlisi -adil olmayan- hegemonik güçlere karşı isyanın bir simgesi…

80 yaşındaki nine ve dedelerin tribünlere gelerek desteklediği bir takım, sadece bir futbol takımı olabilir mi?

Bu vesile ile Trabzonspor ve taraftarlarını şampiyonlukları için tekrar tebrik ederken, Fenerli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı, Bursalı, Konyalı… tüm taraftarların, kısaca herkesin, hepinizin  bayramını da şimdiden tebrik ediyorum.

1-Bayraktar Z. İnterseks-Hermafrodit Ve Eşcinsel, Motto y, 2021

2-Nicolosi J. Homoseksüelliği Önleme Rehberi, Kaknüs y, 2011

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir