Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Rusya Ukrayna Savaşında İkinci Perde…

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, son günlerde Türkiye’nin de aracı olduğu diplomatik çabalarla, uluslararası yaptırımlar neticesinde durmuş gibi görünse de bunun arkasından büyük bir yıkımın geleceğini görmemek mümkün değil. Bir önceki yazımızda önemini vurguladığımız insani koridor iki ülke arasında gerçekleşen müzakereler sonucunda açıldı ve siviller tahliye edilmeye başlandı. Rusya’nın bu geçici ateşkes ilanının akabinde iki ülke Dışişleri Bakanları savaş başladığından beri ilk defa Türkiye’de bir araya geliyor. Ancak iki ülke arasında gerçekleşecek bu diplomatik görüşmelerin sonucunda işgalin sona ereceğini, trajedinin biteceğini hiç sanmıyorum. Kanımca Rusya bu ateşkesi savaşın ilk günlerinde yaptığı stratejik hataları telafi edebilmek ve yeniden yapılanma adına kullanırken, Ukrayna ise büyük kıyım öncesi vatandaşlarını tahliye edebilmek adına kullanıyor. Ateşkes sürerken Rus ordusu kuzeyden ve güneyden Kiev’i kuşatmaya devam ediyor.

Muhtemelen önümüzdeki bir hafta içinde de savaşın genel seyrinin Rusya lehine değişeceğini ve savaşın şiddetinin artacağını göreceğiz. Zira bölgedeki halkın tahliye edilmesi bir anlamda Ukrayna topraklarının yakında savaş arenasına döneceğinin işareti. Ne yazık ki bundan sonra hem şehir savaşlarında hem de kuşatmalarda çok daha acımasız, çok daha vahşet dolu sahnelere tanıklık edeceğiz. Her ne kadar Ukrayna ordusu savaşın başlangıcından bu yana çok başarılı bir savunma yapmış olsa da Rusya daha zalim daha acımasız davranacak ve hedef gözetmeden şehirleri yıkmaya başlayacak. Bu sokak savaşları Ukrayna’ya avantaj sağlayacak olsa da kaynakları kısıtlı, kaybettiği canların yerine yenisini koyma şansı daha düşük ve ayrıca hava desteğinden yoksun bir Ukrayna’nın bu savaşta kazanma şansı pek görünmüyor. O yüzden Ukrayna bu savaşı daha yüksek seviyede daha fazla sürdüremeyecektir. Rusya ise çok fazla kayıp sebebiyle içerde ve dışarıda çok baskı altında olduğundan bu kadar yavaş devam edemez. Suriye’de de zor durumda kalabilir. O yüzden bir an önce bitirmek isteyecek. Bu da daha fazla acıya, vahşete sebep olacaktır. Çünkü Putin ne pahasına olursa olsun bir zafere muhtaç olduğu aşikar. Artık Rusya adına değil kendi adına bu zafere muhtaç.  Rusya’nın başında kalabilmek için güçlü olduğunu ve güçlü kaldığını ispat etmek zorunda.

Tüm dünyanın izlediği bu sahnede Putin artık demir perde ülkesinin despot lideridir. En yakınındakilerle bile 30 metre mesafeden görüşürken, bakanlar karşısında korkudan kekelerken, basın toplantısını kürsü arkasında koruma ordusu ile yaparken, Zelensky yakın çalışma ekibi ile selfie çekiyor. Sosyal medyayı etkin kullanıyor. Sandalyesini çekip basının arasına oturuyor, t-shirt giyiyor. Futbol takımı yöneten teknik direktör gibi, yeni model liberal bir siyasetçi gibi davranıyor. Zelensky bu duruşu sergilerken Ukrayna halkı da ele geçirilen Rus esirleri aileleriyle görüştürüyor. Ölen Rus askerlerini usulüne uygun defnediyor. Bu aslında Demir Perde ile modernitenin, yenidünya ile eski dünyanın savaşıdır. Tabi ki insanoğlu 100 yıllık kazanımlarından vazgeçmeyecek ve yenidünya kazanacaktır. Bu da eski dünyanın sonu geldi demek oluyor.

Savaşın gidişatı ne kadar değişkenlik gösterse de sonuç sabit kalacaktır. Kiev meydanında tankla iki tur atmaktan başka stratejik bir amacı olmayan bu savaş Rusya’nın çöküş belgesi olacaktır. Rusya kazandığı her toprak parçasına karşılık Ukraynalıların gönüllerini kaybedecek gerek kendi halkının gerekse de dünyanın tepkisini toplayacaktır. Putin, daha ilk günden korkup kaçacağını düşündüğü Zelensky’i kahramanlaştırmış, ülkesini işgal eden kardeş(!) Slav Rus ordusunu çiçeklerle karşılayacağını düşündüğü bölük pörçük Ukrayna Halkını, nesiller boyu Rus nefretiyle yaşayacak bir millet yapmıştır.  Kendi federasyonu içinde eski Sovyet bakiyesi ülkeleri hizada tutan, korkulan ordusunun imha edilmiş, parçalanmış, yolda kalmış, yakıtı bitmiş, terk edilmiş fotoğrafları ve etkisiz hale getirilen, teslim olan çok sayıda askerinin elden ele dolaşan görüntüleriyle dahası hemen sınırında icra ettiği bu operasyonda kara ordusuna hava desteği ve lojistik destek bile sağlamaktan aciz olduğunun görülmesiyle adeta rezil olmuştur. Artık Rusya, Ukrayna’da savaşı kazansa bile dünyanın en büyük ikinci. Ordusu olarak caydırıcılığını yitirmiştir. Bunun kısa ve orta vadede Rusya için çok büyük ve yıkıcı sonuçları olacaktır.

Peki Putin bu starejik hatayı nasıl yaptı? Rusya Batının ağır ve emsali görülmemiş ekonomik yaptırımlarına ne kadar dayanabilir?

Korkarım ki ekonomik açıdan bunlar Rus halkının iyi günleri. Üstelik Rusya’da son bir haftadır Google’da en çok aranan “Kuzey Kore’de hayat nasıl’’ cümlesi de bize Rusya’yı gelecekte neyin beklediğini göstermekte. Putin in Rusya’sı, SSCB dönemindeki Rusya değil, son yıllarda iyiden iyiye batıya entegre olmuş, onlar gibi yaşayan, belli bir hayat standardına alışmış bir Rusya’dır. Ukrayna’daki operasyonunu hemen sonuçlanacağı üzerine oyununu kurgulayan Putin, anlaşılan o ki son yıllarda artırdığı altın ve döviz rezervlerine ve Avrupa ülkelerinin bağımlı olduğu başta petrol ve doğal gaz olmak üzere doğal kaynaklarına güvendi ve bu yaptırımları göğüsleyebileceğini düşündü. Ancak pratikte Ukrayna ordusunun ve halkının müthiş bir direniş göstermesi ve Zelensky ve ekibinin adeta kahramanlaşması karşısında bütün planı çöktü. Üstelik tüm Batı ülkeleri bir bütün halinde Rusya’ya çok ağır yaptırımlar uyguladılar ve Rus ekonomisi ağır hasar aldı, Rus halkı kısa zamanda fakirleşti ve ben bu yazıyı yazarken hala Rus borsasını işleme açmaya bile cesaret edemediler. Ertesi gün kapanacak olan ünlü zincir hamburger restoranının önünde son bir kez hamburger yemek için kuyruk oluşturan, bu savaşı tıpkı bizim gibi bir sabah kalkıp televizyonlarından öğrenen ve anlamlandıramayan Rus halkının, savaşın devam edeceği günlerde seslerini yükselteceklerine ve Putin’in içeride de köşeye sıkışacağını düşünüyorum. Üstelik savaşın başlaması ile birlikte rekor seviyelere giden petrol, gaz ve emtia fiyatları, ABD ve Avrupa halklarının da bu savaşa ve Putin’e olan tepkisini artırmış vaziyette.

Tüm bu olacakları gören bazı ülkeler şimdiden eski hesapları masaya koymaya başladılar bile. Örneğin, Japonya, İkinci Dünya Savaşı sonrası SSCB tarafından ilhak edilen Kuril Adalarını hala kendi toprağı olarak görmektedir ve savaş başlar başlamaz ilk yaptırım uygulayan ülkelerden biri olmuş ve en yüksek düzeyde topraklarının işgal altında olduğunu birkaç kez dillendirmiştir. Anlaşılan o ki, Japonya Rusya’ya karşı Batı’nın da desteğiyle yetmiş yıllık bir hesabı kapatmak için harekete geçmeye çok yakın ve istekli. Görüldüğü gibi tüm uluslar geçmişte yaşananları ve tabiri caiz ise kendi misak-ı millilerini asla unutmuyor sadece doğru anı ve uygun şartların oluşmasını bekliyor, tıpkı Azerbaycan’ın Karabağ ve işgal edilen topraklarını geri almak için otuz yıl beklediği gibi…

Bugünkü yazımıza 2015 yılında kremlinin önünde öldürülen muhalefet lideri Boris Nemtsov’un  kızı Zhanna Nemtsova’nın geçen hafta paylaştığı babasının 26 şubat 2015’teki basın toplantısının çevirisiyle son verelim. Ölümünden bir gün önce, muhtemelen öldürülmesine sebep olan konuşmasında Nemtsov “Alman halkı nasıl Hitler’den nefret ediyorsa aynısı bir gün Putin için olacak. Şimdi tuhaf gelebilir ama o zaman gelince bu sözleri yeniden dinlersiniz.”  demişti.  Artık o güne çok yakın olduğumuzu görebiliyoruz.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir