Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 27, 2024

Gençlerimizi Mutsuz Eden ve Öldüren Asıl Faktör -Din Değil- Haz Odaklı Hedonist Yaşam Tarzıdır

Son 1 hafta içinde yirmiye yakın gencimiz öldü/intihar etti;

4 gün önce Çanakkale’de alkol yüzünden ölen 5 kişiden 3’ü üniversite öğrencisi kızdı.

2 gün önce Aydın’da 16 yaşındaki bir lise öğrencisi [CN] balkondan atlayarak intihar etti, aynı balkondan atlamaya çalışan erkek arkadaşı YM ise polis tarafından zor ikna edildi.

2 gün önce Avcılar’da bir kadın 7. kattan atlayarak öldü.

Ankara’da ÖÇ adlı bir erkek, eşi ile birlikte yatak odasında iken [aynı evde yaşayan sevgilisi] GK tarafından ‘’sıra bende idi’’ gerekçesi ile öldürüldü.

Daha dün 2 genç kadın arkadaşı ile tartıştıktan sonra balkondan atlayarak öldüler;

Gaziantep’te 22 yaşında bir hemşire[AK], 4. kattaki evinin balkonundan atlayarak/düşerek, Konya’da 20 yaşında bir üniversite öğrencisi, erkek arkadaşının pansiyonunda 4. kattan atlayarak öldüler…

Hiçbir gün yok ki böylesi intiharlar ve cinayetler görmeyelim. Bu şekilde ölen binlerce gencimiz/insanımız var. Artık bu tür intiharlar/ölümler sistematik bir hal adlı. Ama buna rağmen gündemi belirleyen Enes Kara’nın intiharı oldu. Neden?

Çünkü Enes iki gerekçe bildirmişti son videosunda;  1-Tıp eğitiminin zorluğu-mesleki gelecek kaygısı, 2-Aile-din baskısı.

İntihar olgularının dinamiği farklı işler, bu iki gerekçeden başka bireysel, ailesel ve çevresel gerekçeler de olabilir, zira depresyon ve intihar, her şeyden önce psikiyatrik yani tıbbî bir olgudur ve işi uzmanlarına bırakmak gerekir. Ancak biz Enes’in beyan ettiği bu iki gerekçenin de doğru olduğunu var sayalım, peki bu durumda neden Enes’in bahsettiği 1. gerekçe hiç gündemde yer bulamadı da sadece 2. gerekçeye odaklanıldı? Neden?

Çünkü Enes’in intiharını istismar edenler için bu 2. gerekçe daha uygundu, söylemek istediklerini bu gerekçeye sığınak daha rahat ve pervasız bir şekilde söyleyebiliyorlardı, çünkü hiç kimsenin itiraz edemeyeceği çelikten bir zırh kuşanmış oluyorlardı, zira gerçekten de bazı sıkıtılar vardı bu alanda/bu konuda! Ama acaba öyle mi gerçekten?

Daha önce de yazdım, ben tarikat-cemaat olgusuna -teolojik gerekçelerle- mesafeli ve hatta eleştirel bakan biriyim [ve bu konuda çok yazı yazdım].  Hiçbir intihar/ölüm vakası olmasa bile bu yapıların içinde çok ciddi problemler var, özellikle de teolojik konularda. Ancak bu problemler ancak teolojik, sosyolojik ve psikolojik bilimler doğrultusunda ele alınırsa çözüme kavuşturulabilir. Teolojik ve sosyolojik zemini olan böylesi problemler yüzeysel bakışlarla hele de ‘’hariçten gazel okuma’’ sadedindeki çarpık yorumlarla anlaşılamaz ve çözülemez, bunu tekrar ifade etmiş olalım [benim bu ifadelerim bu yapılarda sorun olmadığı anlamına gelmez/gelmiyor].

Lakin tekrar ediyorum ki, gençlerimizi mutsuzluğa ve intihara/cinayetlere sürükleyen asıl tehlike [ki sistematik bir tehlikedir bu], haz odaklı hedonist yaşam tarzıdır. Bu yaşam tarzı dijital tsunami ile birlikte gençlerimizi adeta bir hortum gibi içine çekmekte ve çoğunu da parçalayıp savurmaktadır. Olay sadece intiharlar yani biyolojik ölümler değil, büyük bir psikolojik ölüm de var. Büyük dramlar yaşanıyor. Ve bunların büyük bir bölümü ekranlara/topluma yansımıyor. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Nice ateşler var, nice ateşler var, biz bunları görüyoruz ve elimizden geldiğince de haykırıyoruz, ama maalesef ki duyuramıyoruz!   

İnternet-dijital tsunami ile gelen depresyonlar ve intiharlar…

Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı ile gelen ölümler…

Haz odaklı hedonist yaşam tarzının getirdiği mutsuzluk ve depresyonlar…

Bu yaşam tazındaki serbest cinsellik ve buna bağlı olarak yaşanan fiziksel-duygusal travmalar, özellikle kadınlarda meydana gelen travmalar…

İşte gençlerimizi sistematik olarak depresyona sürükleyen ve öldüren asıl faktörler bunlardır. Hatta Enes’in intiharında bile [ulaşılamayan] bu yaşam tarzı indirekt olarak rol oynamış olabilir. Ama böyle olmasa bile sayılar ortada. Ne acı değil mi? Sayılar, yani intihar eden ve ölen gençlerimizin sayısı! Artık kuru bir istatistik bunlar! Yazık.

Eğer gençlerimizin ölümleri gerçekten sizi üzüyorsa,  işte buyurun, buna zemin hazırlayan faktörler ortada, hadi buna din-cemaat-tarikat meselesini de ekleyelim ve tartışalım ama hepsini tartışalım;

Serbest alkol tüketimini, serbest cinselliği, hedonist yaşam tarzını, TV ve dizilerdeki teşvikleri vs…

Var mısınız? Hadi samimiyetinizi görelim!

Not: Bu yazıyı daha önce paylaştığım [yorumlarda naklettiğim] şu yazılarımla birlikte okumanızı tavsiye ederim;

1-İNTERNET/EKRAN GENÇLERDE İNTİHAR RİSKİNİ 70 KAT ARTIRIYOR

2-HAZ ODAKLI HEDONİST YAŞAM DEPRESYOA NEDEN OLUYOR

-haz eylemleri sonrasında hücresel depresyon gelişiyor-

3-DİJİTAL TSUNAMİ-II

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir