Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 20, 2024

Batı’nın Deli Gömleğini Yırtarken…

Nihâyet tünelin ucu göründü. Batı ile çıktığımız yolculuğun artık son kavşağını dönüyoruz. Ondan sonra ise ayrılık kaçınılmaz. Asırlık macera sona erdiğinde kafesinden kurtulmuş bir kuş kadar hür olacağız inşâallah.

Önümüzdeki yıllar rollerin değiştiği bir dönemin başlangıcı olacak. Bugüne kadar hep onlar kaçtı, biz kovaladık. Birkaç yıla kalmaz, biz kaçacağız, onlar kovalamaya başlayacak. Şaşırmayalım, güç dengelerinin değişmesine paralel olarak bu tür gelişmelerin yaşanması hiç te sürpriz olmaz.

Dikkat ettiyseniz, uzun bir süreden beri hiçbir devlet yetkilisinin ağzında; AB’yle ilişkiler, üyelik başvurusunun durumu, müzâkere sürecinin geleceği gibi konular yok. Türk devleti yaklaşık on beş yıl önce o defteri sessizce kapattı. 2007’de devletin kendi içinde başlattığı urlardan temizlenme süreciyle beraber AB dosyası da rafa kaldırıldı.

Yaklaşık iki asır evvel başlayan ve bizi bir medeniyet kırılmasına uğratarak bugünlere getiren, sonuçları itibarıyla acı ve pahalı tecrübe, çok yakında hitâm bulacak. Batı’nın göremediği şu: Bize revâ gördüğü muâmele, devlet ve toplum olarak bu milleti bir müştereğin etrafında toplayarak lehimizdeki sürecin hızlanmasına hizmet ediyor aslında. Sessiz duran yığınları ayrılmaya değil, birleşmeye sevk ediyor. Nitekim 15 Temmuz, bunun en canlı misâli. Yani gafil Batı, yakında boynuna geçecek ilmeği yağlamakla meşgul şu sıralar…

Akif, geçen asırda; “Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!” demişti. Son gelişmeler o maskeyi tamamen düşürdü. Hiçbir maske durmuyor artık o çirkin suratta. Batı’nın vicdânı(!) her türlü habâsetiyle sırıtıyor bizlere. Milletimiz de Ehl-i Salîb’in o hayâsız yüzünü bütün fenâlığıyla temâşâ ediyor bugünlerde. Daha düne kadar “Batı, Batı” diye çığlık atanlar bile, gelinen şu son noktada çâresiz yeniden bir muhâsebe yapma ve de yeni bir itidâl çizgisi arama ihtiyâcı duyuyorlar. Atilla İlhan merhûmun “Hangi Batı?” haykırışı kulaklarında çınlıyor.

Şer gibi görünen hayırlı gelişmeler yalnızca bundan mı ibâret? Hayır! Başka şansları kalmadığından içimizdeki hainler de kendi kendilerini deşifre ediyorlar bir bir. İhânetlerini bu ülkede devam ettirmeye imkân bulamayanlar ise kapağı yurtdışına atarak orada devam ediyorlar rûhlarındaki mel’aneti kusmaya. Akılları sıra içten ve dıştan topyekûn saldırarak Türkiye’ye diz çöktürecekler. Kanâatim o ki, bu sürecin tabiî sonucu milletteki uyanışın bir yanardağ gibi infilâk etmesi olacak. Bahçemizdeki ayrık otlarından da kurtulmuş olacağız böylelikle. Yarınlarda bu âdî gürûhun kaderi, ya başka bir ülkenin vatandaşı ya da bir haymatlos olarak yad ellerde haysiyetsiz bir hayatı kabullenmek olacak. Türk Milleti’nin sevgisinden ebedî bir mahrûmiyet duygusu içinde kocaman bir utanç düşecek kâr hânelerine. Tabiî o nasipsizler de bir parçacık olsun utanma hissi varsa eğer.

Geçmişte olduğu gibi bugün yine Batı’ya “eyvallah” etsek başımıza yağmur gibi yağan bu belâlar, belki bir süreliğine biter ama biz de ne kadar süreceği belirsiz yeni bir mahkûmiyeti kabullenmiş oluruz. Bedeli ağır da olsa, artık o zâlim istismar dünyasına en ufak bir tavîz verilmemeli. Ne olursa olsun, rotamızı değiştirmeden yürüyüşümüze devam etmek mecburiyetindeyiz. Bünyesinin her zerresini kurtların kemirdiği Batı, tahmîn ettiğimizden evvel çökecek. Bunlar onun son çırpınışları… Bir süre sonra bu ve benzeri eylemleri gerçekleştiremeyeceklerini onlar da görüyor. Son kozlarını oynadıkları için de büyük bir hırsla saldırıyorlar. Ama artık ne yapsalar nâfile. Çünkü bir sefer ok yaydan çıktı. Ve inşâallah hedefine de ulaşacak.

Şühedâmıza rahmet niyâz ederken Cenâb-ı Hâk’tan millet olarak hissemize düşen çilenin artık bir an evvel son bulmasını diliyoruz. Manevî kemâlin tâcı olan Efendimizin (sallallahü aleyhi vesellem) rûhâniyyeti hepimizin üzerine olsun.

İnanıyorum ki, mutlu ve huzûrlu şafaklar, billûr gibi yarınlar kollarını açmış Türk Milleti’ni bekliyor.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir