Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 19, 2024

Anlamadılar…

Şimdiye kadar yaptıklarından anladığıma göre, İBB Başkanı  Ekrem İmamoğlu İstanbul seçimlerini hangi sebeplerle kazandığını anlayabilmiş durumda değildir. Yine bana kalırsa Ak Parti de, şimdiye kadar yaptıkları ve söylemleriyle İstanbul seçimlerini hangi sebeplerle kaybettiğinin farkında değildir. Teşhis doğru olmayınca tedavi de doğru olmuyor işte…

Bugünün İstanbul’u,  yeni bir lider çıkaracak zor koşullara sahip değildir. Başkan, aylarca makamına gitmese bile kurumsal yapısı oturmuş belediye hizmet görmeye devam eder. Nitekim İmamoğlu, seçilir seçilmez de tatile çıkmıştır. İstanbul’un hayati önem taşıyan su, hava, yol, çamur, ulaşım sorunu büyük oranda çözülmüştür. Çözen anlayış da uzun süredir baş tacı edilmektedir…

1994 yılında Belediye Başkanı seçildiğinde, merkezi hükümetin engellemesine rağmen  İstanbul’un sorunlarını büyük oranda çözen Cumhurbaşkanımız, toplumun çok büyük kesiminden kabul görerek  lidere dönüşmüş ve yıllardır siyasetin en önemli aktörü haline gelmiştir.

İBB Başkanı İmamoğlu ise, farkındalığını artırmak için durmadan yapay da olsa “ben buradayım” demek durumunda  kalarak boş manevralar yapmak zorunda kalıyor.  “Engelleniyoruz!” İddiası da bunlardan biridir…

Bu  yaklaşım, seçmen olarak beni kandırma amacı taşıdığından, oldum olası bu ve benzeri sözlerden hep nefret ederim. Lider olmak isteyen İmamoğlu açısından en büyük sorun, İstanbul’da lider olmayı gerektirecek çözüm bekleyen büyük sorunlar yoktur. Olsa, İBB Başkanı  İmamoğlu’nun da  çözüm kabiliyeti seçmen tarafından test edilmiş olur ve böyle boş sözlere ihtiyaç duymaz iş yapardı…

Ak Parti’nin de, İstanbul seçimini hangi gerekçelerle kaybettiğini  anlamadığını neye dayanarak söylüyorum…Çünkü, İstanbul seçmeni yaptığı çalışmalarından memnun olsa da, Ak Parti’yi kasıtlı-kasıtsız hataları, uzun yılların getirdiği idare etme imkanının şımarıklığı ve büyük ihmalleri yüzünden cezalandırmak istedi. Bu cezadan kimin ve hangi partinin nasipleneceğini de hesaba katmadı. Dolayısıyla İmamoğlu değil de herhangi başka biri de aday olsa yine de Başkanlığı kazanacaktı. İmamoğlu’nu Belediye Başkanı yapan husus, seçmenin hizmet beklentisi değil de, Ak Parti’yi cezalandırmak yaklaşımıydı. Bu yaklaşımdan bir lider nasıl doğacak anlamıyorum.

Seçmen hem Ak  Parti’ye hem de İmamoğlu’na çok ince mesaj vermiştir.  Bir yandan Ak Parti’yi cezalandırmak için İmamoğlu’nu Başkan seçerken, öte yandan da yaptığı işleri kontrol etsin ve yanlış yapmasın diye de meclis üyeliklerinin ezici çoğunluğunu Ak Parti’ye vermiştir.

Üstelik, iptal edilen seçimle de Ak Parti kendisine seçmenin verdiği cezayı ortadan kaldırmak istese de, bu defa  seçmen daha da fazla yüklenerek İmamoğlu’nu farkı büyüterek yeniden seçmiştir. Yani seçmen bir lider arayışından dolayı İmamoğlu’na sahip çıkmak için değil de verdiği cezaya sahip çıkmak için oyunu artırmıştır. Bu nedenle İmamoğlu’na, buradan da liderlik mesajı çıkmaz.

Ak Parti, seçmenin kendisine verdiği cezayı ya kasıtlı olarak doğru okumuyor ya da  sorunu  henüz anlayabilmiş durumda değildir. Sorun belediyecilik değildi ki! Seçmenin İmamoğlu’na oy vermesinin nedeni ondan hizmet beklentisi değildi ki!  1994 yılı koşullarını yaşayan  İstanbul seçmeni ona oy verir miydi?

Bana kalırsa Ak Partili yöneticiler seçmen gözünde eriyen güveni yeniden tesis etmelidirler. Partililerin çoğu ne yazık ki,  Cumhurbaşkanımıza ait olan seçmenin güven sermayesini hoyratça harcıyorlar ve tüketiyorlar…

Ben diyorum ki, Ak Parti bugüne kadar yaptığının zıddını yapmalı ve artık adaleti önceleyen sonra da kalkınmaya önem veren bir yaklaşıma bürünmelidir. Çünkü partinin asıl adı,  her ne kadar unutuldu ise de Ak Parti değil, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Kalkınma öncelikli  bu yaklaşımın da belediye seçimlerini kaybetmede çok etkin neden olarak görmekteyim.

Artık, Ak Parti  dönemi bitmeli ve “Adalet ve Kalkınma Partisi” zamanına geçilmelidir…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir