Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Güven Sorunu Yaşıyoruz!

Bugünlerde piyasalarda yaşananlar, bana kalırsa ekonomik değil, aksine birbirimize karşı olan güven sarsılması sorunudur…

Yıllardır ektiğimizi bugünlerde biçiyoruz. Birbirimize güven, tükendi tükenecek! Eskiden, “bir yerde falanca kişi varsa orada yanlış olmaz!” denilirdi. Kaç kişi kaldı ki falancalarımızdan? Ne yazık ki ya tasfiye edildiler ya da susmak zorunda kaldılar. Bu nedenle birbirimize güven de öyle oldu…

Yalan konuşan, aldatan, kumpas kuran, hile yapan,alavere dalavere yapan, arkadan ittiren , çelme takan “dava!”adamları türediler…İnanmadıklarını anlatan bu kelime ustaları gençlere vaazlar da vererek sistem içinde hızla yükseldiler…Üstelik bu kişiler 50 yaşından sonra şoförlük öğrenmiş kişiler gibi ellerindeki mührün kendilerine sağladığı güçle bize orası burası kırık dökük “din!” de anlattılar.

“Durun haram değil mi!” diyerek kükreyen birileri gördünüz mü? Şayet gördüyseniz, onları ikinci defa baktığınızda yerlerinde bulabildiniz mi?

Olması gereken sıradan bir iş bile haber konusu haline geldi. Bir kişi para bulmuş da onu sahibine vermiş…Haberlik bir mesele mi bu? Fakat oldu işte…Toplumsal çürüme çok hızlı…

Refah Partisi İstanbul Belediye Başkanlığına Recep Tayyip Erdoğan aday olduğu zaman seçim çalışmalarında kullanılmak üzere bazı öğrenciler günlük harçlıklarını, hanımefendiler kolundaki bileziklerini, kulaklarındaki küpelerini, Avrupalı işçiler ise çok zor koşullarda kazandıkları dövizlerini vermişlerdi. Dahası da var…Çünkü söz konusu olan “Hak Dava” idi.

Belediye Başkanı seçildikten sonra, CHP’li sol görüşlü temizlik işçileri greve giderek İstanbul’u çöp dağlarına çevirmişlerdi. Davamız ve dolayısıyla temsilcisi olan Belediye Başkanımız zarar görür endişesiyle teşkilat mensuplarından bir kısmı kamyon kiralamış bir kısmı da çöp toplamaya gitmişlerdi. Çünkü teşkilat mensuplarının birbirlerine olanı güveni tamdı.

Şimdi sormak isterim: Yukarıda saydığım sınıflardan hangisi ülkemizde daha iyi yol, daha iyi havaalanı, daha iyi köprü olsun diye öylesine büyük fedakarlıkta bulunmuşlardır. Tek derdimiz vardı o günlerde. Ülkemizde adil bir sistem kurulsun…Ülkemize adalet hakim olsun! Adalet sağlanırsa nasılsa kalkınma da kendiliğinden olacaktı.

Refah Partisi döneminden bugüne kadar gittikçe yozlaşan ve adaletten her geçen gün uzaklaşan bir anlayış güveni sarstı. Adalet tesisi kişilere haksız kazandırmayacağı için ihmal edildi, yatırımlar ise ölçüsüz, hesapsız biçimde kazandırdığı için de alabildiğince arttı. Ne yazık ki yatırımlar, hizmetler adalet yerine ikame edildi. Adeta “Köprü yaptık ya, adalete ne gerek” var denildi…

Bugün ise Ak Parti’ye oy verenler toplumun yarısı değil mi? Domatesin veya patatesin kilosunu on liraya kim çıkarttı? 25 kilogramlık un bir ayda 100 liradan 280 liraya nasıl çıktı? Dış güçler mi? Faize yüklenenler kimler, onlar da ithal mi?

Birbirimizi kandırmayalım. Bir kez Kurtuluş savaşı veriyoruz dedik ve kulağından küpesi, kolundan bileziği alındı hanımefendinin, günlük harçlığı alındı öğrencinin, çöp toplamaya gitti dava erleri. Fakat seçim sonrası ne Kurtuluş savaşı verildi ne de müdafaası yapıldı. Bu nedenle ülkemizin kahramanları ve fedakarlarının güveni çok fena sarsıldı. Kısaca dindarların birbirine güveni kalmadı…

Bugün yaşanan sorun güven sorunudur. Ekonomi, döviz veya faiz sorunu değil!

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir