Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

12 Eylül: Hüzün ve Mâtem

“Sabah sağcının elinde patlayan, akşam solcunun elinde patlayan “İhtilal şartları oluşsun” diye binlerce gencin birbirini katlet-ti-ril-mesinin üzerinden kırk bir yıl geçti. Farkında mıyız!”

ON İKİ EYLÜL; HÜZÜN ve MÂTEM.

Eylül, hüzün ve mâtem ayıdır. Fersude yaprakların dallarından kopup hoyratça savrulduğu…

Hazan mevsiminin başladığı…

Ağaçların kucağından kopup savrularak, gazele dönen yaprakların ilk rahmet damlalarıyla öpüldüğü aydır Eylül.

Şairler için leylâ, acı çekenler için bir muammâdır Eylül.

Bir sabah ansızın nice idealist gencin anaların kollarından koparılıp hapishane odalarına tıkıldığı, yerde sürünen yapraklar gibi ezildiği hüzün dolu bir aydır Eylül…

Tek arzusu Kaf Dağı’nda bulmayı umduğu, “Kızıl Elmaya” ya da “İdeal Dünyaya” doğru kanat çırpan ciğerpâresi Simurg’ların kanatlarının ve hayallerinin kırıldığı aydır Eylül.

Ütopik de olsa idealleri çalınmış, ideolojileri, siyasi duruşları yok edilmiş, üreten, sorgulayan tartışan gençlerin yok edilmeye çalışıldığı, ‘neme lazımcı’, ‘ mücadelesi olmayan’, ‘etliye sütlüye karışmayan’, dahası “emperyalizm diye bir derdi kalmamış sevişken ve hedonist bir nesil hedefleyenlerin” her on yılda bir kirlettiği aydır Eylül…

Umarsızca kırdırılan, belki aldatılan en büyük aşkı ülkesi olan, yitip giden Anadolu’nun saf ve masum deli tayları olan gençleri rahmetle anıyorum.

Bu vesileyle, eline silah tutuşturulup kırdırılan gençlik değil de, eline kitap alıp okuyan, birbirini ötekileştirmeyen; bilakis anlayan, işi kimin değil de nasıl yaptığını önceleyen gençlerin yetişmesi temennisi, bir daha hüzünlü eylüller görmemek ümidiyle bu günü acıyla ve esefle hatırlıyorum.

İdealizmi ezen darbecileri ve şakşakçılarını lanetliyorum.

İnşaallah milletçe bir daha hüzünlü Mayıslar, Eylüller ve Temmuzlar yaşamayız. Emperyalizmin taşeronu apoletli ya da takkeli geçinen, sivil ya da askeri, sağ ya da sol geçinen örgüt ve yapıların kurbanı olmayız…

Eylül işte böyle bir ay; İnsanın ya ağlayası ya da şair olası geliyor.

Bekliyorum, bir de yağmur damlaları cama vurmayadursun, hüznüme rahmetiyle bir de mühür vursun.              

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir