Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Otoyol, Köprü ve Tünelleri Kim Finanse Ediyor?

Geçtiğimiz 10 gün içinde özel aracımla 2 kez Ankara’ya gittim. Her ikisinde de Kuzey Marmara otoyolunu kullandım. Geçiş ücreti 68 TL olan bu otoyol İstanbul/Pendik-Ankara seyahatinde yolu yaklaşık 1 saat kısaltıyor, çünkü en yoğun güzergah olan Gebze-İzmit hattına girmiyor ve sonuçta Ankara’ya gidiş gelişte 2 saat kazanmış oluyorsunuz, 138 liraya, helali hoş olsun. Çünkü;

1-Bu parayı trafikte harcadığınız ilave 2 saatte zaten harcıyor/yakıyorsunuz,
2-Kazandığınız zaman size kâr kalıyor (bunun bedeli olur mu?),
3-Yol 4 şerit ve çok rahat yani kaza riskiniz daha düşük oluyor ve
4-Daha az stres yaşıyorsunuz…

Yap-işlet devret modeliyle yapılan otoyol, köprü ve tüneller hakkındaki spekülasyonları anlayamıyorum. Bazı projelerde taahhüt edilen geçişler sağlanamayınca (ki veriler öyle değil aslında, sağlanıyor ama velev ki sağlanamasa bile) ‘’cebimizden ödüyoruz’’ şeklinde eleştiriler yapılıyor, bu doğru değil. Çünkü bu projeler ister hazineden yapılan direkt/peşin ödemelerle yaptırılsın ister “yap-işlet devret” modeliyle(vadeli ödemelerle), bunları finanse eden her halükârda biz (millet) oluyoruz, durum değişmiyor, aradaki fark sadece ödeme şeklidir, biri peşin diğeri vadeli, hepsi bu.

Bunu bir örnekle izah edelim; diyelim ki bir köprü yapılacak, devlet ihaleye çıkar ve firmalara der ki; 1-Ödeme peşin yapılacak, teklifi ona göre verin, 2-Ödeme vadeli yapılacak (yap-işlet devret modeliyle), teklifi ona göre verin.

  1. Seçenekte örneğin 15, 16 ve 17 milyar teklif veren 3 firma var ise ihaleyi 15 milyar teklif eden firma alır ve parayı da peşin verirsiniz (kısmen işe başlayınca kısmen işi bitirince). Peki devlet bu ödemeyi nereden yapar? Hazineden. Hazinenin geliri nereden gelir? Vergilerden. Yani milletin cebinden. Siz ister o köprüden geçin ister geçmeyin verginiz ona da gider, örneğin İstanbul’daysanız, İzmir’deyseniz, Kars’taki, Rize’deki, Mardin’deki, Urfa’daki köprüyü/yolu ve tüneli de finanse etmiş olursunuz, kullanın veya kullanmayın, bu böyledir, üniter yapı içinde bunun başka türlüsü de olmaz zaten. Ama bu modelde ödeme peşin yapıldığı için ve işletme devlette olduğu için sanki hiç ödeme yapılmamış ve direkt kâra geçildi sanılır, oysa olay öyle değildir, evet işletme gelirleri yani geçiş ücretleri ilk günden itibaren hazineye girer ama ödediğiniz parayı 10-15 yılda ancak geri alırsınız, çünkü peşin ödediniz.
  2. Seçenekte ise devlet firmaya şunu demiş olur; ‘’yolu/köprüyü yapacaksın ama parayı peşin değil vadeli alacaksın, ben sana 10-15 yıl boyunca her ay 10.000 TL ödeyeceğim ama ödemeyi de direkt yapmayacağım, geçiş ücretleri ile yapacağım, yolu/köprüyü 10 yıl sen işlet, zaten her ay ortalama 1000 araba geçer, araç başı 10 TL alırsın, 10.000 eder, eğer 900 araç geçerse eksik kalan 100 araç bedelini ben tamamlarım, 1100 araç geçerse 100 araç bedelini sen bana iade edersin, köprüyü bu şekilde şu kadar yıl işlet, böylece ihale bedelini taksitle almış olursun, sonra işletmeyi bana devredersin…’’

Yani her seçenekte bu projeleri finanse eden (peşin veya vadeli) biz oluruz, ister bu yolları/köprüleri kullanalım ister kullanmayalım, durum değişmez. Aradaki fark, birinde peşin ödeme var, diğerinde vadeli.

Bu arada vadeli aldığın bir malın bedeli tabii ki peşine göre daha yüksek olacaktır ama bu o malı mutlak anlamda daha pahalıya aldığın anlamına da gelmez, çünkü 10-15 yıllık enflasyon farkını ve gelecek riskleri de ilave etmen gerekir. Yani peşin olarak 15 milyara yaptırdığın bir köprüyü 15 yıllık vade ile 15 milyara yaptıramayacağın açıktır.

Özetle bu projelerde öngörülen garantiler gerçekleşse de gerçekleşmese de durum değişmiyor, finansörü her halukarda biz oluyoruz ama tabi ki gerçekleşmesi projenin daha fizibl olduğunu gösteriyor. Ki (askeri amaçla da kullanılan bazı yol ve limanlar hariç) hepsinde de gerçekleşiyor.

Örneğin çok speküle edilen bazı köprü ve yolların 2021 ilk 5 ay verileri şöyledir (ki pandemi dönemidir bu);

Osmangazi köprüsü; garanti edilen 40 bin, geçen 42.134 (%105),
Hersek-Orhangazi arası; garanti edilen 40 bin, geçen 51.998 (%130),
Bursa kuzey gişeleri; garanti edilen 35 bin, geçen 58.795 (%168),
Bursa-Balıkesir arası: garanti edilen 17 bin, geçen 33746 (%199)
Balıkesir-İzmir arası; garanti edilen 23 bin, geçen 21.959(%95).

Yani bu projelerin çoğunda garanti edilenden daha fazla geçişler var ve bu sayede elde dilen gelirler eksik kalan geçişleri fazlası ile kapatıyor. Örneğin yeni İstanbul Havalimanı daha ilk yılda yolcu garantisinin üstüne çıktı ve hazineye 22 milyon 400 bin lira ek gelir sağladı.

Ama diyelim ki bazı projelerde garanti edilen sayılar sağlanamadı ve belli dönemlerde (örneğin pandemide) aradaki fark hazineden karşılandı, bu durumda finanse etmediğimiz, etmememiz gereken bir projeyi finanse etmiş mi oluyoruz? Hayır, finansör her halukarda biziz, burada sadece ödeme şekli değişmiyor, yoksa ödeyen öbür türlü de olsa bu şekilde de olsa biz oluyoruz (hazine/millet).

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir