“Yaz döneminde DE sahalara çıkıp hakikatleri anlatacağız” sözünü duyduğunuzda şüphesiz ilk aklınıza gelen, zaten yapılmakta olan bir eylemin devam ettirileceğidir. Bu sözün ilk muhatabı ise vekillerimizdir. Aslında milletin kullanamadığı pek çok hakka sahip, meclis salonuna oylama yapılmıyorsa pek girmeyen, toplum içinde fark edilebilmek için giydikleri lacilerle hava atan, bir de memleketten gelen ziyaretçilerin gazını almak için onlara sınırsız çay-kahve ikram etmeyi faaliyet sayan yeter miktarda vekillerimiz mevcut.
Ama ne yazık ki “çoğunun” bir yaraya melhem olduklarını görmek bir yana, muhalefetin ardarda sıraladığı yalan ve iftiralara kem-küm mahcubiyetiyle verdikleri cevaplar dışında karada, denizde, havada yapılan onca gelişmeyi (yani hakikatleri) nasıl anlatacakları halen şüphelidir. Çünkü bunları insanların kafasına nakşedebilmek için bırakın birebir teması, sosyal medya yoluyla bile etkili ve sebat gerektiren girişimlerle anlatabilmiş (hatta pek çoğu böyle bir girişimde dahi bulunmuş) değillerdir.
Bir zamanların meşhur “iktidar olup muktedir olamama” eleştirisinde kabuk değişip muhteva değişmeyince, ne yazık ki toplum zihninde bir (ünlü halk tabiriyle) “şamar oğlanı” imajı oluşmuş durumdadır. İnsanların minnetle dolu olduğu dönemlerin ‘iyilik yap denize at, kimse duymasın” tabirini günümüzün (her camiadan) büyük kısmı nankör karakterli insanlarına uygulamaya kalkmak belki etik ve hasbi, ama kesinlikle ‘gelecek siyaset vizyonsuzluğu’ eseridir.
Senin aylarca gerçekleştirmeye uğraştığın çalışma bir yalan haberle yerle bir olur, müeyyidesi olmadığı için yalan haberi yayanlar işi pardon’la geçiştirir, sense mırıldandığın bahanelerle kimseye sesini dahi duyuramaz, ortada kalakalırsın. Ki aslında sorun salt yalan haber bile değil, toplumun halledilmesini beklediği ama siyasilerin halkı sürekli “reform hazırlığındayız” sözüyle oyaladığı onlarca ek sosyal meseledir.
Eğer mecliste halen sahip olunan çoğunluktan yararlanılıp bu meselelere ve her branşta ortaya atılan yalan ve iftiralara (usulü dairesinde ama etkili) müeyyideler getirilmezse, ağızla kuş tutulsa (bırakın daha ilerisini) 2023 gibi yakın hedeflerin dahi birer seraptan ibaret olduğunu acı tecrübeyle tatmamız gerekebilecektir.
