Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

“Sen Aşı Yaptırdın Mı?”

Evet. Çünkü diye söze başlıyorum…

Ben işin tıbbi boyutunu bilmem ama işin ahlaki boyutu da çok önemli değil midir?

Aşı üretimi kolay iş midir? Birileri girişimde bulunacak, birileri de belki gönüllü deney olacaklar.

Bu işin başka bir yolu yok ki…

Şimdilerde rahatlıkla kullandığımız bir çok ilaç ve aşılar böyle üretilmedi mi?

Bir tansiyon ilacında bile ölüm dahil birçok risk yok mudur?

Bilim adamları çoğu zaman doğru bilgi elde etmede en sorunlu ve zayıf olan yol, deneme yanılma yolunu tercih etmek zorunda kalırlar.

Türkiye Tabipler Birliği ne yazık ki sorunun tıbbi boyutundan çok siyasi boyutuyla ilgilenmiştir. İşleri aşı üretmekti veya başka yol bulmak…ama onlar sadece eleştirdiler ve nasıl olmayacağını anlatıp durdular. Nasıl olacağına ilişkin de bir öneri sunmadılar.

Bu hep öyle olur. Başka alternatif yol gösteremeyenler her ilaca olduğu gibi aşıya da şiddetle karşı çıkarlar. İlaçsız ne olacak sorusunun cevabını da asla veremezler, vermek zorunda da kendilerini hissetmezler.

Bilmez misiniz? İnsanlığın elinde faydalı olan birçok bilgi ne yazık ki böyle yollarla elde edilmiştir. Şayet bu girişimler olmasa, toplum adına kendilerini feda edenler çıkıp gerekirse deneylere imkan vermeseler, bugün tıp bu noktaya varır mıydı sanıyorsunuz. O deneylerle elde edilen bilgilerle bugün tıp bu kadar gelişebilmiştir. Bu fedakarlığı yapanlara insanlık adına teşekkür etmemiz gerekmez mi?

Faydan olmuyorsa bari sus!

İlahiyatçı, yazar, çizer, televizyoncu aşının zararlarını bilmez ki! Bilenler de olmamız gerektiğini ittifakla söylüyor ve de kendileri de aşı oluyorlar.

İlle de konuşacaksa, yetiştirdiğin milli şuur verdiğin uzman doktor konuşsun olmaz mı?

Aklıma geçmişten bir hatıra geldi. Ramazandan birkaç gün önceydi, büyük camilerden birinin imam odasında hoca arkadaşlarımızla otururken, içeriye çok sert mizaçlı biri girdi ve çok telaşlı şekilde şeker hastası olduğunu, böbreklerinde sorun olduğunu, nefes darlığı çektiğini söyleyerek, bu durumda oruç tutmasının gerekip gerekmediğini sordu. Soru zor, adam da çok zordu. Hocalarımızdan biri beni işaret ederek adama: “soruyu bu hoca cevaplayacak” demesin mi?
İş başa düşünce adama dedim ki ,”muhterem sen yanlış yere gelmişsin, buradaki adamlar, reçete okuyamaz, tahlillerden anlamaz, nefes darlığı ve böbrek sorunu yaşamadıkları için ne olduklarını bilmez, oruç tutup tutmamana nasıl cevap versinler. Sen en iyisi güvendiğin bir doktora gidip bu soruları sorsan daha iyi edersin” dedim.
Çok zor olduğunu sandığımız adam da, yanlış yere gelmenin mahcubiyetiyle hem bizlerden özür diledi hem de ne yapması gerektiğini öğrenmenin sevinciyle teşekkür edip ayrıldı.

Son olarak diyeceğim o ki, iğne korkusu bizi aşı uzmanı haline getirmesin…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir