Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

150 Bin Din Görevlisi Var. Peki, Niye Durum Böyle?

Ahlaksızlık diz boyu? İçki, kumar, fuhuş, hırsızlık, yalan, sahtekârlık başını almış gidiyor?

1- Türkiye nüfusu 84 milyon. Ayrıca imam hatip sayısı 150 bin değil 100 binden azdır. Bu da yaklaşık her 850 kişiye bir din görevlisi düşüyor anlamına geliyor.

2- Türkiye laik bir ülkedir. Eğitim laiktir, yönetim laiktir, kanunlar laiktir. Bu da tüm bu alanlarda dinin bir etkisinin olmadığı anlamına geliyor. Yani mahkemeye gittiğiniz zaman istediğiniz kadar dindar olun ya da istediğiniz kadar dinden uzak olun (Allah muhafaza) dine dayalı bir hukuk ile yargılanmazsınız.

3- Din gönül işidir. Allah Teâlâ, “dileyen iman etsin, dileyen etmesin!” buyurmuştur. Dine inanmanın gönülden gelmesi gerekiyor. Halihazırda dinde cezası dünyada verilen suçların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu da şunu gösteriyor. Laik bir devlet değil de şeriata dayalı bir yönetim olsa yine de birçok günah, insanların vicdanına bırakılmış demektir. Din sadece tavsiye ve telkinlerde bulunur. Mesela yalan söylemenin günahı vardır. Ama dünyada cezası yoktur.

4- Dinin emir, tavsiye, yasak, öğüt, sakındırma gibi tüm içerikleri muhatapların buna içtenlikle uymasına bağlıdır. Din ve din adamı gerekli öğüdü verir. İnsanlar da ister yapar ister yapmazlar.

5- Din, düşüncede iyi olmayı, davranışta iyi olmayı ve ibadet etmeyi emreder, tavsiye eder. Ülkemizde bu tavsiye ve emirlerin tam aksine davranan binlerce yayın organı, binlerce yayın, binlerce günah yerleri vardır.

6- Yani 850 kişiye bir imam düşüyorken, aynı 850 kişiye meyhane, birahane, fuhuş, rezalet tv kanalları, rezalet yayınlar, onlarca faizli banka vb. düşmektedir. Yani bir imamın düzelttiğini veya düzeltmeye çalıştığını bozmaya çalışan binlerce kişi var.

7- Her reklam arasında faizli bankaya teşvik edilir, dondurma yiyince kendisini çıplak kızların arasında hayal eden dondurma reklamı yapılır, filmlerin konusu ihanet, sadakatsizlik, aldatma, flört, fuhuş, yalan, sahtekârlık…

8- İmamın camide anlattığını, televizyon veya internet anında silip süpürüyor. Hepimizin evinde cami yok, imam yok ama caminin, imamın dediğinin aksini öğütleyen her şey var.

9- Dinin müdahale alanı yoktur. Hoca, yalan söylemeyin der, içki içmeyin der, faiz almayın der. Ama bunları yapan kişiye müdahale hakkı ve yetkisi yoktur. Böyle olunca bunları yapan kişinin sorumluluğu imama yüklenemez.

10- Devlet gücüyle olmadığı sürece durum bundan ibaret kalmaya devam edecektir. Bunun en bariz örneği, devletin kısıtlama yoluna gittiği bazı konuların din ile uyuşmasıdır. Mesela sigara bunun bir örneğidir. Devlet ve din beraber hareket edince, yüzde yüz olmasa da kısmen başarılı sonuçlar elde edilmiştir. İçki yine öyle. Bu konuda da din ve devlet beraber çalışır. Ama faiz öyle değil mesela. Kamu ve özel bankaları faize teşvik ederken, din istediği kadar faizden uzak durun desin… Paranın kokusunu alan, dinin üstünden geçip gidiyor.

11- Dine karşı önyargılı kimseler vardı, vardır, var olmaya da devam edecektir. Bunların da amacı dinin, hayatın serbest alanında bile nefes almamasıdır. Bu uğurda kendi askerlerini, neferlerini, Kur’ân tabiriyle “cehenneme çağıran imamlarını” yetiştiriyorlar. Maddi güç onların elinde, şehvet onların elinde, nüfuz onların elinde, medya, internet onların elinde… Azınlık değiller, çoğunluklar. Sayısal olarak az olsa da keyfiyet bakımından çokturlar.

12- Günah işlemeyen, suça karışmayan, örnek olan, dürüst olan ve toplumda örnek gösterilen peygamberleri bile takmadıkları ve dinlemedikleri için helak edilen onlarca kavim ve millet var. Yani 100 bin tane peygamber gelse, millet yine bildiğini yapar. Suç, nasihat edenlerde değil, bilakis nasihati sevmeyenlerde.

13- İmamlar gökten gelmedi. Sonuçta böyle bir toplumun eğitiminin, böyle bir toplumun örflerinin, böyle bir toplum hayatının ürünüdürler. Onlar da diğer insanların maruz kaldığı tüm günahlara, tüm dizilere, tüm televizyon kanallarına, tüm yayın organlarına maruz kalıyorlar. Zira imamlık ruhbanlık değildir. Toplumun içinde olmak ve kalmaktır. İnsanlar için tüm tehlikeler imamlar için de açıktır.

14- Bir de şu çuvaldız mıdır nedir, onu bir de kendimize batırsak? İmamlar öyle, hatipler şöyle, hocalar şunu yaptı… Peki, sen nasılsın? Boş ver imamı da sen nasılsın? Adam, rezaletin dibine batmış, aldığı her şeyde faiz kokusu var, işi hile ve alavere, borcuna sadık değil, ona yalan söylüyor buna iftira atıyor ama lafa gelince bu kadar imam ne iş yapıyor? Sanki imam sana faiz haramdır dese, eyvallah diyeceksin? Sanki imam sana içki günahtır dese, tamam diyeceksin… Sanki imam sana zinayı terk et dese, eyvallah hocam, diyeceksin!

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir