Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

Gazeteciden Din Dersleri

Maide Sûresi üçüncü ayette geçen bazı haram yiyecekler:

Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı.

Maide Sûresi 3.

Ben burada insan eti görmüyorum. Bu gazeteci içkiyi, haram sayılan yiyecekleri anlatan ayette geçmediği için onun haram olmadığını savunmuş. Ama kendisi de ayette geçmeyen başka bir haram eklemiş. O da insan etidir. Ayrıca leş de haram diyor, Allah’tan başkası adına boğazlanan da haram diyor. Dikili putlar için kesilen koyun, keçi, inek de haram diyor… Hani üç tane idi?

Gazeteci hanım, Maide Sûresinden sadece bir ayet okumuş onu da eksik okumuş, yanlış anlamış ve anlatmış. Halbuki Sûreyi devam ettirseydi 90.ayette şunu görecekti:

Ey iman edenler! İçki , kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Sûresi 90.

Şeytan işi olan pislikler nasıl olur da helal olur gazeteci hanım?

Herkes aklına gelene haram demeye meraklı demiş bir de.

Herkes de aklına gelene helal demeye de baya meraklı imiş.

Din, hakkında herkes konuşmaya da baya meraklı. Bu gazetecinin hangi cümlesini düzelteyim bilemedim. Teknik direktör din hakkında fetva verir, siyasetçi fetva verir, gazeteci fetva verir, sanatçı fetva verir… Ama din adamı sanat hakkında bir söz söylese başlarlar yaygara koparmaya. Sen hocasın, senin işin bu değildir derler. Din adamı siyaset hakkında yorum yapsa onu topa tutarlar. Ama gazeteci olursan hem siyaset uzmanı sayılırsın hem fıkıh profesörüsün hem sosyal bilimler uzmanısın hem ekonomi uzmanısın hem askersin hem müftüsün hem her şeysin…

Aslında bunlara cevabın bizden değil, diğer gazetecilerden gelmesi gerekiyor. Ona demeliler ki, sen Diyanet misin? Sen alim misin? Sen müftü müsün? Sen nesin? Gazeteci mi yoksa fetva kurul başkanı mısın?

Umarım gazeteci arkadaşlar buna gereken cevabı verir.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir