Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Uygur Türkleri ve Meral Akşener!

Hiç kuşku yok ki Çin zalim bir ülkedir. Uygur Türklerine uzun zamandır yaptığı insanlık dışı zulmünü biliyoruz. Bu konu çok hassas bir konu olduğundan iç siyasetin malzemesi haline getirmek Uygur Türklerine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Ne yazık ki İyi Parti Genel Başkanı çok uzun süredir bu konuyu iç siyasetin malzemesi haline getirip istismar ediyor.

Orada yaşanan zulmü grup toplantılarında gündeme getirmesinde en küçük bir sorun yoktur hatta getirmesi de gerekir. Fakat, böylesine kritik bir dönemde Cumhurbaşkanımızı, kabinesini ve dolayısıyla ülkemizi Uygur Türkleri için bir şeyler yapmıyor eleştirisi üzerinden Çin ile karşı karşıya getirme girişimini doğru, iyi niyetli, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir girişim olarak görmediğimi ifade etmeliyim. Bu kapışmadan Türkiye ve Uygur Türkleri kazanmayacağına göre kazanacak ülke kim, ABD mi?

Akşener’in amacı, Cumhurbaşkanımızı Çin aleyhine bir şeyler söylemeye zorlamak ve bu yolla o ülke ile Türkiye arasında bir siyasi kriz meydana getirmektir. Bu krizle de Çin’den ülkemize gelmesi planlanan aşıların gelmesine engel olmak, ülkemizde koronavirüs nedeniyle oluşan gerginliğin artmasını sağlamak ve bundan da siyasi çıkar elde ederek yararlanmak! Bu yaklaşım güvenebileceğimiz bir siyaset mi? Uygur Türklerini sevmek bu mudur? Onlara faydası var mı ki! Bu yaklaşımın Uygur Türklerine baskıyı daha da artıracağını Mısır’da ki Müslüman Kardeşler örneğinde görmedik mi? O halde Cumhurbaşkanımıza yönelik bu ağır eleştirileri başka hangi amaçla yapmaktadır?

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ülkemiz, milletimiz ve ezilen milletler ve Müslümanlar için yaptığı hizmetleri görmezden gelmek, söylediklerini yok saymak adil bir yaklaşım değildir. Hele ülkemiz ve milletimiz adına yaptığı çok önemli bir hizmeti var ki değeri bakımından diğerleriyle asla kıyaslanamaz. O da, milletimizin kendisini yönetecek Cumhurbaşkanını hür iradesiyle sandıkta seçebilme hakkıdır. Bu ülkede herkese hakaret etmediği sürece konuşma özgürlüğü tanıyacak olgunluğu sağlamasıdır.

Bunu başarmak basit bir olay değildir. Suriye, Mısır, Irak, Libya,Yemen, Çin ve diğerleri bunu başaramadıklarından bugün böyle perişan haldeler. Bu uğurda kimileri iç çatışmalar nedeniyle devlet olma vasfını kaybetti, kimileri de huzursuz bir şekilde ve despot idarelerin altında inlemektedirler. Bu nedenle hiç kimse aksini düşünmesin ve bizler Cumhurbaşkanımızı seviyoruz.

Bugün İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın oluşturduğu demokratik ortamdan fırsat bulup Uygur Türkleri konusunda yaptığı gibi istismar edilecek konular dahil aklına gelen her şeyi konuşabiliyor. Güzel eleştiri yapıyor ama ne kadar sorun çözebildiğini 28 şubat sürecinde İç işleri Bakanlığı yaptığı döneminden biliyoruz. Güzel konuşmak güzel iş yapabilme mahareti değildir.

Bana kalırsa iyi siyasetçi, karşılaştığı sorunlara ilişkin çözüm öneriyle becerisini ve maharetini ortaya koyabilir. Dönemin İçişleri Bakanı olarak Meral Akşener’de o günlerde hiç bir çözüm üretmeyen sadece şikayet eden biri konumundaydı. Ama bugün Cumhurbaşkanımızın siyasi mahareti sonucunda normalleşen ülkemizde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuşabiliyor…Konuşsun bakalım!

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir