Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cumartesi, Nisan 27, 2024

Terken Ünvanı ve Harzemşah Melikesi Terken Hatun

Türk tarihinde belli bir zaman geçtikten sonra hükümdar ünvanlarında olduğu gibi katun ünvanında da değişiklikler olmuştur.. Kağan, hakan, han, sultan , padişah, idikut gibi ünvanlar hükümdara aitken, terken, sultan, bike ve begüm de katun, hatun ünvanlarındandır. Tabi bu değişikliklerin en önemli sebebi, değiştirilen coğrafya ve kabul edilen din ve medeniyet dairelerinin etkisidir.


TRT’de iktidarın siyasetine paralel olarak tarihi diziler yapılmış bu dizilerde Türk tarihinin çeşitli yönleri işlenilmiştir.. En son yayınlanan Uyanış Selçuklu dizisi özellikle Türk televizyonlarında Osmanlı odaklı anlayışı değiştirmiştir. Dizide en fazla rağbet gören karakter Melikşah’ın eşi Terken Hatun’dur..


Orhun Kitabelerine baktığımızda hükümdar ünvanlarının başında bilge kelimesine rastlıyoruz. Bunun yanında hatunluk makamındaki kadına da İl Bilge Hatun deniliyordu. Bu durum Kitabelerde semavi bir gerekçe ile açıklanmıştır. ‘Yukarıda Türk Tanrısı, Türk’ün kutlu ülkesini bu şekilde düzenlemiş. Türk milleti yok olmasın, millet olsun diye İl-teriş Kagan ve İl Bilge Katun’u (Tanrı) halk içerisinden çekip yükseltmiştir”.. Yine Uygur beyi Moyen Çor taht mücadelesini kazandığında eşine İL Bilge Hatun ünvanını vermişti..


İslami dönemde İl Bilge Hatun ünvanı Terken Hatun’a çevrilmiştir..Bu ad ile anılan meşhur Türk hanımlarından bazılarını
tanıtmak gerekirse; hiç şüphesiz bunların başında Selçuklu hükümdarı Melik-şah’ın (1072-1092) eşi Terken Hatun gelir. Bir Kara Hanlı kızı olan Terken Hatun o kadar hırslıdır ki, kendinden doğan çocuğunu tahta çıkarabilmek için kocasıyla vezir Nizam’ül-mülk’ün arasını açmış, hatta bu ikisinin vefatına sebep olmuştur. Kendisi de bu gaileler içinde 1094’te ölmüştü. Harzemşah İl Arslan’ın (1156-1172) karısı da Terken unvanını taşımaktaydı. Kocası 1172’de vefat edince, kendi oğlu olan Sultan-şah’ı tahta oturtmuş, ancak İl Arslan’ın öteki oğlu Alaaddin Tokuş (Tekiş) Kara Hıtaylardan yardım isteyerek, bunlara karşı çıkmıştı. Nihayet aralarındaki kavgalar bittiğinde, Alaaddin Tokuş (1173-1200) üvey annesini öldürtmüştü (1174). Alaaddin Tokuş’un eşi de bir Kıpçak Türkü’ydü ve o da Terken Hatun diye anılmıştır. Gayet nüfuzlu olan bu Türk hatununun tesiri oğlu Muhammed üzerinde oldukça fazlaydı.. Onun yedi katipten oluşan bir inşa divanının, vezirinin, sarayının ve tamamen kendine bağlı Kıpçak Türklerinden oluşan bir ordusunun bulunduğunu biliyoruz.. Mührünün üzerinde ” din ve dünyanın koruyucusu, Türklerin prensesi, bütün kadınların melikesi” yazıldığı söylenir.. İlerlemiş yaşına rağmen oldukça güzel bir kadın olan Terken Hatun’un hiçbir emrine oğlu karşı gelemiyordu. Ordu komutanları, valiler, hatta devletin harici siyasetine dahi o karar veriyordu. Bazen, hükümdarın sarayından ve kendi sarayından bir konu hakkında ayrı ayrı ferman çıkıyor, neticede Terken Hatun’un isteği oluyordu.. Sultan, annesine karşı kendisini ispatlamak için Azerbaycan’ı ve Irakı Acemi elegeçirmiş, hatta Bağdat’a Abbasi Halifesinin üzerine dahi yürümüştü (Bu esnada Çingis Han, güçlenmektedir).. Bağdat’ı Harzemşah ordusunun gazabından aniden bastıran kar yağışı ve tipi kurtarmış, Harzemşah ordusu kamilen donarak ölmüştü..


Terken Hatun, (kendi kabilesinden olduğu için ) Sultan Alaeddin’in Kıpçak hanımından olan 5 yaşındaki Uzluk’u veliaht tayin etmiş, her yönden yetişkin olan, lakin anası bir Hintli cariye olan Celalettin Harzemşah’ın hakkı yenmişti.. Terken Hatun, oğlu Sultan Alaeddin Muhammed, Vezir ve Kıpçaklar koskoca Harzemşah devletinin içini oymuşlar, koca devlet Çingis hanın bir vuruşuyla darmadağın olmuştu. Alaeddin Muhammed Şah devletini savunamamış, Moğolların önündenn kaçarak Hazer Denizinde bulunan Abiskun adasına sığınmış burada korkakça vefat etmişti.. (Bu arada Harzemşahlar ile Moğolların arası Terken Hatun’un atadığı, aynı zamanda da amcası oğlu, Otrar Valisi İnalcık Hayır Han, Çingis Hanın himayesinde ticaret yapan çoğu Müslüman büyük bir tüccar kafilesini öldürtmesi sebebiyle açılmıştı.)


Terken Hatun yanında bulunan diğer hanedan üyeleri ve şehzadeler ile beraber, Moğol işgal ve tahribatından Kuzey İran’da Hazer denizi sahillerinde bulunan İlan kalesine sığınmış lakin senenin çoğu yağmurlu geçen bölgede bir damla su düşmemiş, kale şiddetli susuzluk sebebiyle teslim olmuştur.. Kümahi Şah adındaki en küçüğü müstesna, tüm şehzadeler derhal öldürüldüler. Sultanın kızları, vezir, hazine ve Terken Hatun esir olarak Cingiz Han’a Karakurum’a gönderildiler.. İhtiyar Terken Hatun’un durumu o derece sefihane idi ki günlük yiyeceğini bile Çingiz Han’ın sofrasının artıklarından bizzat gelerek toplamak suretiyle temine mecbur bulunuyordu..


İkbal devrinde irtikap ettiği hataların, cinayetlerin, binlerce insanın kanının dökülmesiyle intaç (neticelelen) eden hakimiyet teşneliğinin (susamışlığını) böyle akıbetini böyle acı bir şekilde gören bu kadın 1232-33’te vefât etmiştir..


Terken ünvanına geri dönersek Satuk Bugra Han’ın büyük kızı Nısb Türkan, üçüncü kızının adı da Hediye Türkan’dır. Özellikle Selçuklu ve Harzemşahlarda “Terken” unvanlı kişiler oldukça boldur..


Kaşgarlı Mahmut ünlü eserinde Tengri kelimesini açıklarken tengriken deyimine değinmektedir..Kaşgarlı, “Gayr-i Müslim Türklerin bilgin kimseye tengriken dediklerini” söylüyor.Yani “Tanrıya tapan, bilgin, dindar, ileriyi gören” manalarına geliyor olmalıdır. Yani sıfattır. Bu sıfat Orhun Kitabelerinde de sık sık geçer. Özellikle hükümdarlar anlatılırken.. Tabi aynı sıfat daha sonra kadınlar içinde kullanımıştır ki R.Genç, “Terken” adlı makalesinde;
“başlangıçta yalnız hükümdarlar için kullanılırken, sonradan Osmanlılardaki sultan unvanı gibi, hatunlara da verilmiştir. Yani tengrikenden terkene bir geçiş söz konusudur..


Aynı kelime Moğollara da geçmiş, Töregene, Turkay, Turakay isimleri de bu ünvandan türemiş kelimelerdir..


Terken kelimesinin kökeni Tengri kelimesidir..

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir