Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Kan Kaybediyoruz!

TRT, neden TRT1 Kanalındaki “İFTAR PROGRAMINI”, “Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması İftar Özel” olarak değiştirdi / geçiştirdi? Ramazanın ilk günü TRT’den iftar programı bekleyenler, bir yarışma programı ile karşılaşmışlardır. Yarışma programı başkadır, “iftar” programı başkadır. Bunu Kur’an-ı Kerim yarışması olması durumu değiştirmez.

TRT1, devletin / özellikle mevcut iktidarın bakış açısını yansıtan bir aynadır. Doğrusu şu an yansıyanlar pek olumlu görünmüyor. Bürokratik uyanıklık mıdır, resmi görüş müdür bilemiyoruz ama adımlar merkezden, yani iktidarın ana felsefesi milli görüş ekseninden uzaklaşma yönündedir.

Kadir Mısıroğlu merhumdan sonra da, bunları sorumlulara açıkça söyleyecek yiğit de kalmamıştır.

On yıldan fazladır, insanların iftar öncesi izleyeceği bir format tutturulmuştu. Hatta diğer özel kanallar da TRT’den ilhamla, benzer iftar programlarına başlamışlar idi.  Görünen o ki bu yıl konu geçiştirilmiş, yani yeni hamle ile İFTAR bilinci halkın şuurundan uzaklaştırılmaya çalışılmıştır.

Mevcut program ile “zaten güzel Kur’an okuma yarışması var, bunu iftar saatinde yayınlayalım, adına da “Kur’an-I Kerim’i Güzel Okuma Yarışması İftar Özel” diyelim gitsin, özel program hazırlamaya da gerek yok!” denilmiştir.

BU BİR GERİ ADIMDIR!

“Efendim, Diyanet TV’de ‘İftarı Beklerken’ var ya?”

İyi de kaç kişi Diyanet TV izliyor ki? Diyanet TV ile TRT1 bir mi? Kendimizi kandırmayalım.

Bu “din ile dünya işleri ayrılmalı; din, din televizyonunda kalmalı” görüşüne pirim vermektir. Bu iktidarın kendi kalesini terk etmesi, kendi kazanımını kaybetmesidir.  

Zaten ciddi bir şekilde ele alınması gereken bir Kur’an-ı Kerim okuma yarışması programı var. Bu kadar şaşalı, şov dünyası formatında olması ayrı problem, orayı tartışabiliriz de, okunan bunca Kur’an, haksızlığa, yanlışlığa, cahilliğe, şiddete, ayrılığa son vermiyorsa, biz halka Kur’ân’ı bu şekilde –sadece güzel okuma şeklinde – ulaştırmayı yeterli görüyorsak, yanlış yoldayız demektir.

KAN KAYBETTİRECEK ADIMLAR SON BULMUYOR…

İşin TRT cephesinden devamla ilerleyecek olursak; her ne kadar bazı diziler iktidarın kendi seçmen kitlesine seslense de, ciddi falsolar dikkati çekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, ‘Yılbaşı bileti almak günah mı?’ sorusuna 21 Aralık 2017 günü “Piyango bileti almak kumardır ve haramdır” açıklamasından sonra, 31 Aralık geleneksel yılbaşı çekilişinde, TRT ekranlarında çekilişi yapan kızların başörtülü olması, dikkat çekici iz olarak hafızalarda duruyor. Bu görüntüleri izleyenler kendilerine “haram bir fiilin işlenmesinde başörtülü kızların alet edilmesi, ne kadar doğru bir tercihtir?” sorusunu sormak zorunda kaldılar. Bu izi bırakanlar Milli Piyango İdaresi ve TRT yetkilileridir. Ve maalesef o Milli Piyango İdaresi başkanlığını da halen, kürsülerden faize ve kumara karşı haykırışını unutmadığımız, merhum vaiz Timurtaş Uçar’ın oğlu Bekir Yunus Uçar yürütmektedir. Oysa bizim kan kaybettirecek, kan donduracak adımlara değil, kanı gür, delikanlı adımlara ihtiyacımız var. Yazımızı merhum Timurtaş Uçar’ın şu sözleriyle bitirelim:
“Hastanız kan kaybediyor; siz ona şerbet veriyorsunuz, kurtaramazsınız! Hastanız kan kaybediyor, siz ona süt veriyorsunuz, kurtaramazsınız! Hastanız kan kaybediyor, siz ona vitamin hapı veriyorsunuz, kurtaramazsınız! Kaybettiği şeyi vereceksiniz, yani kanını! Bu millet de İslâm’ı kaybettikten sonra bu hale gelmiştir, İslâm’ı vermezseniz, hiçbir politika vallahi bu memleketi kurtaramayacaktır!”

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir