Nereye gidiyoruz böyle?
Haberi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun paylaştı…Bu haberle, İletişim Başkanılığı olarak “çalışıyoruz ve iş yapıyoruz” duygusu içinde övündü mü üzüldü mü bilenmez ama bana göre ortada halledilmesi gereken çok büyük bir sorun vardır…
Alarmdır bu! Sistem sorun çözmüyor demektir…Öteliyor, biriktiriyor ve rahatsızlık veriyor. Herkes çözüm yeri olarak Külliye’yi görüyor…Milletimizde memnuniyetsizlik her geçen gün süratle artıyor…
Bir dostum anlattı…Bir toplantıda Ak Partili bir yönetici Cumhurbaşkanımıza mahallesindeki çok özel bir sorunu iletmiş…Birincisi böyle bir sorun olmalı mıydı? İkincisi, olacaksa da Cumhurbaşkanımıza gitmeli miydi? Olacak şey midir bu! Bu sistemin tamamen tıkandığı anlamına gelir…
Çünkü siyaset ve siyasetçi Başkanlık sistemi gereği vatandaşın talebini alma, şikayet dinleme ve sorununu çözme işini Cimer’e, Kamu Denetçi Kurumu ve mahkemelere terk durumdadır. Ülkemiz, kurumsal yapısını tamamlamış olsa eyvallah! Ama öyle değil…Halen daha idarecisine endeksli çözüm üreten yapıyla yürüyor işler…Bu yüzden de ehliyet ve liyakat, basiret ve feraset eksikliği yüzünden hatalar çok oluyor hem de CİMER’i kilitleyecek ölçüde.
Cimer bu haliyle sorun çözemiyor, beyaz masa gibi görev yaptığı sanılıyor ama beyaz masalarda olan işleve sahip değil. Bazı hatalar olsa da, Beyaz Masanın soruna müdahil olması, çözüm mercii gibi hareket etmesi, işi takip etmesi, sorunun çözülüp çözülmediğine ilişkin müştekiye dönmesi memnuniyet oluşturmuştu.
Beyaz Masadan farklı olarak CİMER, daha da sorunlu olan duruma düşerek engel olmadığı hukuki hataları meşrulaştırma pozisyonuna düşüyor. Bugün basit yöntemle CİMER, şikayet edenin yazısını şikayet edilene geri göndermek şeklinde çalışıyor. Bu çok sorunlu bir durumdur. Bu defa hatalı olan idareci müştekiye “gidilebilecek en yüksek yere, Cumhurbaşkanına gittin bir sonuç alabildin mi ?” diyebiliyor…Bu da vatandaşı çok daha fazla kırabiliyor, üzebiliyor… Ayrıca yanlışı da meşrulaştırmış oluyor…
Bu soruna çok acilen çözüm bulunmalıdır…
