Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Zorla Güzellik Olur

Bir arkadaşı ile karşılaşır, arkadaşı selam vererek hal hatır sorar.
-Selamünaleyküm
-Ve aleykümselam
-Nasılsın? Ne var ne yok?
-İyiyiz demek adetten olmuş, ben de iyiyim diyeyim, işte o kadar.
-Hayırdır. Pek sitemkarsın?

-Nasıl sitem etmem ki, hayatta bin bir güçlükle ve dertlerle mücadele ederek yaşayıp gidiyoruz. Yani anlayacağın ne iyiyim ne de hayattan bir beklentim var. Her gün ayrı bir dert ayrı bir problem çıkıyor. Tam bunları düzeltip rahat bir nefes alacağım derken yeni sıkıntılar geliyor peşi sıra. İşte bu sebepten adetten iyiyim diyorum ama içim tam tersine hüzün içinde.

-Ooo! Sen daha fırtına kopmadan gemileri batırmışsın arkadaşım.

-Benim her gün içimde ne fırtınalar kopuyor biliyor musun? Her gün bu fırtınalarda ki dalgalarla boğuşmaktan artık ne gücüm kaldı ne de takatim.
Bu sözlere karşısındaki gülmeye başlar. Arkadaşının kendisine gülmesine bozulur.

-Niye gülüyorsun. Tabii senin rahatın iyi, işlerin güçlerin yolunda. Ne dert ne tasa var. Gülersin tabii, derdin olmayınca dertlinin halinden anlamazsın.
Arkadaşı gülüşüne devam ederek sağ elini yan tarafa doğru açtı ohooo der gibi salladı ve başını da iki yana hayır manasında sallayarak konuşmasına başladı.

-Bu dünyada bir senin mi derdin var? “Herkesin kendine göre bir derdi vardır.” Sözünü hiç duymadın galiba. Bu dünyada dertsiz insan yoktur. Atalarımız “Dışı seni yakar içi beni yakar” demişler. Dışarıdan mutlu, rahat görünen insanların hepsinin bir derdi vardır. Vardır var olmasına amma kimileri hayatın sunduğu fırsatları yakalamaya çalışırlar, kimileri “Hayata nasıl bakarsan öyle görürsün” sözünden ilhamla hayatın güzelliklerini görmeye çalışarak huzuru bulurlar, kimileri “Bu da geçer ya hu” sözüne istinaden dertlerin mutlaka bir gün biteceğini düşünürler ve dertlerine aldırış etmezler, kimileri de “Güzel gören güzel düşünür” sözünün hikmetini kendilerine düstur edinerek her olayın güzel tarafına bakarak hayatın güzelliklerini yakalarlar, kimileri de sahabelerin köpek iskeletini pis görmesine rağmen Peygamberimizin (SAS) o iskeletteki kafatasında bulunan dişlerinin güzelliğini görmesini örnek alarak daima ne kadar kötü olursa olsun mutlaka bir yerde bir güzellik vardır diyerek kötülüğün içindeki güzellikleri çıkarmaya çalışırlar, kimileri de İnşirah suresinde ki “Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var.” ayetine bakarak her zorluğun, her musibetin, her güçlüğün içinde ve beraberinde mutlaka bir kolaylığın olduğunu bilirler ve o kolaylığı yakalamaya çalışırlar, kimileri de yine “Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” ayetine dayanarak kötülüklerin hissetmeseler de kendileri için güzel, gerçekte faydalı ve güzel olduğunu düşünerek o dertlere, sıkıntılara sabrederek üstesinden gelir ve hayatın tadına varırlar.

Evet, hayat dediğin zorluklarla, meşakketlerle doludur. Eğer bunlar olmazsa hayatın ne anlamını bilirsin ne de tadına varabilirsin. Şimdi diyeceksin

-Bu hayatın zorluğu bize ne gibi fayda sağlar, hayatın anlamını nasıl anlamamıza yardımcı olur?

-Baltanın iyi kesmesi için bilenmesi gerekir. Bilenmeden keskin olamaz ve koca koca kütükleri kesemez. Tabi bilenmesi için de çarka tutulması gerekir. Baltayı çarkta bir güzel keskinleştirirsin. Anlayacağın baya bir hırpalarsın. Fakat balta, balta olma özelliğini bu çark ve örselenmesi sayesinde elde eder. Hayattaki bela, musibet ve zorluklar bizi çark gibi örseleyerek biler. Şimdiki meşakketlerimiz gelecekteki daha zor zahmetlere karşı dayanmamızı ve üstesinden gelmemizi qsağlar. Yaşadığımız zorluklar bize güç, kuvvet, sabır, metanet, tecrübe kazandırarak bizi biler ve önümüze çıkan dağ gibi engelleri bir vuruşla yıkmamızı sağlar.

Bu hayatı daha iyi yaşamamız için Allah bizi zorlar. Bize dertler, musibetler verir. Bu belalar bizlere direnç, azim ve sabır aşılar. Böylece hayatın olumsuzluklarını yılmadan, yıkılmadan ortadan kaldırma gücüne ve kudretine sahip oluruz. Ne kadar “Zorla güzellik olmaz “deseler de “Zorla güzellik olur.”

Şimdi, sende olan ne kadar bela ve güçlük varsa sabrederek onların içindeki güzellikleri fark edebilir ve o güzelliklerle iyi olabilirsin.
Nasılsın sorusuna canı gönülden iyiyim diyerek cevap verirsen yaratılış gayemiz olan şükrü yerine getirmiş olursun. Şükrü yerine getirince de olduğun halden memnun olursun. Böylece ne halde olursan ol mesut ve bahtiyar bir hayatın olur.

Arkadaşını kelimesi kelimesine dinledikten sonra

-Çok güzel anlattın teşekkür ederim. Ata sözlerimiz, Peygamberimiz (SAS) ve Yüce Kitabımız Kur’andaki ayetler ile örnek vererek zorluğun hayatımıza güzellik ve renk kattığını çok iyi anladım. Bundan sonra zorluklara, bela ve musibetlere şikayet edeceğime onlara alışmaya ve onların içindeki güzellikleri fark edip yakalayarak yaşadığım her andan lezzet almaya çalışacağım ve mesut bir hayat süreceğim. Teşekkür ederim.

Arkadaşı tekrar sorar

-Eee, şimdi nasılsın bakalım?

(Gülümser, arkadaşına çok samimi bakarak) Elhamdülillah her halime, çok iyiyim.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir