Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekonomik Reform Paketini açıkladı. Bir milyona yakın küçük esnafa vergi muafiyeti geldi ve defter tutma mecburiyeti de kalktı. Kılıçdaroğlu’nun esnaf toplantısı geldi gözümün önüne.
‘Hakkınızı veriyorlar mı size? Vermiyorlar. O zaman örgütlenin. Hakkınızı arayın. Oyunuzu da ona göre verin’
Söyledikleri aşağı yukarı bunlar. Yani lafı dolandırdığına bakmayın; oyu bana verin demeye getiriyor. Hemen bütün sosyal gruplara bu tarz şeyler söylüyor. Çünkü söyleyebileceği başka bir sözü yok. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dört nala gidiyor. Kimin ne ihtiyacı var önceden tespit edip ona göre uygulamalar geliştiriyor. Eskiden devlet halkın taleplerinin peşinden sürüklenir bir türlü karşılayacak derman bulamazdı. Şimdi şimdi taleplerin önüne geçiyor.İşte bu yüzden vatandaş ‘oyunu ona göre’ veriyor. Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği siyasete yönetme yetkisi vermiyor. İyi yönetilmenin tadını aldı bir kere.
Başka neler var pakette? Ohoooo……. neler yok ki. Hepsini takip bile edemedim. Ama en dikkatimi çekenlerden biri saydam vergi sistemi. Bizim muhalefet devlete vatandaşın dertlerine çözüm getirmek için değil de geçim kapısı olarak baktığından yönetime talip. O açıdan her devlet meselesinde; ‘paralar n’oldu paralar; deprem vergileri nerde; dövizler nereye gitti, Suriyelilere milyarlarca dolar harcadınız’ mantığıyla bakıyor. Eyvah paralar gitti biz gelsek bile nasıl nemalanacağız mantığıdır bu.
Devletimiz ağır saldırı altında kalkınma mücadelesi veriyor. O kadar askeri harcama var. Hendekçilerin her tarafını tuzaklayıp harabeye çevirdiği kentler yeniden inşa edildi. Her depremde devlet koşuyor kısa sürede yeni ve dayanıklı konutlar yapıp vatandaşa teslim ediyor. Üstelik pek çok destek uygulaması yapıyor. Pandemi sürecinde vatandaşa milyarlarca lira destek verildi. Yapılan dünya kadar imar yapıları var. Ders kitapları ücretsiz. Üniversite harçları yok. Bir Gezi şımarıklığının açtığı yara 200 milyon lira. Bu tür zararların telafisi var. Bu devlet çarkı rüzgarla mı dönüyor. Nereden geliyor bu değirmenin suyu. Cumhurbaşkanı hokus pokusla mı yönetecek devleti.
İşte şimdi saydam vergilendirme. Paralar nereden geldi nereye gitti bir tuşla görülecek. Kılıçdaroğlu da ‘nereye gitti paralar (paracıklarıııım)’ diye kürsüyü yumruklayamayacak. Gir e-devlete bak diyecekler. Tabi girmesini öğrenebilmişse.
İşte bu yüzden muhalefetin işi zor. Hem de çok zor. Üstelik gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Yani öyle böyle değil. Sürekli kendini yenileyen bir siyaset anlayışı. Sürekli kendini yenileyen bir devlet yönetme anlayışı. Vatandaş reform ne demek bilmezdi şimdi artık herkes ezberlemiş. Muhalefet mi? Onun gündemi ‘parlamenter sistem de parlamenter sistem’ Eskiye hayran. Kendisi de eskimiş, iyice yıpranmış, neresinden tutsan elinde kalıyor. Bu anlayışın gideceği yer asarı antika müzesi. Çıkrık ve tunç baltanın yanı.
