Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

Mine Söğüt’ün Öğütleri Üzerine

Her baba evi öyle sanıldığı kadar güvenli değildir.

Aksine çoğu baba evi tehlikenin merkezidir.
Ve bazen sokaklar o baba evinden çok daha güvenlidir.

O yüzden, o despot, o dayakçı, o adaletsiz, o ikiyüzlü, o sinsi, o hesapçı, o güvenilmez babaların evinden erkenden çıkın gidin kızlar.
Hısım akraba ne derse desin, el âlem ne düşünürse düşünsün, hiç kafaya takmayın.
Geleneklerin, inançların, korkuların pabucunu dama atın.

Geçmişin hatalarını genetik bir günah gibi siz de anneleriniz gibi boynunuzda taşımayın.
Sizden beklenen her şeyi yapmayın ve sizden beklenmeyen bazı şeyler yapın.

Tartışın, sorgulayın, araştırın, bir de dans edin. Çok dans edin.

Bağıra bağıra şarkılar söyleyin, sesinizi yükseltmekten ve dilediğiniz zaman ağız dolusu gülmekten hiç çekinmeyin.

Haylaz olun, her önüne gelenin sizi terbiye etme hevesine kafa tutun.

Kaçın o evden, kaçın kurtulun.

Sokaklar siz özgürce orada dolanmadığınız zaman tehlikeli.

Ahlak, asıl siz dilediğiniz gibi yaşamadığınız sürece çökmekte.

Sizi bir zindana kilitlemek isteyen ve sadece başınızı ya da bacağınızı değil, zihninizi de örtmek için kadınlığı baskıyla sindiren eril dünyanın hesaplarını boşa çıkarın.

Hayatınızın hedefine “evliliği” değil, mutluluğu koyun.

Cinsiyetçi deyimlerin utanç verici mirasını reddedin.

O baba evini terk edin.

Şuana kadar okuduğunuz satırlar Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mine Söğüt’ün 5 Mart 2021 tarihli “Baba evini derhal terk edin kızlar” adlı köşe yazısından alıntılardı. Evet, okurken benim de tansiyonum yükseldi. Ağzım açık okudum tüm yazıyı ve hatta yazının sonunu getirene kadar akla karayı seçtim. Ne diyor bu kadın, bunları yazarken kendinde miydi? Sağlıklı düşünebilme yetisini mi yitirdi acaba? diye durmadan sordum kendime. Muhtemelen okurken siz de yaşadıklarımı yaşadınız.
Bu zihniyetin gençlerimize ve özellikle genç kızlarımıza yönelik bu tür telkinlerinin sonucunu iki gün önce Bitlis’te 11 şehit verdiğimiz günün akşamında apaçık şekilde gördük maalesef. Samsun’da 23 yaşındaki bir genç kız, Tiktok videosu çekip dans ederken şehitlerin kendisine hatırlatılması üzerine bu hatırlatmayı yapan takipçisine en ağır sinkaflı küfürleri ettikten sonra şu cümleleri kuruyor.
“Biz de üzüldük, biz de ağladık ama hayat devam ediyor. Ömür bir günlük dünya, belki ben yarın öleceğim. Ben eğlenmek zorundayım.”
“Dans edin, heveslerinize sahip çıkın” telkininde bulunan Mine Söğüt ve zihniyetinin sebep olduğu sonuç bu kızımızın son cümlesinde gizlidir. “Ben eğlenmek zorundayım.”
Aslında Mine Söğüt’e teşekkür etmem gerekiyor. Zira yıllardır postmodern zihniyetin kadınlarımız üzerindeki telkinlerini anlatmak için tüm benliğimle çabalıyordum. Gerek verdiğim seminerlerde gerek yazdığım yazılarda ve daha birçok çalışmamda bazen abarttığımı söyleyenler çıkıyordu. “Hocam haklısın da o kadar da değildir ya!” diyenleri ikna etmekten ve tehlikenin büyüklüğünü anlatmaya çalışmaktan yorulmuştum. Ancak Mine Söğüt, temsil ettiği zihniyetin aslında ne söylemek istediğini apaçık şekilde ortaya koydu bu yazıyla. Bundan sonra abarttığımı düşünenlere başta okuduğunuz satırları göstereceğim.

Kadınlarımız göz göre göre uçuruma sürüklenirken sürüklenen sadece onlar olmuyor. Zira kadın demek aile demektir ve dolayısıyla toplum demektir. Kadın uçurumdan atladığında aslında tüm toplumu da uçurumdan atmıştır. Postmodern zihniyet, kadın ve toplum arasında bu sıkı ilişkiyi keşfettiği için toplumu bozmak üzerine yaptığı tüm çalışmaları kadın hakları gibi masum bir kılıfın içinde sunarak sinsice planını işletiyor. Bu sinsi planlarında maalesef başarılı oldular. Artık toplumumuzun her görüşünden insanların evleri bu zehirle tanışmış durumda. Dindar- seküler, sağcı-solcu tanımaksızın her görüşten insanımız kadın hakları sosuyla servis edilen zehirli yemekten tattı ve bedenine o zehri aldı.

Sonuç ise “bu hayat kısa; eğlenmek zorundayım” diyen bir gençlik oldu.

Postmodernite bizlere sadece tek bir zorunluk olduğunu söyler “canın ne isiyorsa yapmalısın.” Bu temel kural dışında hiçbir kural tanımaz postmodernite. Heves, istek, arzu, şehvet gibi kavramlar kutsal kavramlardır. Kutsalına dokunmaya çalışan herkes kötüdür. Bu zehrin etkisine kapılan her insan o saatten sonra din, gelenek, örf ve hatta işine gelmediği zaman bilimi bile reddeder.

İstenilen her arzunun yerine getirilmesi kural tanımamazlıkla sonuçlanırken aynı zamanda para kazanmayı da zorunlu kılıyor. Zira postmodernitenin sunduğu dünyada parasız zevk olmaz. Kural da tanınmayınca karşımıza para kazanma uğruna tüm ahlaki değerleri ayaklar altına alan bir kitle ortaya çıktı. Bu kitlede erkek olduğu halde kadın gibi davrananlar, en mahrem hallerini ifşa edenler, karşı cinsiyetin şehvetine hitap etmek için bedenlerini sergileyenler, akla hayale gelmeyecek çılgınlıklara kalkışanlar ve daha neler neler var. Bunu da sosyal medya üzerinden paylaşarak önce meşhur olmak ardından para kazanmak amacıyla yapıyorlar.
İşte bu kitle bizim kitlemiz. Her biri bizim öz evladımız. Onları dışlayıp hakaret edersek yukarıda bahsettiğimiz zihniyetin önüne atmış oluruz. Hayır, bunu yapmamalıyız. En şefkatli halimizle toplum olarak onlara yönelmeli ve onların ihtiyaçlarına meşru dairede alternatifler sunmalıyız.

Meşru dairede alternatifler sunmada en yetersiz kaldığımız kesim kadınlarımızdır. Bu yetersizliğimizden faydalanmaya çalışan şer odaklarına bu kozu biz veriyoruz aslında.

Devlet, sivil toplum, aileler ve diğer tüm paydaşlar acilen kadınlarımız üzerinde oynanan oyunları fark etmeli ve kadınlarımızın meşru taleplerine kendi değerlerimizden cevaplar üretmelidir. Zira medeniyetimiz bu cevapları verecek kapasiteye sahiptir. İthal değer ve kavramlara asla yanaşmamalıyız. Nitekim belli bir kesimin kadınlara sahip çıkmak amacıyla çıktıları yolda zamanla feminizmin yeşil şubesine dönüşmelerini ibretle ve üzüntüyle seyrediyoruz.

Daha Fazla

1 Yorum

  • ahmet
    ahmet

    Maşaallah hocam. Tebrikler. Çok güzel ve yerinde bir yazı olmuş. Bu aile ve din düşmanlarına karşı uyanık olalım Kendimize ve ailemize sahip çıkalım inşaallah. Teşekkür ederim

    Cevapla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir