Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

Kontrollü Hayat Ne Zor Değil Mi?

Sürekli yasaklar, kısıtlamalar, cezalar, suç işleme psikolojisi, suçluluk duygusu, sorumluluk bilinci, yasakları delme ve çiğneme, vesaire vesaire…

Aslında her Müslüman kontrollü ve kısıtlı bir hayat yaşıyor biliyor musun?

Mesela her istediğini ya da canının her çektiğini yiyemiyor, içemiyor ve giyemiyor.

İsteyenin içki içebildiği bir alemde, Müslüman kişi kısıtlamaya tabi idi. İçmiyordu. Parasızlıktan, yoksulluktan veya zararından dolayı değil, sırf Allah yasakladı diye uzak duruyordu içkiden.

Mesela ihtiyacı olan herkesin rahatlıkla kullandığı faizli krediyi kullanmıyordu. Zira bir Müslüman, borç alma ve ekonomi konularında da kısıtlamalara tabi idi. Her parayı borç edemezdi. Yatırım yapacağım diye Allah’ın yasak ettiği faiz borçlanması yapamazdı. O zaten kısıtlamaya tabi olmuştu. Zira Rabbinin emri, demiri keserdi.

Mesela istediği kızla, erkekle takılamazdı. Akşam onunla, gündüz şununla dolaşamazdı. Zira Rabbi onu kısıtlamıştı. Ona meşru olanı emretmiş, gayrimeşru olanı yasaklamıştı.

Herkesin kızlarla, erkeklerle alem yaptığı bir alemde bir Müslüman, kısıtlamaya tabi olduğunun farkındaydı ve ona göre davranıyordu.

Müslüman esasında kontrollü bir hayat yaşıyordu. Her şeyi kontrollü idi. Evlenmesi, boşanması, eşiyle ilişkisi, topluma karşı sorumlulukları, giyimi, kuşamı, yemesi, içmesi, oturması, kalkması hep kontrollü ve kısıtlı idi.

Hatta gözleri bile kısıtlamaya tabi idi. İstediği gibi istediği yere bakamazdı. Rabbinin, bakma dediği yerden gözünü kısardı. Kulağını kısardı, dilini, elini, sözünü kısardı…

Ama bazıları bu kısıtlamaları deldi. Nasılsa cezası peşin değil, nasılsa cezayı infaz edecek kimse yok diye yasakları birer birer delenler oldu. Namazı terk edenler oldu. İçkiye başlayanlar oldu. Nasılsa hesap soran yok diye zinaya yanaşanlar oldu. Ne olacak ki, bir kereden diye o harama, bu harama, bu kısıtlamaya, bu günaha aldırmayanlar oldu…

Ama bazıları da cezasını görmese de kısıtlamaya elinden geldiği kadar uydu. Üstündeki yorganı atıp buz gibi suyla abdest aldı, namaz kıldı. Kimse ona ödül vermese de ibadetini elinden geldiği kadarıyla yaptı.

Genç kızların, vücutları ve bedenleri ile şov yaptığı bir dönemde Müslüman kızlardan, başından kaşına ve ayağından topuğuna kadar kendisini gizleyenler oldu. Niye biliyor musun? Allah ona sadece eşine helalsin dediği için. Sadece bu… Başka açıklaması yok. Başka sebebi yok… Bütün beğenilme arzusunu sırf Rabbinin emri gereği elinin tersiyle itti. Belki vefasız bir adama denk gelecek ama o yine de Rabbinin emrinin dışına çıkmayacak…

Her Müslüman kısıtlamaya tabidir. Kontrolsüz bir hayatı yoktur. Allah’ın çizdiği sınırlarda düşünebilir, çizdiği sofradan yiyebilir, çizdiği tarzı benimseyebilir ve çizdiği hayatı yaşayabilir…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir