Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Nisan 26, 2024

İstanbul Sözleşmesi Yerine Ankara Sözleşmesi mi?

Neden ki?

Düzenlemeler niçin sözleşme ile yapılmaktadır? İlgili kanundaki (6284 sayılı kanun) eksikler giderilip yeni bir kanuni düzenleme daha kolay ve doğru değil midir? Sözleşme, ticari bir ilişkiyi andırıyor da. Oysa evlilik birbirinin eksiklerini giderme, tamamlama ve bu yolla huzur elde etme olayıdır.

İstanbul sözleşmesinin yerine Ankara Sözleşmesi ikame etmek istiyorlarsa…Hayırlı olur inşallah!

Ancak, önerilerim var…!

Sözleşmenin amacı, eşlerin ve dünyaya gelen çocuklarının değişmez değerlere göre hak ve hukuka dayalı bir yaşama kavuşmaları değil midir? Demek ki hedef; hiçbirinin hakkının zayi olmadığı bir hayat temin edilecek?

O halde bu yeni sözleşmenin hazırlanmasında iptal edilen İstanbul Sözleşmesinin hazırlanmasında yer alanlar ve onu körü körüne savunanlar asla yer almamalıdırlar…

Öyle ya da böyle bir şekilde ailevi manada eşiyle sorunlu olanlar da öfkeli hareket ederek taraf olma riski taşıdıklarından onlar da yeni sözleşmenin hazırlığında yer almamalıdırlar.

Halkının çoğunluğu Müslüman olan bir ülkedeyiz. Madem ki Ayasofya camii İmamı ve aynı zamanda İslam Hukuku Profesörü olan Mehmet Boynukalın hocanın sözleriyle bu tartışma başlamıştır; o halde ne istediği, neye itiraz ettiği, ve nasıl bir düzenleme beklentisi içinde olduğu sorulmalı hatta bu çalışmalara mümkünse Mehmet Boynukalın hocanın yanı sıra başka akademisyenler de katılmalıdırlar.
Alternatif sözleşmenin hazırlığında şimdiye kadar itiraz eden tüm taraflara görüşleri sorulmalı varsa şayet alternatif metinleri alınıp istifade edilmelidir…

Göreceksiniz çoğunun böyle bir hazırlığı yoktur…Bildiği tek şey vardır o da, mevcudun olmayacağıdır? Nasıl olacağına ilişkin de hiç bir fikri yoktur. Çok gördük böylelerini…

Ceza ve ödül dengesi mutlaka gözetilmelidir…

Her şeyden önemlisi eşlerin birbirleriyle anlaşamamalarına çocuklar asla bedel ödememelidirler…Mümkün müdür bu? Yapılan düzenlemelerin tamamı pozitif ayırımcılık yapılarak ne yazık ki eşlerin duyguları üzerinden ve yaşam konforu düşünülerek yapılmaktadır. Neredeyse en ağır faturayı ödeyen çocukların duyguları, yaşadığı travmalar ve bozulan yaşam konforları hiç hesaba katılmamaktadır.

Çözüm adalettir…

Anlayacağınız sorunun çözümü bir hayli zordur ama imkansız değildir…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir