Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Hakikaten Dindar Mıyız?

Nedense daha çok gençlerin dinden uzaklaşmalarına vurgu yapılıyor. X kuşağı, Y kuşağı ve Z kuşağı ve hattâ imam-hatip ve ilâhiyat gençliği. Gençlerimizin bu konudaki tutum ve yönelişleri elbette ki çok önemli ve yakından tâkip edilmeli. Bu konuda projeler hazırlanmalı, programlar geliştirilmeli eyvallah.

Peki orta yaş ve yaşlılarımızda durum nasıldır acaba?
Daha da önemlisi gerek ilâhiyat fakültelerimizde ve gerekse de diğer fakültelerdeki, etrâfı tarafından muhâfazakar ve dindar olarak bilinen akademisyen hocalarımızda durum nedir? Yaş ve kariyerin ilerlemesiyle ve bu arada ekonomik refah düzeyinin de artmasıyla, dindarlık kat sayısı artıyor mu, yoksa tersi bir durum mu söz konusudur?

Kimsenin imânını ya da amelini, hele ki ihlâsını ve samîmiyetini ölçüp biçmek ya da sorgulamak elbette ki bize düşmez amma, en azından meselâ zâhirî anlamda birer dindarlık göstergesi kabul edilebilecek aşağıdaki hususlarda bahsettiğim değerli hocalarımızın ve âilelerinin durumu nicedir?

1- Bu değerli hocalarımız cuma dışında câmiye ve cemaata hangi periyotlarla uğramaktadırlar?

2- Bu muhterem hocalarımız câmiye ve cemaate gidemediklerinde, evlerinde âilece cemaatle namaz kılmakta mıdırlar? Toplumun bâzı kesimlerinde rastlandığı üzere bu kıymetli hocalarımızın evlerindede hâne halkının kıbleyi bilmeme durumu söz konusu olabilir mi?

3- Bu değerli hocalarımızın evlerinde her gün az ya da çok Ku’ân-ı Kerîm’den bir bölüm okunmakta mıdır?

4- Bu kıymetli hocalarımızın Ramazan orucu dışında düzenli ya da düzensiz olarak nâfile oruç tutma durumları nedir?

5- Bu değerli hocalarımızın hac farîzası ve umre konusundaki ilgi ve alâlâkaları nasıldır?

6- Bir çoğu öğrenci iken kıt imkanlarla belli vakıfların ve hayır sâhiplerinin bursları ile okuyabilen bu değerli hocalarımız, şimdiki ortalama aylık maaşları on bin lira ve üzeri iken zekat ve sadaka dışında bir ya da bir kaç öğrenciye burs veriyorlar mıdır?

Bu soruları daha da çoğaltmak elbette ki mümkündür ancak, ben burada Kurân tilâveti dışında sorularımı, islâm’ın beş şartı ile sınırlı tuttum. Tesettür, moda, flört, tâtil ve eğlence kültürü vd. mevzûlara hiç girmiyorum ve kendimi de kimseden ayırmıyorum.

Eğer burada sayılan ibâdet ve hayırlar, bâzı modernistlerin zaman içerisinde evrildikleri sakat düşüncelerinde ve tatbîkatlarımda olduğu gibi, âdetâ sâdece avâmın işleri değil de avâm ve havâsıyla birlikte cümle müslümanların işleri ise, bu konularda tek tek her birerlerimizin durumu nedir?

Hepimiz bu soruları kendimize samîmiyetle sormalı ve dindarlık algımız ve dindarlık seviyemiz ile ilgili değerlendirmelerimizi, şapkalarımızı da önümüze alarak derin bir tefekkürle bir daha gözden geçirmeliyiz. Bunu bizim yerimize ya da bizim adımıza kimse yapamaz.

Yapacağımız bu değerlendirme, bir yönüyle de hesâba çekilmeden önce kendimizi hesâba çekmenin bir provası olarak değerlendirilebilir.

Yazımızın girişinde konuya gençlerle girdiğimize göre, yine gençleri merkeze alarak kendimize soracağımız şu iki soru ile yazımı bitirmek istiyorum.

1- Yukarıdaki sorulara ve benzerlerine vereceğimiz gerçekçi cevaplar istikâmetinde biz yetişkinlerin durumu çok iyi olduğu halde gençlerin durumları iyi değilse bunun sebepleri neler olabilir?
2- Yine yukarıdaki sorulardan hareketle aslında biz yetişkinleri durumları pek te iç açıcı olmadığı halde geriden gelen genç kuşakların durumunun iyi olmasını nasıl umabiliriz ve nasıl bekleyebiliriz?

Allah bizlerin de, geriden gelen nesillerimizin de âhir ve âkibetimizi hayr eylesin…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir