Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Ailemizin Huzur ve Selameti İçin

Dinimiz, erkeğin ve kadının karşılıklı sevgilerinin ve saygılarının bir tezahürü olarak temiz, kerih kokulardan uzak, düzgün giyimli, ağız-diş temizliği tam ve birbirlerine ilgili olmalarını ister. Cinslerin nefret edecek davranışlardan uzak olmalarını tavsiye eder. Bunları üzerinde tecelli ettirerek Müslümanlara örnek olan Peygamber Efendimiz, güzel kokular sürünmüş, dişlerini günde beş defa temizleyerek her türlü rahatsızlık verici kokudan uzak durmuştur. Evine girdiğinde ve geceleyin namaza kalktığında işe dişlerinin temizliği ile başlamıştır. Çevresinde dişleri sararmış ve saçı başı dağınık kimseleri gördüğünde temizlikle ilgili tavsiyelerde bulunmuştur. İsrafa kaçmadan temiz ve düzgün giyinmeyi âdet edinmiştir. Cuma günü ise Müslümanların bayramı olması itibarıyla daha özenli giyinmiştir. Varlıklı ama kendine bakmayan kimseleri gördüğünde onları hoş karşılamamıştır. Allah’ın verdiği nimetlerin kullarının üzerinde görülmesini söylemiştir.
Hz. Peygamber (sav), “Yüzüne bakıldığı zaman insana sürur / mutluluk veren zevcenin kişinin en büyük serveti”[1] olduğunu belirtmiştir. Sürur kaynağı olan eşlerin bu özelliklerini kazanmada elbette kocalarına karşı madden ve manen güzel görünmelerinin de etkisi vardır. Peygamber efendimiz, sahabesine düzenli ve tertipli olmayı öğretmiş ve dağınıklığa karşı onları uyarmıştır. Kaynaklarda şöyle bir olay rivayet edilir. Elleri erkek eli gibi nasırlaşmış bir hanım sahabiyeye Peygamber Efendimiz; “Sizler ellerinize kına sürmüyorsunuz ve elleriniz erkek eli gibi oluyor.”[2] uyarısını yapmıştır. Bu uyarıyla Resulullah (sav), kadınların kocalarına karşı bakımlı olmalarının önemine atıfta bulunmuştur. Bu olaydan ayrı olarak şu rivayeti de paylaşmayı çok önemsiyoruz. Hz. Peygamber (sav) evine geldiğinde, eşi Hz. Ayşe’nin yanında üstü başı dağınık, pejmürde görünümlü ve bakımsız bir hanım görmüştür. Resulullah, bu hanımın kim olduğunu eşine sorduğunda Annemiz; Osman b. Mazun’un eşi Havle bt. Hâkim olduğunu söylemiştir. Hz. Peygamber (sav), dağınıklığının nedenini sorduğunda ise Havle’den şu cevabı almıştır: “Kocam Osman geceleri namaz kılıyor, gündüzleri oruç tutuyor (benimle ilgilenmiyor). Dolayısıyla kendime bakmamın bir sebebi yoktur.” Bunun üzerine Peygamber (sav), kardeşim diye hitap ettiği Osman’ı çağırmış ve onun şahsında şu evrensel uyarıyı yapmıştır: “Ey Osman! Allah Teâlâ bizlere ruhbanlar gibi yaşamayı farz kılmadı. Senin için örnek ben değil miyim? Allah’a yemin ederim ki Allah’tan en çok korkanınız benim; Allah’ın koyduğu sınırlara en çok riayet edeniniz de benim.”[3] Bu uyarısıyla Peygamberimiz, erkeklerden de hanımları hayata küstürecek davranışlardan uzak durmalarını istemiştir. Haımların, kadınlık görevlerini ihmal etmesi ne kadar yanlış ise erkeklerin de kocalık görevlerini ihmal etmesi; eşine ve yuvasına karşı ilgisiz olması o kadar yanlıştır.

Bahsetmiş olduğumuz düzen, tertip ve bakımlı olmak karşılıklıdır. Kadın için de, evin reisi erkek için de geçerlidir. Dağınıklık, ter ve ağız kokuları ki buna ağır nikotin kokularından soğan sarımsak kokularına kadar bütün kötü kokular girer, çirkin görünüm ve çiftleri birbirlerinden soğutan anormal davranışlar, karşılıklı nefretle ilgiyi başkalarında aramaya sevk edebilir. Kısacası, ihtimali az da olsa fuhşa yol açabilir. Böyle bir duruma düşmemek; dünyayı ve ahireti mahvetmemek için karşılıklı haklar ve evlilik sınırları iyi gözetilmelidir. Kadın baktığı zaman kocasında bütün mükemmellikleri; erkek de baktığı zaman hanımında bütün güzellikleri ve mükemmellikleri görebilmelidir. Kimse dışarda bir şey aramamalıdır. Bütün yönleriyle eşler birbirlerine yetmelidirler.

[1] Ebu Davut, 3, Zekât, 32, H. no: 1664, II / 306.

[2] Ahmed, Müsned, VI / 437.

[3] Abdürrezzak, Musannef, H. no: 10375, VI / 168; Ahmed, Müsned, VI / 226.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir