Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Mart 28, 2024

Kur’an-Bilim İlişkisinde Meşruiyet Şartları

Bir kere ve en başta ifade edeyim ki, elbette Kur’an bir bilim kitabı değildir ve esasen bir hidayet kaynağıdır. Kur’an’ın zahir anlamı da esastır. Bilimsel bilgi değerlidir, ama mutlak değildir. Kur’an’ı zorlama ile bilime uydurmaya çalışmak sıkıntılı bir yoldur. Bilimi hiç dikkate almamak da tersinden sıkıntılı bir yöntem olacaktır. Onun için zahir anlam anlaşılmıyor veya aklî veya bilimsel “kesin” verilere aykırılık söz konusu ise yorumlamaya gidilmelidir. Kat’î aklî delil ile zannî naklî delil çelişirse kat’î aklî delil takdim edilir ve nakil te’vil edilir. Burada çelişiklikten değil, bilimsel verilere uygun olarak Kur’an’ı yorumlamaya örnek vereceğim. Mesela;

“Semâyı gücümüzle biz inşâ ettik ve onu (devamlı) genişletiyoruz.” (Zâriyât, 47) Ayette günümüz astronomi bilginlerinin “genişleyen evren” terimiyle ifade ettikleri olguya işaret edilmiştir. Bu âyet açık bir şekilde evrenin merkezden dışa doğru genişlediğini gösteriyor. Çünkü Kur’an, “le-mûsiûn” şeklindeki, te’kitli beyanıyla, kâinatın devamlı bir şekilde genişlemesinden şüphe edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Elmalılı Hamdi, “Biz, rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik” (Hicr 22) âyetinde, bütün bitkilerin çiçeklerinde erkek ve dişi çifti bulunduğu ve erkeğin dişiyi aşılamakla meyvelerin meydana geldiği anlaşıldıktan sonra rüzgarların bir aşıcı hizmetini yerine getirdiklerinin anlaşıldığını, bu suretle de bu âyetin meçhul bir ilmî hakikati haber verdiğinin bin bu kadar sene sonra ortaya çıktığını, dolayısıyla da bu âyetin bir mucize olduğunu söyler. (Bk. Hak Dini, V, 3054)

Şimdi bu tür yorumlar meşru değil midir? Bu ayetlere sadece nuzul dönemindeki anlamlar mı verilecek? Bana göre bu yorumlar meşrudur, ancak bu meşruiyeti sağlayacak çok önemli dört kurala riayet edilmesi gerekir diye düşünüyorum:

a. Bilimsel -hatta buna işarî yorumları da katabiliriz- tefsirler -aslında yorumlar- kast-ı mütekellim yerine konulmayacaktır.

b. Dil kurallarına dikkat edilecektir. Abuk sabuk, ilgisiz, alakasız manalar verilmeyecektir.

c. Kur’an’dan bilimsel -veya işarî- olarak çıkarılan manalar (yorumlar) başka bir nasla veya İslam’ın temel ilkeleriyle çelişmeyecektir. d. Kur’an bir bilim kitabı -bir tasavvuf kitabı- olarak telakki edilmeyecektir. Yapılanın en nihayetinde bir yorum olduğu asla unutulmayacaktır.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir