Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Güzele Açılan Kapı

Güzel, ruhumuzun dinginliğini iç dünyamızı sarıp sarmalayıp bizleri huzura mutluluğa götüren yaşadığımız, gördüğümüz, işittiğimiz, hissettiğimiz hayatımızdaki hatıralar, hisler ve zevklerimizin bütünüdür. Bu bazen bir şiir, bir müzik, okuduğumuz bir kitap, yediğimiz bir yemek, gördüğümüz bir dost olabilir ve bu misalleri çoğaltabiliriz. Kısaca bizi mesut eden her şey güzeldir.

Fakat şunu unutmamak gerek güzellik kişilere göre değişkenlik gösterir. Kimi müziğin sanat musikisini kimi de popu sever, dinlemekten zevk alır mutlu olur. Bu güzelin farklı farklı olduğunu göstermez. Bizlerin algılamasında bakışımızdaki farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Kişi nasıl bir yapıya sahipse zevkleri de o yapısına göredir. Yumuşak tabiatlı, sinirli, kötümser, iyimser, kötü ve iyi kişiliğe sahip insanlar vardır. İyi insan iyilik yapmaktan hoşlanır. Kötü de kötülüklerden zulüm yapmaktan zevk alır. Buradan çıkarılan sonuç kötü mizaçlı kimse için güzellik kavramı çirkin pis işler olabilir. İyi huylu kimse için de güzellik hoş iyi şeyler olabilir.

İşte güzel, kişinin mizacı ve huyuna göre değişir. Fakat değişken olan bu güzel, maddi gördüğümüz işittiğimiz dış güzelliktir.

Güzel üç çeşittir: Dış güzellik; bunu yukarıda açıkladık. İç güzellik; ruhumuzun ve kalbimizin güzelliğidir. Yani mânevî güzellik huylarımız, mizacımız, zevklerimiz, karakterimiz… Günümüzde maalesef iç güzelliğe bakmıyoruz, dış güzelliğe bakıyoruz. Kişinin dış görünümüne yüz güzelliğine giyimine, bir şeyin güzel ambalajına bakıyoruz. İnsanın içine iç güzelliğine özüne bakmıyoruz. “Harabat ehlini hor görme sakir, defineye malik viraneler var.” sözünü unutmuşuz. Ne insanlar var ki dış görünüşleri permusade halde fakat içinde ne güzellikler ne ilim irfan saklıdır bilinmez.

Üçüncü güzellik ise; güzelliği kendinden olan, her daim güzel olan, maddi ve mânevî yani iç ve dış güzelliği birleştiren hakiki güzelliktir. Bu imandır. İman etmiş, Allah’a iman eden Kuranı ve Peygamberimizi tanıyıp Kuran ahlakıyla ahlaklanmış ve Peygamberimizi kendine rehber etmiş bir kimse her şeydeki güzelliği görecektir. “O Allah ki yarattığı her şeyi güzel yapmıştır” (Secde 7) ayetinde olduğu gibi âlemde her ne varsa güzeldir. Bizim kötü gördüğümüz musibetler belalar ve diğer çirkinliklerin içinde bir güzel gizlenmektedir. (Bakara 216) İşte iman bize o gizli güzelliği gösteriyor. Yusuf (AS) önce kuyuya atılır, şer görünür fakat Mısır sarayında yetişir. Hapse atılır Mısır’ın şimdiki maliye bakanı olmasına sebep olur. Olaylardaki hikmete bakacağız. Şimdilik şer fakat sonra hayra dönüşür. Kısacası içinde bulunduğumuz her türlü musibete sabredip arkasından gelecek güzelliğini bekleyeceğiz.

Bir gün Peygamberimiz (SAS) ashabıyla dolaşırken bir köpek kafasının iskeletini görüyorlar. Biri, ne kadar çirkin diyor. Peygamberimiz de (SAS) dişleri güzel diyor. Burada bize şunu öğretiyor: Güzel bakarsan güzel görürsün. Çirkinliğin arkasındaki güzeli görmek için bakarsan güzeli görürsün.

Evet! Her şey güzeldir. İçimizdeki dış dünyamızdaki tüm güzele açılan kapı; iman penceresinden hikmet gözüyle bakmak ve seyretmekle şerlerdeki güzellikleri dahi keşfederiz. Böylece hayatta mutlu ve mesut yaşarız.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir