Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Niçin Başaramıyoruz?

Müslümanlar; plânsız, istişaresiz, metotsuz, kadrosuz ve hedefsiz çalışmalar yaptıklarından dolayı hayırlı sonuçlara ulaşamıyorlar. Bu kötü durumlardan kurtulmak için; imanı tecdit, sorunları belirleme, kadrolaşma, hedefleri tayin etme, cihadın seyri, problemleri çözme, din eğitiminin şekli, kültürel çalışmaların biçimi, davet ve tebliğ, alternatif siyaset, iktisat, hukuk, eğitim, sağlık, şahsiyetli dış politika, üniversite ve mimari, yönetici ve davetçinin yetiştirilmesi, köy ve şehir halkının eğitimi, çocuk terbiyesi, haksız boşanmaların sonlandırılması, çağdaş fikir akımlarıyla mücadele, toplumsal irtidatların sonlanması, okulların ıslahı ve kalitenin artırılması, meşru eğlence, basın yayın, usul/metot ilimlerinde yeni yöntemler, yeni vatandaşlık, ilimleri istikamet üzerine güncelleme, fakirliğe çözüm, İslâm’ı tanıtma, modern misyonerlikle mücadele, işsizlik sorunlarını çözme, mazlum milletlerle iletişim, paranın değeri, Müslümanların güvenliği, çevrenin korunması, emeğin yüceltilmesi, ahlaki erozyonun bitirilmesi vb. konularda acil plânlamaların yapılması zorunludur. Bu saydığımız ve sayamadığımız konularda plân, program, çözüm, kadro ve hedeflerin tayini gerçekleştirilemezse Müslümanlar olarak kendimize varlık alanları bulamayız. Her zaman edilgen kalır ve tarihin öznesi olamayız. Bütün bu konularda ideal Müslümanlar ağır davranıp kendi gündemlerini belirleyemeyince İslâm dünyasında seküler düşünen veya seküler siyasete destek veren işbirlikçi kimseler çözümü vahiy karşıtı ideolojilerde arayıp bu düşünceyi merkeze alan siyasi anlayışları iktidar yapmak için çalışmışlardır. Bu çalışmalarında muvaffak da olmuşlardır. Her türlü İslâmî plânlamaya tepki gösteren bu adamlar Müslümanlara ihanet etmişlerdir.

Yukarda saymış olduğumuz meseleleri çözebilmek için şura üyelerinin belirli vasıflarla donanmasına vurgular yaptık. Bu vurguları yaparken şuranın basit bir fikir jimnastiği veya lüzumsuz yere enerji sarf etme meclisleri olmadığına dikkat çekmek istedik. Şurayı ve istişareyi sıradan fikir jimnastiği olarak görenler şura kararlarının bağlayıcı olmadığını savunmuşlardır. Bu fikirleriyle Allah Teâlâ’nın istemediği istibdada da zemin hazırlamaktadırlar. Hatta bu konuları sulandırmak ve önderlik makamına serbestlik tanımak için tarihi uygulamaları bile çarpıtarak örneklendirirler. Özellikle, cemaatleşmeyi ve siyasi çalışmaları mektebi anlamda gerçekleştiremeyen Müslümanlar, ülkelerindeki liderlik sultasının etkisiyle şura kararlarının bağlayıcı olmadığına inandırılmışlardır. Şûra kararlarının bağlayıcı olmadığına çıkarları uğruna inanan ve tabanlarını da bu doğrultuda inanmaya mecbur eden siyasiler, önderlik makamlarına akıllı, çözüm üreten, plânlama yapabilen, lider ruhlu ve karizmatik kimseleri almamışlardır. Hatta nitelikli İslâm âlimi bulundurmaktan kaçınmışlardır. Bu davranışlarıyla siyasetten adil vasfını alıp zulme dönüştürmüşlerdir. Peygamber Efendimiz bile şûra kararlarını bağlayıcı saymıştır. Uhud savaşında sonunda yenilgi olacağını bilmesine rağmen çoğunluğun kararlarına uymuştur. Fakat şûranın önemini ve bağlayıcılığını gelecek nesillere sünnet olarak koymuştur. İslâmî bir hareketin olmazsa olmazlarından biri de şûradır. Vahiy olmayan konularda Hz. Peygamber kadar kimse istişare yapmamıştır. O’nun istişare yaptığı kimseler arasında kadınlar da vardır.

İslâmî olmayan fakat oy avcılığıyla Müslümanları dünya sistemine entegre eden politik kurumların ehliyetsiz kimselerle sözde istişare yapmaları onları meşrulaştırmaz. Bunlar islamizasyon çalışmalarının bir neticesidir. Fıkıhsız ve âlimsiz yapılanmalardır. Bunları üzerinden değerlendirme yaparak İslâm hakkında olumsuz kanaat belirtmek cehalettir; İslâmî olmadıkları halde oy için politik kurumları dinle bile bile özdeşleştirmek ise dine yapılan en büyük ihanettir. Siyaset vahyi merkeze almadıkça ve bunun üzerinden hayatın sorunlarını çözmeye karar vermedikçe İslâmî olma vasfını elde edemez. Bunu bilerek ve kavrayarak söz söylemek adalete uygun olandır.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir