Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Cuma, Mart 29, 2024

Erdoğan’ın En Büyük Zaafı

Selamı kelama bağlayıp düşünmeye ve düşündüklerimizi de sizle paylaşmaya başlayayım…

Dünyanın gündemi hiç şüphesiz Erdoğan… Her geçen gün makas daraldıkça onu sevenler de sevmeyenlerde duygu ve tutumlarını daha çok belirginleştiriyor.

Artık ülkemizdeki “Muhalefet” Erdoğan’ın rakibi olmadığı gibi karşısına çıkarılmayı düşünülen isimler de beklenin olmayacağının sinyallerini çok kısa sürede verdi.

Ülkemizde basılı ve görsel medyanın sürekli ekonomi üzerinden “Artık Türkiye Ekonomisi Batıyor!” kodlaması yapsa da buna en az inanan kesim dünyada rejim ve iktidar dizaynı için gece gündüz stratejiler üreten küresel güçler…

Küresel güçler Erdoğan’ın Karizmatik Lider olduğunu çoktan kabul ettikleri için Erdoğan’a sadece seçimle iktidar kazanmış bugün var ama yarın olmayacak bir lider olarak bakmıyorlar.

IMF ve Saz Ekibi Rahatsız…

Bununla birlikte “Türkiye Ekonomisi” algısının ulusal basında devam etmelerini istiyorlar. Bunun en önemli sebebi seçimlerde her geçen gün etkisi artacak olan genç seçmenlerin Türkiye’nin IMF’li günlerini onlardan saklamak. Türkiye Ekonomisi kaynaklarının yarısını bile kullanmadan uluslararası geçerliliği kanıtlanmış şekilde dünyanın ilk 20 ekonomisinden biri ülkemizin ekonomidir.

Ben düşüncelerimi farklı bir noktada toplamak istiyorum… Bu nokta hem uluslararası medya hem de ulusal medya tarafından gözden kaçırılan bir nokta. Küresel güçlerin ki böyle bir sosyal gerçekli yadsınamaz şekilde olmasına rağmen nicel ve nitel kimlikleri olmayan güçlere küresel güçler diyoruz…

Küresel güçlerin en çok iletişimde oldukları tartışmasız “Küresel İletişimciler” olarak isimlendireceğimiz kesimdir. Onlara bir örnek uzun dönem ABD’nin vizyon ve misyon planlayıcısı bir isim Karen Hughes’tir. Burada şunu da ifade edelim Gülen bir kukla olarak düşünülürse o kuklayı oynatan isim de Karen Hughes… Kendisi kamufle olmak için 2010’lı yıllarda küresel iletişim konusunda önemli bir isim olan Burson-Marsteller’in beyin takımında çalışmalarına devam ediyor… Tabii ki de küresel iletişimciler tek ve belli isimler değil…

İktidar-Muhalefet Sarmalı İletişimi

Şimdi küresel iletişimcilerin; küresel güçlere Erdoğan’ın gücünü ve etkisini zayıflatmak için önerdikleri strateji hakkında ulaşabildiğimiz bilgileri paylaşalım belki birileri okur ve biraz olsun ülkemizdeki İktidar-Muhalefet Sarmalı İletişimi dışına çıkarak kuklayı değil kuklacıları hedef alarak strateji geliştirebilirler…

Küresel iletişimcilerin önerdiği strateji aslında kadim bir strateji; bu strateji ne zaman kullanılır seçenekler tükendiğinde kullanılır. Şöyle ki Erdoğan etkisini kırmak için askeri müdahale kullanıldı ki aslında bu seçeneklerin tükendiğinde kullanılan bir stratejidir. Bu strateji ile ya hedefe ulaşılır ya da hedefe ulaşılamaz ise üzerinde duracağımız “Mıknatıs Etkisi Stratejisi” için adımlar atılır.

Özellikle 15 Temmuz öncesi küresel güçler devlet başkanlarına şu mesajı veriyorlardı… Erdoğan’ı her alanda köşeye sıkıştırın.15 Temmuz’dan sonra ise şu mesajı vermeye başladılar “Erdoğan’ı kızdırmayın!” …Uluslararası görüşmelerde tüm liderlerinin göz açılarınını Erdoğan’ın üzerinde odaklanması bir rastlantı değildir…

Kısacası zıt kutuplar çeker; eş kutuplar iter…

Mıknatıs Etkisi… Kısacası zıt kutuplar çeker; eş kutuplar iter… İşte önümüzdeki günlerde en çok etkisini göreceğimiz Mıknatıs Etkisi stratejisi…

Aslında birinci ayağı medya yolu ile uygulamaya koyuldu… Ne acı ki buna Erdoğan destekçisi olarak bilinen medyalarda bu stratejiye destek verdi. İlk soru şu neden Berat Albayrak seçildi de Selçuk Bayraktar seçilmedi… Çünkü medya Berat Albayrak’ı “Damat” olarak kodlamıştı. Aslında bu kodlama tarihte sık rastladığımız “Damat” kodlamasıdır. Damat, bir kişinin kızın kocası anlamında değildir… Bir kişinin sonunu hazırlayan anlamındadır…

Küresel iletişimciler bu konuda başarılı oldu bunu kabul etmek gerek… Erdoğan ve “Damadı” arasında bir sıkıntı yoktu ama var algısı oluşturuldu… Hazine birilerine peşkeş çekilmedi ama çekildi gibi algılandı…

Aslında Berat Albayrak yaptığı işi göstermeyen bir bürokrat ve bunun içinde farklı bir dil kullanıyor… “İş konuşulmaz yapılır!”  Hiç şüphesiz Berat Albayrak’tan rahatsız olanların başında IMF ve saz ekibi geliyor… Ekonomistlerin açıklamada zorlandığı bir 15 Temmuz kalkışması ve arkasından bir Pandemi süreci ve artan ihracat… Bu durumu burada noktalayalım…

Çünkü küresel iletişimciler bunu amaç olarak değil tutumları destekleyici tutum destek noktası olarak kullanacaklardır. Aslı beklenen…

Küresel iletişimcilerin sürekli lider Swot Analizi üzerinden strateji belirlerler. Ve onların köşe taşı ise liderlerin zaaf noktaları ya da  yumuşak karınlarıdır.

Erdoğan’ın En Büyük Zaafı

Erdoğan aslında onlar için alışık olmadıkları zaaflara sahiptir… Liderlerin zaafları, para, güç, kadın hatta öç gibi zaaflar… Erdoğan’ın zaafı ise kadınlar… Kadınlar deyince onların alışık olduğu ve onlar için çok kullanışlı olan kadın zaafı değil…

Küresel iletişimciler strateji kurarken liderlerin çocukluğundan aile hayatından renk tercihlerinden okuduğu kitaplara geniş bir veri bankaları vardır. Küresel iletişimcilerin Erdoğan’ı ikna etmek için kullandıkları en önemli kavram “Ana” kavramıdır.

Erdoğan’ın geçmişini didik didik eden iletişimciler; babasının otoriterliği; hatta politik olarak babanın oğluna kurduğu baskı; çok titiz olması, söz ile işin aynı anda yapılmasını istemesi gibi sebepler çocuk ve genç olan Erdoğan’ı “Ana” meftunu yapmıştır. Erdoğan’ın kafasını karıştırma noktası kadındır. Ana yani kadın söz konusu olunca Erdoğan artık duyguları ile hareket edecektir. Ve duyguların ikna gücü bazen inancın ikna gücünden daha etkili olduğu da bir sosyal gerçektir.

Küresel iletişimciler özellikle Erdoğan ile kırk yıllık hukuku olan ve kadın konusunda inançları ekseninde düşünen kişiler ile ki inançları aynı olmasına rağmen aralarında Erdoğan’ın “Ana” zaafı kullanılarak “Eş Kutup” üzerinden bir itim gücü oluşturma stratejisi uygulayacaklar.

Bunun için Erdoğan ile hukuku olan kişilerin köşe yazıları ve sosyal medya paylaşımları geriye dönük şekilde taranacak. Bu tarama sonucu elde edilen inanç anlamında doğruda olsa duyguları harekete geçirebilecek ifadeler medya teknikleri kullanılarak servis edilecek…

Tabii adın konusunun tercih edilmesi sadece kişilerin duygusal tercihleri sebebi ile değildir… Kadın artık küresel iktidar ve rejim dizaynları için önemli bir kod ve motif olarak kullanılmaktadır.

Sadece çekindikleri bir nokta var…

Küresel iletişimciler bu stratejinin beklentilerine cevap vereceği konusunda hem fikirler… Sadece çekindikleri bir nokta var. Bu strateji başarılı olmazsa ve kişiler arasındaki hukuk ve inançlarının hakikatleri ağır basarsa Türkiye sınırlarını aşan bir sinerji ile hem karizmatik enerji hem de kullanılabilir enerjilerin kapısını açacaktır…

Evet, bu yazıyı son birkaç paragraf için yazmış olduğumuz için meramımızı anlattığımız temennimizle bu yazıyı burada noktalayalım…

Selamı kelama bağlayarak… Kadına Allah ve Rasulünün verdiği değeri hiçbir kişi ve organizasyon vermez… Her durumda olduğu gibi kadın ve kadın hakları konusunda da inancının hakikatlerini baş tacı yapan liderlere selam olsun…

yazar@ercanharmanci.com

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir