Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Töhmet Mahallinden Uzak Durunuz


Hayatın hiçbir alanını boş bırakmayan Yüce Allah; “وَعِبَادُ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا” “Rahman’ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vekar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, (sadece) ‘selam!’ derler.”[1]Buyurarak insanların yürüyüşlerine kadar biçim vermiştir. Allah (c.)’ yolunda olan yürüyüşleri de teşvik etmiştir. Bunlara karşın fuhşa gitmeyi ve fuhuş mahalline adım atmayı ise ayakların zinası saymıştır[2]. Peygamber Efendimiz; “Ayakların zinası da (bu çirkin yerlere) adım atmaktır.[3]” buyurmuştur. Eğer insan zina mahalline gidecek olur ve fiilen böyle ağır bir günahı işleyecek olursa, Allah Teâlâ; “kıyamet gününde bu kimselerin ağızlarına mühür vurup kapatacak, elleri olup bitenleri anlatacak, ayakları da yapmış oldukları her şeye şahitlik edecektir.[4]” uyarısını yapmıştır. Kısacası; “Her şeyi konuşturan Allah (c.), insanın derilerini, kulaklarını ve ellerini konuşturup[5]” insanı kendi aleyhine tanık yapacaktır.

Ahiret âleminde böyle zor bir duruma düşmemek için insanın alıp verdiği nefeslere bile dikkat etmesi, kulluk bilinciyle alakalıdır. Bir anlık gaflet insanı ebedi hüsrana sürükleyebilir. Hz. Peygamber (s.), nasıl ki fuhuş mahalline gitmeyi yasakladıysa, insanların töhmete düşecek olan yerlerden ve anlayışlardan da uzak durmalarını istemiştir. Onun hayatında geçen şu olay her Müslümanın ibret alması gereken bir numunedir. “Bir defasında, geceleyin Resulullah (s.) hanımlarından biriyle giderken iki adam yanlarından geçmiş ve Hz. Peygamber (s.); ‘Ey filan! Bu yanımdaki eşim Safiye’dir, demiştir. O adam ‘Ya Resulullah (s.)! Ben senin hakkında yanlış bir zanda bulunabilir miyim? cevabını verince, Hz. Peygamber; “ Şeytan insanın damarlarındaki kandan daha sinsi hareket eder”[6] buyurmak suretiyle hem adamı bilgilendirmiş, hem de ümmetine yanlış anlaşılmalara karşı örneklik sunmuştur.
Eğer Resulullah (s.) adamı bilgilendirmeyecek olsaydı, belki de şeytanın kandırmasıyla adam yanlış bir kanaatte bulunup peygambere iftira bile atabilirdi. Bu davranışın anlamı, her Müslüman kendini fuhuştan uzak tutup töhmet oluşturacak davranışlardan uzak durmalıdır. Fakat hareket önderi konumundaki ve liderlik makamındaki insanların böyle nazik konularda daha hassas olmaları elzemdir. Çünkü onlar bir yara alacak olur ve iftiraya kurban gidecek olurlarsa hadise sadece şahıslarıyla kalmayıp davalarının da yara almasına ve gerilemesine sebep olacaktır. Şu iyi bilinmeli ki liderlik konumundaki mü’minler diğer insanlar gibi değildir. Yaptıkları ve yapacakları şeyler örtük bir fetva oluşturduğu için sevapları gibi günahları da iki kattır.[7]

[1] Furkan 25/63
[2] Ahmed, Müsned (tah: Muhammed Şakir), h.no: 3912, c.XI, s.7.
[3] Beyhaki Nikah, 70, h.no: 13510, c.VII, s.143.
[4] Yasin 36/65.
[5] Fussilet 41/20-21.
[6] Müslim, 39, Selam, 9, h.no: 2174, c.II, s.1712.
[7] Bkz: Ahzab 33/30.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir