Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Çarşamba, Nisan 24, 2024

Hz. Peygamber’in Gayb Bilgisi

Aslında mesele usul meselesidir. Hz. Peygamber’in -az veya çok- gaybden haber verdiği konusunda ümmetin alimleri arasında icma vardır. Bu icmanın dayanağı elbette Kur’an ve hadislerdir. Bunun karşısında bugün salt Kur’an’dan delil getirilmekte ve Hz. Peygamber Kur’an dışında ğaybı bilmez denilmektedir. Aşağıda ayetleri zikredecegim. Ama öncelikle şunu sormalıyız:

Nasıl davranacağız? Salt ayetleri esas alıp Kur’an ve sünnete dayanan icmayı mi reddedeceğiz yoksa icmayı esas alıp Kur’andaki ilgili ayetlerin zahirini te’vil mi edeceğiz? Onun için mesele usul meselesidir. Ve akl-i selim yukaridaki soruya “elbette icma esas alınacaktır” şeklinde cevap verecektir. O zaman ilgili ayetleri nasıl anlayacağız?

  1. De ki: “Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyarım.” De ki: “Hiç kör ile gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?” (Enam, 50)

Ayet acik aslında. Hz. Peygamber ancak vahye uyar. Allah ne haber verirse onu bilir. Allah’ın haber verdikleri de elbette Kur’an’da sınırlı değildir. Nasıl sınırlı olsun ki?! Bu ayeti “mutlak” alırsak Hz. Peygamber’in Kur’an’ı da bilmemesi gerekirdi. Zira Kur’an da gaybdir. Ancak Kur’an’ın ona gaybden geldiğine iman ediyoruz. Bu durumda “Kur’an hariç” diyoruz. O zaman bu ayeti anlarken bir parantezle şöyle diyoruz: “Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben (kendiliğimden) gaybı da bilmem.” Mesele bu kadar basittir.

  1. “De ki: Ben kendim için, Allah’ın dilediği dışında ne bir fayda elde edebilirim ne de zarardan kurtulabilirim. Eğer gaybı biliyor olsaydım elbette bundan çok faydalanırdım, başıma kötülük de gelmezdi. Ben yalnızca inanan kimseler için uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” (Araf, 188)

Burada yapacağımız şey aynidir: “Eğer (kendiliğimden)gaybı biliyor olsaydım elbette bundan çok faydalanırdım.”

  1. “De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahyolunana uymaktayım; ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ahkaf, 9)

Burada da yapacağımız şey aynidir: “Benim ve sizin başınıza gelecekleri (kendiliğimden) bilmem.”

  1. Bir de Hz. Aişe’nin şu sözü delil getirilmektedir: “Kim Peygamberin ğaybı bildigini söylerse ona lftira atmış olur.” (Buhari)

Bunu anlamak da çok kolaydır. Şöyle ki: “Kim (kendiliğinden) Peygamberin ğaybı bildigini söylerse…”

Değerli arkadaşlar, mesele bu kadar basittir. Allah, rüya yoluyla bazı kullarına, hem de sıradan kullarina, öyle velilerine değil, kader sırrından bazı gayb bilgilerini koklatacak ama Peygambere gelince “hayır, olmaz, mümkün değil” diyeceğiz! Olacak şey midir? Ha! Diyeceksiniz ki, bu kapıyı açarsak istismar edilir. Şu dünyada Kur’an dahil istismar edilmeyen hiç bir şey yoktur. O halde sadece dikkatli olmalıyız diyebiliriz. İstismarı mutlaklaştirirsak mevhum bir endişeye dönüşür. Oysa hakikat varken vehmin hiç bir değeri olamaz. Selam ile.

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir