Yörünge Dergisi

"Türkiye’nin Entelektüel Aklının Buluşma Noktası"

Perşembe, Nisan 25, 2024

Tüm Çabalar Daha İyi Bir Gençlik ve Gelecek İçin Olmalıdır


Geçen gün 18-29 yaşa arası gençler üzerinde yapılmış bir anket çalışmasına baktım. Bu anket sonuçlarından yola çıkarak bu haftaki yazımı gençler ve onları yetiştiren yetişkinlere ayırdım.
Önce anketten birkaç sonuç vererek konuya girmek istiyorum.

  1. Yetişkinlerin kendilerini anlayıp anlamadığı konusunda düşüncesi sorulan gençlerin yüze 42,5’i “bizi anlamıyorlar” cevabını verirken, yüzde 38,8’i ise az anlıyorlar cevabını verdiler. Gençlerin sadece yüzde 9,4’ü yetişkinlerin kendilerini anladığını söylüyor. Dolayısıyla Gençlerin yüzde 90’nına yakını büyüklerin kendilerini anlamadığını düşünmektedir.
  2. “Türkiye’deki siyasi partilerden herhangi birinin gençlerin sorunlarını çözme konusunda yeterli politikalar üretebildiğini düşünüyor musunuz” Sorusuna, gençlerin yüzde 77,9’u’ “hayır hiçbir parti yeterli politika üretmiyor, sadece üretiyormuş gibi görünüyor” cevabını verdi.
  3. “Bu ülkeyi yönetiyor olsanız öncelikle çözeceğiniz sorun ne olurdu” sorusuna gençlerin 46,7’si gibi büyük bir oran “işsizlik/istihdam” sorunu cevabını verirken, yüzde 8,8 “hayat pahalılığı”, yüzde 7,6’sı ise “adalet” cevabını verdi.
  4. “Sizce Türkiye’de işe girebilmek için liyakat mi daha etkili yoksa torpil mi” sorusuna, yüzde 77. 6’sı torpilin liyakatten daha etkili olduğu yönünde cevap verdiler.
  5. “Eğitim veya iş amaçlı bir başka ülkede geçici süreli yaşama fırsatı tanınsa yurt dışına gitmek ister misiniz” sorusuna gençlerin yüzde 76,2’si ‘evet kesinlikle giderim’ cevabını verirken, yüzde 14’ü ise ‘Evet ama ülkemde aynı şartları bulursam gitmem’ cevabını verdi.
    Kalıcı olarak bir başka ülkenin vatandaşlığı verildiğinde ‘evet terk eder giderim’ diyenlerin oranı yüzde 64 olurken, sadece yüzde 14’ü ‘ülkemde kalırım’ cevabını verdi.
  6. “Hangi ülkede yaşamak istersiniz” sorusuna yüzde 43 ile Avrupa ülkeleri başı çekerken, yüzde 39,8 ile ABD/Kanada yüzde 14,8 ile de İskandinav ülkeleri takip ediyor.
  7. “Neden başka bir ülkede yaşamak istersiniz” sorusuna ise gençlerin yüzde 59’ü ‘daha iyi bir gelecek’ cevabını verirken, yüzde 14,6’sı ‘Daha huzurlu hayat’ yüzde 6’sı ‘adalet/eşitlik’ ve yüzde 20,4’ü ise ‘diğerleri’ cevabını verdi. Dolayısıyla daha iyi bir gelecek için gençler yurt dışını istemektedirler.

Anketteki bu yedi sorunun cevabına baktığımızda gençlerin –çoğunluğunun- bugünkü Türkiye’den memnun olmadıkları görülmektedir. (İlgililere duyurulur.)

İlk anket cevabında, gençlerin yüzde 90’nına yakınını, “büyüklerin kendilerini anlamadığını” düşünmektedir. Gerçeği söylemek gerekirse, tarih boyunca –genellikle- gençler yetişkinleri, yetişkinler de sürekli gençleri eleştirip/kötüleyip durmuşlardır. Bugün de böyle, yarın da hep böyle olacaktır. Kadınların sürekli erkekleri, erkeklerin de kadınları eleştirdikleri gibi (istisnalar bir tarafa).

Gençleri analiz ederken -taraf tutmadan- mümkün olduğunca realiteye uygun analiz yapmak zorundayız.
Yetişkinleri dinlediğimizde –genellikle- gençlerin yoldan çıktıklarını, neslin bozulduğunu ve ahlak diye bir mefhumun kalmadığını dile getirmektedirler.
Gençleri dinlediğimizde de “yetişkinlerin kendilerini anlamadıklarını, her şeylerine karıştıklarını, geri kaldıklarını ve gençliklerinin bizden daha kötü olduğunu dile getirmektedirler.

Bana sorarsanız iki tarafında haklı olduğu noktalar vardır. Son 25 yılda yetişen gençlere baktığımızda, başta kız-erkek ilişkileri olmak üzere pek çok alanda ahlak/edep kurallarına uymadıklarını görürüz. Gençlerin önemli bir kısmı Müslüman toplumun aile yapısını dejenere ettiklerine şahit olmaktayız.

Büyüklerin verdiği öğütleri dinlemediklerini, başına buyruk hareket ettiklerini, büyüklerinin tavsiyelerinden ziyade, ellerindeki telefonların mesajlarına uyduklarını görürüz.
Evet, gençleri yönlendiren, yetiştiren ve eğiten ellerindeki telefonlardır. O telefonlar, onların hem anası, hem babası ve hem de okullarıdır. Onları bu “telefon okulları” yetiştirmektedir. Artık, ana-babalar, öğretmenler ve diğer büyükler değil, elektronik cihazlar onları yönetiyor, yetiştiriyor ve şekillendiriyor. Bu elektronik cihazlar onların hayatları olmuştur. Sosyal olmayan medya, onların mektebi, onların en iyi arkadaşı olmuştur. Bunları dikkate almadan gençleri tanıyamayız.

Eskiden gençler büyüklerinin (dedelerinin, ninelerinin) elleri altında, onlardan öğrendikleri hikayelerle, öğütlerle ve edeple yetişirlerdi. Şimdiki gençlik o öğütlerden bir hayli uzaklaşmış durumdadır. Artık o tarihlere ve o geleneğe gitmek oldukça zordur. Dolayısıyla geçmiş yıllardaki örfümüzü, gelenek ve göreneklerimizi esas alarak gençleri değerlendirirsek, “iyi bir not” alamayacaklarını belirtmek isterim.

Bana göre gençlerin en önemli eksiklikleri, büyüklerinin tecrübe ve deneyimlerinden yeterince yararlanmak yerine, telefon ve sıkça beraber oldukları “tecrübesiz” arkadaşlara uymalarıdır. Büyüklerin tecrübe ve deneyimlerinden yararlanmaktan kaçındıkları için hayatı hep tozpembe görmekte, çoğu zaman aldanmakta, zaman ve değer kaybına uğramaktadırlar.

Hayatın zorluklarını yaşamadıkları ve alın terinin ne kadar kıymetli olduğunu bilmedikleri için, babalarının gecelere belki de sabahlara kadar çalışıp kazandığı parayı içleri sızlamadan çarçur edebiliyorlar. Annelerinin, onların iyiliklerini ve geleceklerini düşünüp çırpınmalarını ellerinin tersi ile itebiliyor ve saygısızlığı sürdürebiliyorlar.

Doğrusunu söylemek gerekirse, hayatımızdan ve gidişattan memnun değilsek, kabahati sadece bir tarafta değil, hepimizde aramak zorundayız. Hepimizin eksik ve yanlış tarafları vardır. Çoğu konularda (hak, adalet, para, çıkar, şöhret, özenti, savurganlık gibi) hepimiz savruluyoruz; dik duramıyoruz. İnandığımız ve olduğumuz gibi görünemiyoruz; yamuluyoruz. Değilse, herkes nefsinde murakebesini yapsın!

Anketin diğer yanıtlarına baktığımızda gençlerin, işsizlik/istihdam sorunu, hayat pahalılığı, adaletsizlik, özgürlük, liyakatsizlik ve torpil gibi sorunların olduğunu, çözümü için hiçbir siyasi partinin yeterince politikalar üretmediğini ve dolayısıyla –yüzde doksan gibi bir çoğunluğun- yurt dışına gitmek istediklerini görmekteyiz.

Evet, Türkiye bu konularda bugün iyi durumda değil ise sebebi bugünkü gençler değil, dünün gençleri, bugünün yetişkinlerdir; zira günümüzün gençleri daha vazifeyi devralmadılar. Gençler yetişkinlerin hazırladığı yasalara, yönetmeliklere, plan programlara, eğitim müfredatına, çeşitli tv programlarına, dizi ve filmlere, kitap ve dergilere göre yetişmektedirler. Eğer yasalar, yönetmelikler, müfredatlar, tv programları, dizi ve filmler İslam/insan tabiatına uygun hazırlanıp uygulanabilseydi, kaybımız çok daha az olacaktı; zira ağaç yaş iken şekil alır.

Onun için gençlerden şikayetçi olan yetişkinler, önce kendilerine düşeni yapsınlar. Bilsinler ki armut dibine düşer. Elbette gençlerle ilgili endişeler taşımak zorundayız; zira gençlerimiz istikbalimizdir. Sancağı devralacak ve emaneti koruyacak olan onlardır; ancak şikayetçi olanlar, gençlere yönelik sorumluluklarını yerine getirebildiler mi? Getirdiler ise, niçin gençler (ankette görüldüğü gibi) başka ülkelere gitmek isterler? Diğer ülkelerdeki imkanlar burada olmuş olsaydı, memleketlerini terk ederler miydi?

Bütün olumsuzluklara rağmen -hakkı teslim etmek adına- belirtmek isterim ki her konuda olduğu gibi gençlik konusunda da toptancı olmak doğru değildir. Kötü yetişen gençlerin yanı sıra çok iyi yetişen gençlerimiz de vardır. Geçmiş yıllarla kıyasladığımızda -daha çok- dinini diyanetini sahih kaynaklardan öğrenmeye çalışan, imkanlarını başkalarıyla paylaşmaya önem veren, bilimsel çalışmalar yaparak geleceği inşa eden, adalet ve hukuk konusunda taviz vermeyen, siyasetçileri ve yönetenleri akıllıca eleştiren, hatta yol gösteren, akıl ve mantık dışı uygulamalardan rahatsız olan bir gençliğin yetiştiğini de söyleyebiliriz.

Bütün çaba ve gayretler daha iyi bir gençlik ve daha iyi bir gelecek (dünya ve ahiret) için olmalıdır. Dilerim başta anket olmak üzere, yapılan diğer değerlendirmelerden yetişkinler (siyasetçiler, yöneticiler, öğretmenler, ana-babalar vs.) gerekli dersi çıkararak gençlerimize/geleceğimize sahip çıkarlar.

Selam ve muhabbetlerimle…

Daha Fazla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir