Jerusalem Post, Kudüs’te basılan ve sadece İngilizce ve Fransızca yayınlanan bir gazete. 1932 yılında, Birleşik Krallık Filistin Mandası döneminde, Gershon Agron tarafından The Palestine Post adıyla kuruldu; 1950 yılında adı The Jerusalem Post olarak değiştirildi. 2004 yılında, yatırımcı Eli Azur’un medya kuruluşu Mirkael Tikshoret tarafından satın alındı. Jerusalem Post 1980’lerin sonuna kadar sol çizgide yayın yaparken bu yıllarda bir dönüşüm yaşadı ve sağa kaydı. 2000’lerin başlarında David Horovitz yönetiminde iken orta yolcu bir tutum aldı ve solcu liberalliğiyle bilinen Ha’aretz ile rekabete girişti. Gazete İsrail’in şahin politikalarını destekliyor ve Yaakov Katz yönetiminde uluslararası toplumun takip ettiği sert/aşırı yorumlara yer veriyor.
Türkiye’yi durdurun
Gazetenin son editöryal yazısında Türkiye’yi hedef alan görüşler dile getirdi. ABD ve Avrupa ülkelerine “Türkiye’ye karşı çıkmanın zamanı geldi” çağrısında bulunan Jerusalem Post, buna gerekçe olarak Türkiye’nin İsrail’e meydan okuduğu iddiasını gösterdi. Türkiye’nin Batı düşmanlarıyla çalıştığını ve aynı zamanda daha saldırgan bir NATO üyesi olarak rahatsız edici bir resim ortaya koyduğunu savunan gazete, şu ifadeleri kullandı: “Bir zamanlar İsrail müttefiki olan Türkiye, bugün Ortadoğu’daki en İsrail karşıtı ülkelerden biri oldu. En üst düzey Hamas teröristlerine kırmızı halı seriyor; ABD’nin aradığı Hamas üyelerine ev sahipliği yapıyor, denizde İsrail müttefiklerine meydan okuyor ve İsrail’i Nazi Almanyası ile karşılaştırırken, devlet kontrolündeki medyayı her fırsatta Yahudi devletine vurmak için kullanıyor.”
Türkiye’nin İsrail-BAE anlaşmasına gösterdiği tepkiye dikkat çeken gazete, Erdoğan’ın Abu Dabi büyükelçisini geri çağırmakla tehdit ettiğini hatırlattı.
“Batılı müttefiklerin Türkiye’ye karşı çıkmasının zamanı geldi. Washington, aranan Hamas üyelerini ağırlamanın kabul edilemez olduğuna dair bir mesaj göndermelidir. İsrail, Ankara’nın giderek daha saldırgan ve dengesiz davranışlarını kınamak için Fransa, Yunanistan, Kıbrıs, Mısır, BAE ve diğerleriyle daha yakın çalışmalıdır.” diye yazan Jerusalem Post, Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin hızla aşırılık yanlılarına ev sahipliği yaptığını, bununla kalmayıp aynı zamanda İran’la da çalışan ve içgüdüsel olarak Kudüs’e düşman olan bir ülkeye dönüştüğünü savundu.
Gazete Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine de değindi ve bu adımın “El Aksa’yı kurtarmakla” eş tutulduğunu belirtti.
Beş milyar dolarlık ticaret
Gazete editöryal yazısında iki ülke arasındaki ticaret konularına yer vererek, şöyle devam etti: “Türkiye ve İsrail genellikle yakın ortaklar olmuştur. Örneğin 2018’de ticaret yaklaşık 5 milyar dolardı. Ancak boru hattı siyasetine gelince, İsrail Yunanistan ve Kıbrıs ile çalışmaya başladı ve Türkiye bunun “Türk karşıtı bir anlaşma” olduğunu iddia etti. Ankara, nihayetinde potansiyel olarak askeri boyutlarla birlikte tam bir krize dönüşebilecek olan boru hattının üzerinden Akdeniz’in geniş bir bölümünde hak iddia etti. Türkiye geçen yıl Kıbrıs yakınlarında bir İsrail araştırma gemisini taciz etti; bu yıl da donanmasını ve bir araştırma gemisini Yunanistan açıklarındaki sulara gönderdi. Buna yanıt olarak BAE, bu hafta Atina ile ortak hava kuvvetleri tatbikatı düzenledi.”
