Dostlarımızdan bazıları duruşumuzu anlayamamışlar, Ak Parti’yi bazen öven ve bazen de eleştiren tutumumuzu çelişki olarak görüyorlar.
İşin ilginç yanı bunu hem Ak Partili hem de muhalefetten olan arkadaşlarımız böyle görüyorlar.
Ak Partili dostum istiyor ki Ak Parti’yi yanlışları ve doğrularıyla bir paket olarak görüp her yaptığına doğru diyelim…
Muhalefet partili dostum da istiyor ki, Ak Parti’nin, hiç doğrusu yoktur her yaptığı yanlıştır diyelim…
Birisi doğruya yanlış dememizi bir diğeri de yanlışa doğru dememizi istiyor…Paket program yani!
Bu iki yaklaşım da sorunludur!
Oysa duruşumuz açık ve nettir. Kim yaparsa yapsın doğru, iyi, güzel ve faydalının yanında durmak ve yine kim yaparsa yapsın yanlış, kötü, çirkin, ve zararlının karşısında olmaktır. Bu duruş, önce kulluk sonra da vatandaşlık görevi değil midir?
Yanlışla doğru bir paket olacak biz de onu kabul edeceğiz öyle mi? İstenen bu mudur? Bu olmaz!
Doğal gaz bulunmasına maddi boyutu itibarıyla kayıtsız şartsız itiraz edenlere yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyeceğiz. Ama bulunan doğal gazın adil biçimde dağıtılamamasının İslam ülkelerinde Müslümanların başlarına nasıl bela açtığı uyarısında bulunmak da görevimiz…
Bu bir çelişki değildir…
Taraflara karşı ortada durmak ve tassubi duygularına karşı onları uyarmaktır.
Muhalefet liderlerini ve Ak parti’den kopan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi parti liderlerinin ortaya koydukları performanslarıyla ülkemizi yönetme konusunda yetersiz görmemizin yanında, Ak Parti’den ayrılmak veya ayrışmak için ileri sürdükleri bazı gerekçeleri de haklı bulduğumuzu ifade etmek durumundayız.
İstiyorlar ki tüm muhalefet liderlerini, Ahmet Davutoğlu ve Babacan ile birlikte Ak Parti’ye yönelik haklı eleştirilerini de rafa kaldıralım. Doğrular, bu kişiler dillendirdi diye yanlışa dönüşmezler veya çirkin işler, bu adamlar dillendirdi diye güzelleşmezler.
Ama bunun böyle yapılmasını isteyenler var…
Haklı eleştiri yanlış kişinin ağzında haksız eleştiriye dönüşmez…Söylenen ya iftira olur veya doğrudur. İftiraysa söylenecek söz yok reddederiz. Ama doğru ise de muhalefet söyledi diye onu da hatalı kabul etmeyiz.
Çünkü Ak Parti kusurlarından arınmış kutsal bir kurum değildir.
Öyle anlaşılıyor ki bazı tanımları pratik uygulamaları üzerinden yenilememiz ve güncellememiz gerekiyor. Haram, helal, adalet, zulüm, ahlak, doğruluk, hak, hukuk ve benzeri kavramları yeniden tanımlamalıyız. Şartlar bizi ihtilafa düşürmüş durumdadır…
